Asimilasyon politikaları sonucu yok olma riski taşıyan Anadolu dillerinden Lazca, hükümetin "açılım"larında ve Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) yayınlarında kendisine yer bulamadıysa da, bugün özel kurs ve yayınlarla yaşatılıyor.
1999'da Özgür Üniversite ile başlayan, geçen yıl Laz Kültür Derneği'nde ilerleyen Lazca kurs tecrübeleri, sürüyor:
Tarih ve kültür üzerine çalışan Anadolu Kültür ve Araştırma Derneği Kadıköy'de geçen hafta Lazca eğitim ve konuşma dersleri başlattı. Etnik dillerde kurs veren Geoaktif Kültür ve Aktivizm Merkezi de Lazca Dil ve Kültür Kursu'nu duyuruyor.
Lazca gramer ve sözlük çalışmalarıyla tanınan İsmail Bucaklişi, dilin durumunu bianet'e değerlendirdi.
Kurslar motive edici ama ana dil eğitimi gerekli
Dilin onurlandırılması ve konuşanların motive edilmesi açısından kursların önemine dikkat çeken Bucaklişi, "üniversitelerde de Lazca üzerine dilbilim, antropoloji gibi alanlarda bölümlerin açılmasının kesinlikle gerektiğinin" altını çizdi.
Bunun okullarda eğitim için de temel olacağını ifade eden Bucaklişi, ekledi: "Anadilde eğitim, yani tüm derslerde Lazca için şu anki altyapı yetersiz. Ana dili eğitimi, yani dilin kendisinin öğretilmesi ise çok gerekli; anadilde eğitim ancak bunun sonrası mümkün olur."
Laz diliyle ilgili resmi akademik bir bölüm olmasa da, geçen yıl Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri Yüksek Lisans programlarında Lazca dersler yapıldığını hatırlatan Bucaklişi, üniversitenin Yaşam Boyu Eğitim Merkezi'nde (Büyem) Laz Dili kursu başlatılmasının da konuşulduğunu söyledi.
"TRT sudan gerekçelerle reddetti"
Bucaklişi, yayınlar için donanımın yeterliliğine rağmen herhangi bir Lazca radyo-tv yayını yapmayan TRT'ye yapılan başvuruların "sudan gerekçelerle" reddedildiğini söyledi:
"Bunca Laz sanatçı, Lazca konuşan var. Yaşayan bir dilin, programları neden yapılamasın? İstanbul'da bile iki Laz köyü var."
Lazca olarak, Yaşam Radyo'da her Salı saat 20 ile 21.30 arasında Tanura programı yayınlanıyor. İnternet radyosu Nor Radyo'da ise her cumartesi saat 20 ile 21 arası Şǩuneburi Ǩaidepe adlı program yayında.
"Demokratik bir ülkede devlet teşvik eder""
Lazlar eğitim, Türkçeleştirilen yer adlarının iadesi ve yayın taleplerinde devletten henüz bir destek göremeseler de, Bucaklişi "demokratik bir ülkede" devletin talep olmasa dahi gerekli altyapıyı sağlayıp varolan dilleri yaşatmak, eğitim yapmakla yükümlü olduğunu belirtti; "Ki, sistem bu tür taleplerin dillendirilmesi için cazip bir ortam da sunmuyor" dedi.
Bucaklişi toplumda önde gelenlerin Lazca'yı konuşmasının önemine de değindi: "Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan diller, öne çıkarılmalı; telaffuz edilmeli. Dil ve kültürlerin güzel yanları gösterilmeli."
"Mesela her zaman "bir Türk atasözü şöyledir..." diye başlanır; artık "bir Laz atasözü böyle" veya "bir Kürt atasözü böyle" diye de örnekler verme zamanı. Dil ve kültürlere görünürlük kazandırılmalı."
Lazlar nerelerde yaşıyor?
Günümüzde Lazlar, yerlisi olarak bulundukları Doğu Karadeniz'de "Lazona" olarak adlandırdıkları, Rize'ye bağlı Ardeşen, Çamlıhemşin ve Viçe (Fındıklı) ve Atina (Pazar) ile Artvin'de Arhavi, Hopa ve Borçka yörelerinde yaşıyor.
Ayrıca '93 Harbi (Osmanlı-Rus Savaşı) Muhacırlarının göç etmek zorunda kaldığı özellikle Marmara Bölgesi'nde de birçok Laz köyü var. Nüfusla ilgili net bir sayı söylemek zor; fakat Laz diliyle ilişkili yarım milyona yakın insan, Lazca'yı günlük hayatta düzenli bir biçimde kullanan 50 bini aşkın kişi olduğu düşünülüyor.
Laz halkının yaşadıkları topraklar yalnız Türkiye ile sınırlı değil; Gürcistan'da 5 bine yakın Laz ve bunun yanında "Hristiyan Lazlar" diye tanımlanabilecek Megreller ile birlikte yaklaşık 1 milyonluk bir nüfus var.(EÇ/EÖ)