"Türkiye'de mayın temizliğinin başlaması sevindirici. Ama bütün gözler, bu işten sonra arazilerin tarıma açılmasına ve ekonomik katkıya döndü. Oysa, Türkiye'de önemli ölçüde mayın kurbanı, yani mayın nedeniyle yaralanan ve hayatta kalan kişi söz konusu. En ağırını yaşayanlarsa, çocuklar. İnsan gözardı ediliyor."
2004'te 57, 2005'te 43 kişi mayın nedeniyle öldü
Girişim, kara mayınlarıyla ilgili son raporunu açıkladı. 2005 Uluslararası Kara Mayını İzleme Raporu da, Türkiye bölümünde girişimin derlediği bilgilere yer veriyor.
Türkiye'de Ocak-Kasım 2005 arasında, kara mayınları nedeniyle 43 kişi öldü. Bunların 8'i çocuk. Ölenlerin 11'i sivil, 3'ü korucu, 21'i asker. 100 kişi yaralandı.Yaralanma veya ölümle sonuçlanan olay sayısı 35.
2004 yılındaysa, kara mayınları veya patlamamış top mermileri (UXO) nedeniyle 57 kişi öldü. Bunların 35'i sivil, 16'sı çocuk. 111 kişi yaralandı; bunların 72'si sivil, 29'u çocuk. Ölüm veya yaralanmayla sonuçlanan olayların sayısıysa 57.
2004'te mayın nedeniyle ölenlerin yüzde 28'i, yaralananlarınsa yüzde 26'sı çocuk.
Mayın olayları en sık şu şehirlerde görüldü:
Batman (10 olay), Bingöl (8), Diyarbakır (17), Hakkari (24), Şırnak (25), Siirt (14), Tunceli (11) ve Van (12).
Hükümetin yıllık raporuna göreyse, 2004-2005'te sivillerde 29 ölüm, 111 yaralanma; askerlerdeyse 52 ölüm, 229 yaralanma var.
Muteber Öğreten, "Mayın kullanımı hem hükümet güçleri hem devlet dışı silahlı aktörler tarafından devam ediyor" diyor ve "eğitim amaçlı" mayınlara dikkat çekiyor:
"Türkiye elde bulunan eğitim amaçlı mayın sayısı açısından, dünyada ikinci sırada; birinci sırada Brezilya var. Bu kadar yüksek miktarda 'eğitim amaçlı' mayını herkes sorguluyor. Dünyada genel eğilim, bu sayının bin-bin 500 civarında olması. Türkiye'deyse yaklaşık 64 bin tane var."
Uluslararası raporda, Mayıs 2004'ten bu yana Türkiye'deki önemli gelişmeler şöyle özetleniyor:
* Türkiye ilk şeffaflık raporunu Ekim 2004'te açıkladı; raporu Mayıs 2005'te güncelledi.
* Stoğunda 2.97 milyon antipersonel mayın var. Sınır bölgelerinde yaklaşık 920 bin mayın yerleştirilmiş durumda.
* Türkiye, mayınların temizlenmesine ilişkin uluslararası sözleşmenin ek protokolünü 2 Mart 2005'te onayladı.
* 2004'te bin 225 mayın toplandı ve yok edildi; mayından temizlenen alanın büyüklüğü yaklaşık 16 bin metrekare.
* 2004'te mayın kullanımı arttı. PKK/Kongra-Gel mayın kullanmaya devam etti.
* Türkiye, Azerbaycan'da, ağır şekilde mayınlarla kirlenmiş eski bir Sovyet cephaneliğinin temizlenmesi projesinde öncülük ediyor.
Öğreten: Hayatta kalanlar terk edilmiş durumda
Öğreten, "mayın kurbanları" olarak adlandırılan hayatta kalan kişilerin "terk edildiğini" söylüyor; "Bu insanların topluma katkısı, en az mayından temizlenmiş alanların ekonomiye katkısı kadar önemli" diyor. Öğreten, bu kişiler için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:
* Rehabilitasyon merkezlerinin açılması
* Eğitimin sürekliliğinin sağlanması
* Mesleki eğitim
* İstihdam imkanı
Öğreten, Türkiye'deki mayın kurbanlarının sayısının tam olarak bilinmediğini de vurguluyor:
"Bunun için geriye dönük tarama gerekiyor. Dolayısıyla, en fazla görev de, Sağlık Bakanlığı'na düşüyor. Resmi olmayan rakamlara göre, yaklaşık10 bin kişi var. Belli bölgelerdeyse bu sayı çok yoğun. Örneğin, Kilis nüfusunun neredeyse üçte biri mayın kurbanı."
Uluslararası rapor, Türkiye'de sağlık hizmetinin dengesiz dağılımına dikkat çekiyor. Toplam hastane yatağının üçte biri ve tıp profesyonellerinin yaklaşık yarısı üç kentte toplanmış durumda. Oysa, mayın olayları ağırlıkla Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da gerçekleşiyor.
Mayınsız Bir Türkiye Girişimi'nin dikkat çektiği noktalardan biri de, mayın kurbanlarının çoğunun, ücretsiz sağlık ve rehabilitasyon hizmeti haklarının olduğunu bilmemesi.
Sınırdan uzak yerleşimlerdeki mayınlar
Mayınlı arazilerin temizlenmesi için ihale şartnamesinin açıldığını, 2006'da da uygulamanın Suriye sınırında başlamasını beklediklerini söyleyen Öğreten, sınır bölgesinde olmayan mayınlı alanların da büyük bir sorun olduğuna dikkat çekiyor:
"Mayınlar sınır bölgelerinde temizleniyor, ama sınırdan uzak yerleşim birimlerinin etrafında da mayınlar var. Bunların nasıl temizleneceğine ve sivillerin hayatının nasıl korunacağına dair devlet bir şey yapmıyor. Devletin resmi raporunda yer alan bilgilere göre, yerel yönetimler uyarılıyor, onlar da halkı uyarıyor. Oysa, uluslararası güvenlik standardında, bu alanların etrafının çevrilmesi ve sivillerin girişinin engellemesi gerek."
"Çocuklar travmayı çok ağır yaşıyor"
Öğreten, mayın kurbanları arasında en ağır travmayı çocukların yaşadığını söylüyor.
"3-4 yaşlarında mayın kurbanları var. Rehabilitasyon ve eğitim onlar için çok önemli."
Öğreten, örnek olarak Diyarbakır'daki N.Ö.'nün öyküsünü anlatıyor:
"Orta birinci sınıfa giderken, bir mayın buluyor ve kırmızı düğmesine basıyor. Sonrası korkunç. Bir kolunu, diğer elinin 3 parmağını kaybediyor. Bir gözünü kaybediyor; diğeri de yalnızca yüzde 25 görüyor. İleriki yıllarda kör olma olasılığı yüksek. N.Ö. bir yıl okula gidemedi. Daha sonra özürlüler okuluna gitmeye başladı. Bölgede bu tür okulların azlığı büyük sorun. Rehabilitasyon merkezi yalnızca bir tane. O da sadece bacak protezi yapıyor."
Mayınlar köye dönüşleri engelliyor
Öğreten, köye dönüşlerde riskin sürdüğünü söylüyor:
"İnsanlar, köylerine dönmek için yolculuk ederken, kamyon mayına çarpıyor; ölüler, yaralılar var. Ön hazırlık için giden, tarlasını görmek isteyen insanların araçları mayına çarpıyor. Boşaltılmış köylerin etrafında mayınlar olduğu için, insanlar yaygın olarak güvenlikte olmadıklarını düşünüyor." (TK/KÖ)