Devlet, 58 yıllık hayatının 30 yıl beş ayını cezaevinde geçiren Tahir Canan'dan şimdi de iaşe bedeli istiyor.
1978-1991 arası cezaevinde kaldıktan sonra şartlı tahliye olan, ardından 1993'ten bu yana cezaevinde bulunan Canan'dan cezaevinde kaldığı süre boyunca yediği yemek ve kullandığı elektriğin bedelinin talep edilmesini bianet'e değerlendiren Canan ailesinin avukatı Yıldız Koluaçık, iaşe bedeli uygulamasının yasalarda olduğunu, ancak insan haklarına aykırı olduğu için uzun yıllardır uygulanmadığını söyledi.
Tahir Canan'ın tamamen hukuksuz şekilde şartlı tahliyesinin yandığını ve hukuksuz şekilde bu kadar uzun süre cezaevinde tutulduğunu hatırlatan Koluaçık, sözlerine şöyle devam etti:
* Bir insan kendi isteği ile cezaevinde kalmaz. Kaldı ki, o insana sadece yaşamını sürdürebileceği kadar ve çok kötü yemekler veriyorlar.
* Sonra da kalkıp bunun bedelini talep etmeleri evrensel insan haklarına aykırı bir uygulamadır.
* Cezaevlerindeki tutuklu ve mahkumların sağlıklı şekilde beslenmeleri ve yaşamaları devletin görevidir.
"İaşe bedeliyle ilgili resmi yazı henüz gelmedi"
Yıldız Koluaçık, iaşe bedelinin talep edildiğine dair resmi yazının henüz ellerine ulaşmadığını ifade etti. Günlük iki lira civarı paranın kendisinden talep edildiğini Tahir Canan'ın oğlu İlhan Canan'a sözlü olarak ilettiğini söyleyen Koluaçık, 2007'de Tahir Canan'ın tahliye edilmesinin sağlanmaması, uyarlama yargılamalarından sonuç alınmaması neticesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurulduğunu söyledi.
Tahir Canan'ın bir cezaevinden başka bir cezaevine nakli sırasında tuvalete girdiği sırada kelepçelerinin çıkarılmadığını söyleyen Koluaçık, Canan'ın bu uygulamayı gerçekleştiren komutan hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ancak komutanın Türkiye Cumhuriyeti yasaları çerçevesinde cezalandırılamadığını ve AİHM'e başvuracağını söyledi.
"Düğümü yargı çözecek"
30 yıl beş aydır cezaevinde olan Tahir Canan'la ilgili basının duyarlılığının umut verici olduğunu düşünen Koluaçık, ancak düğümü yargının çözeceğini ifade etti.
Adalet Bakanlığı'na başvurarak yazılı emirle kararın bozulması taleplerini ilettiklerini hatırlatan Koluaçık, ancak Bandırma Ceza Mahkemesi'nin müddetnamenin düzeltilmesi yönündeki taleplerini reddettiğini söyledi.
Koluaçık, mahkemenin ret tebliğinin ellerine ulaşmasının ardından tekrar Adalet Bakanlığı'na başvuracaklarını, Bakanlığın olumlu görüş bildirmesi durumunda tahliye taleplerinin Yargıtay'a gideceğini sözlerine ekledi. (EKN)