Son olarak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i ziyaret ederek toplanan imzaları veren çevreciler Ankara'da 20 Ağustos'ta düzenlenecek "Doğayla Barış" mitingi için hazırlıklar yapıyorlar.
Ülke genelinde ses getirecek çalışmalar ve mitinglerle ilgili hazırlıklar yapılırken Ankara Barosu Avukatlarından Melih Sunar, golf alanının sadece ağaçları yok etmeyeceğini ifade ederek, "Yeraltı suları, doğanın ekolojik dengesi tehdit altında; kuş halkalama bölgesi olduğu için kuşları da etkiliyor; doğada birçok şeyi yok edecek" diye de uyarıyor.
Sorgun mahallesi Muhtarı Hasan Uçar'ın bürosunda bir araya gelen Manavgat Sivil Toplum Platformu üyelerinden dönem sözcüsü Av. Sema Ecevitoğlu, Esnaf Sanatkarlar Odası Başkanı Atila Yıldız, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Şube Başkanı Salih Özdemir ve diğer üyeler son durumu değerlendirdiler.
Sorgun Ormanı'na yapılacak golf sahası nedeniyle kesilecek ağaçlara tepki gösteren çevreciler adına Cumhuriyet Savcılarına açık suç duyurusunda bulunan Av. Melih Sınar, bölgenin 1983 yılında dönemi Turizm Bakanı Sabahattin Öz imzası ile Orman Bakanlığı'ndan Turizm Teşvik Yasası gereği çıkan arazinin Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devrinin yapıldığına dikkat çekti.
"Zarar sadece ağaçlarla sınırlı değil"
Av. Sunar, bugüne kadar yaşananları şöyle özetliyor : "Bu yazıya göre bu arazi 2386 dönüm. Burada ilginç olan tahsis edilen saha için mevcut ağaçların kesilmesinde; devrik, çürük, hayati tehlike arz eden kesilmesinde mahalli orman idaresine haber verilmesi ve Mahalli Orman İdaresinin tarafından damgalandıktan sonra kesilebileceği öngörülüyor.
Yazıda kesinlikle izinsiz ağaç kesilemeyeceği hükmü bulunuyor. Yıllarca bu arazi ile ilgili dosyalar ellenmemiş. Daha sonra Bayındırlık Bakanı kanalıyla Doğu Antalya Çevre Düzenleme Planı yapılmış.
Bu arada burası turistik mesire alanı olarak belirlenmiş ve plaj ayrılmış. Ağaç kesici herhangi bir işlem yapılmayacak hale getirilmiş. Sonra bu arazi vasıf değişikliğine sokulmuş".
Mahalli belediyelerin, özellikle de Manavgat ve Side Belediye Başkanlıklarının, orman ve sahildeki otelle ilgili hukuki işler yaptıklarını hatırlatan Av. Sunar, "Yasadan kaynaklanan yetkileri gereği her iki belediye de Danıştay'a dava açmışlar. Danıştay yürütmenin durdurulması kararını vermiş ve bunu belediye başkanlarının mutlaka ve gerekçesiz uygulama zorunluluğu var. Buna dayanarak mevcut ruhsat işlemini durduracak, mühürleyecek ve kararı bekleyecek" dedi.
Herkes AİHM'de dava açabilecek
Orman yasası ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda ormanların daraltılamayacağı hükmü ile Orman Bakanlığı'nın 5 yıllık yatırım planında da 45 milyon ağaç dikmek zorunluluğunun bulunduğunu ifade eden Av. Sunar, "Bilindiği üzere Caretta Caretta'lardan dolayı Türkiye büyük sıkıntılar yaşadı. Şimdi burada yaşayanlara şahsi olarak AİHM'de dava açma hakkı doğacak ve devlet yüklü tazminat altına girecek" diye de uyardı.
Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde Doğal Güzellikleri Koruma ile ilgili birçok birim bulunduğunu söyleyen Sunar, bunların yaptırımlarının da çok ciddi olduğunu belirterek, "BM nezdinde alınan bir kararı, devlet uygulamak zorunda" dedi.
Hükümetin imzaladığı anlaşmalar gereği alınan kararı ne olursa olsun uygulamak zorunda olduğunu savunan Sunar, "'Biz yapalım inşaat bitsin, ülke menfaati açısından buraya yapılan yatırım için harcanan paralara yazık günah' diyecekler ve geçmişte olduğu gibi mantıkla hareket etmek istiyorlar" diye konuştu. (DS/EÖ)