İnsan Hakları Derneği (İHD) Bingöl Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Rıdvan Kızgın da Bingöl Alay Komutanlığı'nın "güvenlik" gerekçesi emriyle il sınırı yol kenarlarındaki ağaçları kestirdiğini söylüyor.
Cudi'deki yangınla ilgili yetkililerin duyarsız kaldığı gerekçesiyle Şırnak Barosu'na bağlı 16 avukat suç duyurusunda bulundu. Baro avukatlarından Nuşirevan Elçi, geçen Cuma (30 Haziran) yangını protesto etmek için sembolik olarak ağaçlandırma kampanyası yaptıklarını aktardı.
Türkiye Erozyonla Mücadele Vakfı (TEMA) ve Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) bianet'in sorusu üzerine Şırnak'ta çıkan orman yangınlarıyla ilgili bir çalışmalarının olmadığını dile getirdi.
Çelik: Cudi "güvenlik" gerekçesiyle yanıyor
Gazeteci Çelik, Cudi Dağı'nda çıkan ilk yangının İkizce Komando Taburu'nun eliyle çıktığını iddia ediyor. Çelik bianet'e "İlk yangın askeri alanda, karakol etrafında 'güvenliği sağlamak' gerekçesiyle küçük bir alanın yakılmasıyla başladı. Ancak yangın kontrol altına alınmayarak büyüdü" dedi.
Askeri alan olduğu için dışarıdan müdahalenin de mümkün olmadığını dile getiren Çelik, "Gözlemlerimize göre asker yangının büyümesini engellemek için hiçbir tedbir almadı" dedi.
Civarda yaşayan köylülerin yangını söndürmek için bir heyet oluşturduklarını ancak yangının askeri alanda başlaması nedeniyle korkup heyetlerini geri çektiklerini aktaran Çelik, yangının Gabar Dağı arkasında küçük bir bölümde devam ettiğini söyledi.
Çelik, "Operasyonlar, mayınlı bölgeler ve bölgede devam eden savaş her iki tarafında yangını önlemesini engelliyor" dedi.
Kızgın: Bingöl'de de "güvenlik" gerekçesiyle ağaçlar kesiliyor
İHD Bingöl Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Kızgın, Bingöl Jandarma Alay Komutanlığının, Şırnak, İkizce Komando Taburunun öne sürdüğü aynı "güvenlik" gerekçesiyle Bingöl-Elazığ ve Bingöl-Muş il sınırları arasında karayoluyla yaklaşık 120, demiryoluyla yaklaşık 97 kilometre uzunluğunda ve yol kenarlarından 50'şer metre genişliğinde bir alanda ağaç kesimi emri verdiklerini, Bingöl Valiliği ve Elazığ Orman İşletme Müdürlüğü'nün de bu duruma izin verdiğini söyledi.
Ağaç kesiminin yaklaşık on gün önce başladığını aktaran Kızgın, kesim yapılan alanlarda bulunan köy ve mezraları şöyle sıraladı:
Yedisu, Kaynarpınar, Yenizyazı, Servi, Gençyayla, Karlıova, Yiğiter, Devecik, Sancak Köyleri ve Yumaklı ile Yukarı Ocaklı mezrası.
"İnsansızlaştırma politikasının ürünü"
Kızgın, resmi rakamların dışında gayri resmi kesim ve yangınlar olduğunu söyleyerek bu durumun yöreye uygulanan politikayla ilintili olduğunu söyledi.
"Bingöl'ün doğası yok ediliyor. Böylelikle ekolojik denge ortadan kalkacak. Ağaç kesimi dışında biri tamamlanan, diğerinin inşaatına başlanan ve sekizinin de planları tamamlanmış barajlarla yöredeki zengin su havzası da yok edilerek bölgeyi insansızlaştıracaklar."
Kızgın, bu politikanın 1936'dan bu yana bilinçli bir şekilde sürdürüldüğünü ve yörenin çölleşmesinin hayvancılığın ve ekonomik faaliyetlerin bitmesi anlamına geleceğini ve toplu göçlerin başlamasıyla Bingöl'ün boşaltılmış olacağını ifade etti.
Elçi: Batıda gösterilen hassasiyetin binde biri gösterilmiyor
Şırnak Barosu'na bağlı 16 avukat Cudi'de başlayan yangınlarla ilgili Şırnak Valisi, Silopi Kaymakamı, Orman İşletme Müdürü ve güvenlik güçleri hakkında suç duyurusunda bulunmuşlardı.
Baro başkan yardımcısı Elçi, suç duyurusunun sonucundan umutsuz olmadıklarını ancak dosyalarının takipçisi olduklarını söyledi.
Geçen Cuma günü, Cudi Dağı eteklerinde çeşitli sivil toplum örgütlerinin de katılımıyla bir ağaçlandırma kampanyasını düzenlediklerini aktaran Elçi, "Cizre'den Silopi'ye çok geniş bir alanda çıkan ve süren yangının yarattığı tahribatın telafisi mümkün değil. Ancak sembolik bir kampanyayla, manevi mücadelemizi sürdürüyoruz" dedi.
Yangının köylülerin ekin tarlalarına da sıçradığını söyleyen Elçi, "Resmi bilgiye dayanmasa da tanıklardan duyduğumuz kadarıyla yakın köylerde kolluk güçleri köylülerin yangın söndürme taleplerini engelliyor" dedi.
Elçi'nin dikkat çektiği nokta şöyle:
"Antalya'da, Bursa'da, Çanakkale'de yanan ormanlara gösterilen hassasiyetin en azından binde biri doğuya gösterilmiyor. Halbuki yangının eko sisteme verdiği zarar doğu-batı ayrımı yapmıyor."
"Çevreciler" sessiz
TEMA'dan Elif Verün, Türkiye'nin batısıyla doğusu arasında bir fark olmadığını, ormanların nerede yok olursa olsun üzüntü verdiğini ve kaygı yarattığını söyledi. Ancak Verün'ün verdiği bilgiye göre Şırnak'ta çıkan ve hala devam eden yangınla ilgili kurumsal olarak bir çalışmaları olmadığı gibi açıklamaları da yok.
DHKD'nin ismini vermek istemeyen sözcüsü, Cudi Dağı'nda çıkan yangınla ilgili bir çalışmalarının olmadığını, konuyla ilgilenen temsilcilerinin şehir dışında olması nedeniyle bianet'in sorularını cevaplayamayacağını söyledi.
Budak: Çevre kurumları nerede?
Dicle Haber Ajansının haberine göre, Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak, Cudi'nin yanmasına seyirci kalınmasına tepkili. "Yanı başımızda büyük bir yangın yaşanıyor" diyen Budak, "Ancak sorumlular olayı görmezden gelip kör ve sağırları oynuyorlar. Bölgedeki belediyelerin yangına müdahale etme imkanları kısıtlı olduğu gibi güvenlik gerekçesi adı altında Silopi Belediyesi'nin yangını söndürme girişimine de izin verilmemesi doğa tahribatına göz yummaktan başka bir şey değil" dedi.
Budak,STK ve çevre örgütlerinin Cudi'nin yanışına sessiz kaldıklarını söyleyerek "İstanbul boğazının kirlenmemesi için kendilerini zincirlerle kenetleyen Greenpeace üyelerini Cudi etrafında da kenetlenmeye çağırıyorum. Bu anlamda Şırnak Barosunun başlattığı bu insani girişime tüm demokratik kitle örgütleri ve siyasi çevreler destek vermeli" dedi. (EZÖ/KÖ)