Seyhan Doğan'ın ailesi ve avukatları Eren Keskin, Doğan'ın nüfus kaydında inceleme yaparken, kendisinin 1992'de öldüğüne dair bir ölüm tutanağı düzenlendiğini açıkladı.
Doğan, 29 Ekim 1995'te, 13 yaşındayken Mardin Dargeçit'e bağlı Ulaş köyünde yedi akrabasıyla birlikte askerler tarafından sabaha karşı gözaltına alınmıştı. Aynı gece gözaltına alınan dokuz yaşındaki kardeşi Hazni birkaç gün sonra serbest kaldığında ailesine, gözaltında işkencelerden geçtiklerini anlatmıştı. O tarihten sonra Seyhan Doğan'dan ve diğer altı kişiden bir daha haber alınamadı.
Bugün İnsan Hakları Derneği'ndeki (İHD) toplantıda Keskin, "Seyhan'ın kaybedilmesi hakkında, İHD'nin başvurusu üzerine, 2009'da Mardin Dargeçit savcılığında dosya açıldı. Dosyada inceleme yaparken kendisinin nüfus kaydında 22 Kasım 1992'de, gözaltında kaybedilmeden üç yıl önce öldüğü bilgisi bulunduğunu gördüm" dedi.
Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü'ne yaptıkları başvuruya, "Anne Asiye Doğan'ın beyanı üzerine 23 Kasım 1992 tarihinde köy muhtarı Şükrü Aslan'ın ölüm tutanağı düzenlediği" yanıtının verildiğini söyleyen Keskin, "Bu tamamen yalan. Köy muhtarı Şükrü Aslan zaten ailenin akrabası, kendisi de böyle bir şeyin olmadığını belirtiyor. Kaybetmelerin bir devlet politikası olduğunu biliyoruz" diye konuştu.
"Artık kardeşimin yerini bilmek istiyoruz"
Seyhan Doğan'ın ağabeyi Kadri Doğan, "Seyhan 1995'te gözaltına alınmıştı. Ölüm tarihini görünce şoke olduk. Bu kesinlikle kandırmacadır, böyle bir şey yok. Üzerinden 15, 16 sene geçti, artık en azından mezar yerini bilmek istiyoruz" dedi.
"Komutanın çocuğu sınıf arkadaşını askıda gördü"
Doğan, "Hazni gözaltındayken, bir komutanın oğlunun odaya girip 'Bu çocuk benim sınıf arkadaşım' demesiyle Filistin askısındaki Hazni çözülmüş ve böylece kurtulabilmiş" dedi ve evlerinin o günlerde askerlerle çevrili olduğunu, Hazni'nin İstanbul'a gizlice kaçtığını belirtti.
Seyhan ve Hazni Doğan'la aynı gece gözaltına alınıp kaybedilenler şöyle: Davut Altınkaynak (12), Nedim Akyol (13), Seyhan Doğan'ın eniştesi Abdullah Olcay (18), lise öğrencileri Abdurrahman Coşkun ve Mehmedemin Aslan (18), Süleyman Seyhan (58).
Anne Asiye Doğan, Med TV'de "Ben devletten davacıyım, çocuğumu istiyorum" diye demeç vermesinin ertesi günü göz altına alınmış ve 11 gün boyunca kendisinden haber alınamamıştı. Kızı Zekiye Doğan'ın Dargeçit savcılığı önündeki protestosu üzerine, çevredeki tanıdıkları savcıya "Kardeşi kayboldu, annesinden haber alamıyor, aklı gitti, kusura bakmayın" demiş ve bir saat sonra annesi hiçbir açıklama yapılmadan köy meydanına bırakılmıştı.
Ağır işkencelerden geçmiş olan anne Doğan, serbest kaldıktan sonra gözaltında yaşadıklarını anlatmakta çekimser kalmıştı. Oğlu Seyhan'ın akıbetini öğrenmek için bir süre Cumartesi Anneleri'ne katılan Doğan, yaşadığı yoğun işkenceler sonucu sağlığının bozulmasıyla, kaldırıldığı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetmişti.
Baba Ramazan Doğan da korucu olmayı reddettiği için göz altına alınmış ve işkence görmüştü. İşkenceler sonucu kullanmakta zorluk çektiği elleriyle oğlu Seyhan'ın fotoğraflarını taşıyarak Cumartesi Anneleri buluşmalarına katılmış, geçen ay geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti. Ağabey Doğan "Babam, Seyhan'ın kemiklerinin nerede olduğunu öğrenmeyi ve Hazni'nin serbest kalmasını bekliyordu ama bir ay önce hayatını kaybetti" dedi. (EÇ/TK)