Şu ana kadar çoğu belediye, kendisini "tekzip" yayımlaması için mahkemeye verdi. Yargılandığı altı davada beraat ederken en son, Basın Kanunu'nun 29. maddesi uyarınca 10 milyar lira ön ödemeli para cezası ödemeye çarptırıldı.
Yerel yayıncılığın içinde bulunduğu zorlukları aktaran gazeteci Küçük, uyum yasalarında para cezalarıyla ilgili değişikliklerin cazipmiş gibi sunulduğuna dikkat çekerek, "Gazeteci arkadaşımız emekli olduğunda en son 250 milyon lira alıyordu" dedi.
"Cazip gibiymiş gibi..."
* Para cezalarında indirime gidilmesini cazip bir şeymiş gibi bize sunuyorlar ama bizim için ne fark eder.
* Bir milyar lira biz yerel gazeteler için çok büyük bir para. Düşünün ki, gazetede çalışarak emekli olan gazeteci arkadaşıma en son 250 milyon lira maaş ve sigortasını verebiliyorduk.
İzzet-i nefis olayı olarak görüyoruz
* Yedi yıldır yerel gazeteyi çıkarıyorum. Başka sektörlerde de faaliyet gösteriyoruz, kaynaklarımızı zarar ettiğimiz yayıncılık sektörüne aktarıyoruz. O şekilde gazeteyi çıkarıyoruz. Yoksa geçinmek mümkün değil.
* Biz bunu izzet-i nefis olayı olarak görüyoruz. Yoksa, her yıl 15-20 milyar lira zarar ediyoruz.
* Buna rağmen, topluma bir faydamız olsun diyoruz. Biz bunlara göğüs gererken, devletin önümüze set çekmesini yadırgıyoruz.
Sorunlarımız bize yeter
* Bir yayıncının zorlukları buyken, yazı işleri müdürüne de hapis cezası verilmesi çok önemli bir tehditti.
* Yerel medya olarak zaten kendimize özgü birçok sorunumuz var. Örneğin, maaş öderken fedakarlık etsek bile aynı fedakarlığı yapabilecek elemanlar bulmakta güçlük çekiyoruz.
* Bizim bölgemizde basın konularında uzman mahkemeler yok. Açılan her dava Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderiliyor.
* Avukatımıza yılda verdiğimiz 3-4 milyar lira bile bize çok ağır geliyor.(EÖ/NM)