Kimi vuracağı belli olmayan ve hedef gözetmeyen silahlardan biri olan mayınlar ve savaş artıklarına karşı Hakkari'de oluşturulan grubun sözcüsü Av. Rojbin Tugan, hükümetin sorunu ciddiye almadığını düşünüyor.
Geçtiğimiz ay oluşturulan "Hakkari Mayın ve Çatışma Artıklarına Karşı Bilinç Oluşturma Grubu", özellikle zorunlu göç mağdurlarının köylerine dönmeye başlamasıyla birlikte mayın veya savaş artıklarının patlamasıyla yaşamını yitiren veya yaralananların sayısındaki artışa dikkat çekiyor.
Av. Tugan, "Hafta geçmiyor ki yeni çocuklar sakatlanmasın, hafta geçmiyor ki mayınlar bu masum kurbanlara yenilerini eklemesin" diyor ve ekliyor:
"Yerel hastane yetkililerinin hesaplamalarına göre, sadece son bir yıl içinde Hakkari ili ve çevresinde çoğu çocuk en az 50 kişi mayınlar ve öteki patlayıcıların patlaması sonucu yaşamını yitirdi ya da yaralanıp sakat kaldı.
En son olaylardan biri, Hakkari'nin Şemdinli ilçesine bağlı Gelişen köyünde 5 Ekim 2004'te meydana geldi; iki çocuk ve bir yetişkin hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı."
Geçtiğimiz günlerde de Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde bir minibüs mayına çarptı, 14 kişi öldü.
Çocuk ve kadınlar eğitilmeli
Av. Rojbin Tugan, sivil halk için ciddi tehlike oluşturan bu duruma karşı "Hakkari Mayın ve Çatışma Artıklarına Karşı Bilinç Oluşturma Grubu"nu 11 aktivistin katılımıyla oluşturduklarını anlatıyor.
Özellikle bölgede kadınlar ve çocuklarda mayın ve çatışma artıklarına karşı bilinç yaratmayı amaçlayan grup, şu anda acil olarak başta kadın ve çocuklar olmak üzere, mayın görüldüğünde nasıl davranılması gerektiği konusunda halka eğitim verilmesini yararlı görüyor.
"Mayınların patlayıcı olduğu ve dokunulmaması gerektiği şeklinde bir eğitim verilmesini istiyoruz. Bu artık okulda mı olur, başka şekilde mi düzenlenir, henüz grubumuz yeni oluşturulduğundan planlanamadı" diyor Av. Tugan.
Zarar görenlerin sayısı belirlenecek
Av. Tugan, hedeflerini ve önceliklerini şöyle sıralıyor:
* Şu anda hedeflediğimiz öncelikli çalışmamız Hakkari bölgesi eski ilçeleri Beytüşşebap ve Uludere'de veri toplama çalışması yapmak. Yani mayından zarar görenler ne kadardır, ölenler, yaralanıp sakat kalanların sayısı nedir saptamak istiyoruz. Bunun yüksek bir rakam olduğunu biliyoruz; ama rapor haline getirerek belgelemek istiyoruz. Tek tek köylere gidip insanlarla konuşmayı ve tanıklıkları rapora dökmeyi planlıyoruz.
* Bu rapordan sonra kadın ve çocuklara bir eğitim çalışması verilmesi için girişimde bulunacağız.
* İnsanların anlayacağı dilde, yani Kürtçe afiş ve işaretlemeler yapmayı, tehlikeli bölgeleri tanıma ve oralardan uzak durma konusunda halkı eğiterek kamuoyunu bilgilendirme kampanyası başlatmayı planlıyoruz.
* Her kim olursa olsun mayınların kesinlikle kullanılmasına karşıyız. Bu anlamda da bilinç oluşturmayı hedefliyoruz.
* Mayın mağdurlarına yardım yapma konusunda devleti zorlamak için çalışma yapmayı düşünüyoruz.
Av. Tugan, mayın mağdurlarının, protez ayak ve kol edinme gibi yardımlardan çok zor şartlarda yararlandırılabildiklerini söylüyor.
"Birçoğunda protez yok; almış olanlar da ya korucular, veya buna benzer kişiler. Bu mağdurlar için asli bir yardım; ancak verilen protezler de eski model, kullanılmayan, depolarda kalmış, kısacası pratik yararı olmayan protezler" diyen Av. Tugan sorunun bir başka boyutuna işaret ediyor:
"Her yıl İçişleri Bakanlığı'na karşı yüzlerce tazminat davası açılıyor. Mahkemeler de artık devleti mahkum etmeye başladı. Dolayısıyla devletin mayın ve savaş artıklarının vatandaş için bir sorun olduğunu bu açıdan da kabul etmek zorunda."
Devlet sorunun varlığını kabul etsin
Av. Tugan, "Hakkari Mayın ve Çatışma Artıklarına Karşı Bilinç Oluşturma Grubu'nun en önemli amaçlarından biri, şu anda böyle bir problemin varlığını kabul etmeyen devlete, burada böyle bir problem olduğunu kabul ettirmek" diyor ve taleplerini şöyle sıralıyor.
* Şu anda devletin 3 milyon 400 bin mayın stoku var. Bunların ne kadarının ekili olduğunu bilmiyoruz. Böyle bir harita yok.
* Ayrıca gömülü olan mayınlar hava şartlarından dolayı kayabiliyor. Son zamanlarda ölümler köy yerleşim alanı içinde oluyor. Havan topları, patlamamış havan topu mermileri patlamamış patlayıcılar gibi savaş artıkları var..
* Devletin bu durumu sorun olarak tanıması ve ciddi bir hızla harekete geçmesi gerekiyor. Ottawa Mayın Karşıtı Antlaşması gereğince, derhal mayınlı bölgeleri işaretlemesi, insanları uyarıp, buna ilişkin bilinç oluşturması, tabii ki nihai hedef olarak mayınların temizlenmesi gerekir.
Av. Rojbin Tugan, 1993 - 94 yıllarından beri boş olan ve kimsenin girmediği köylere geri dönüşler başladı. Bu alanlarda çatışma artıkları mevcut. Önlem alınmazsa mayın ve savaş artıkları çok yakıcı bir sorun olarak karşımıza çıkacak" diyor ve ekliyor:
"Biz Cuma günü Vali, Emniyet Müdürü ve Alay Komutanı'ndan randevu istedik. Biz vatandaş olarak bir inisiyatif başlattık, yetkililerin katkısı ne olacak diye görüşmek istiyoruz..Henüz randevu talebimize yanıt alamadık". (YS/EÜ)