Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV) "Van Depremleri Sonrası Kadınların Durumu Gözlem Raporu"nu yayımladı.
Rapor depremden sekiz ay sonra üç kişilik bir heyetin Van ili, ilçeleri, köyleri ve beldelerinde çeşitli kamu kurum-kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, kadın örgütleri ve tek tek kadınlar ile görüşmelerden yola çıkarak "Afet öncesinde ve sonrasında neyi, nasıl yapacağız?" sorusuna cevap arıyor.
KADAV, üç temel soruna dikkat çekiyor:
* Depreme hazırlıksız yakalanmış olmak;
* Deprem sonrası yürütülen çalışmalarda resmi kurumların sivil örgütlerle, sivil kurumların da birbirleriyle koordinasyon kuramamış olması;
* Bu süreç içinde özellikle yalnız yaşayanlar olmak üzere kadınlara yönelik barınmadan rehabilitasyona uzanan hizmetlerin yetersizliği.
Kamu-STK çatışması
Rapordan satırbaşları şöyle:
* Türkiye'de yaşanan savaş koşullarının yarattığı diyalogsuzluk ortamının büyük afet durumlarında dahi kendini göstermeye devam etmesi en önemli sorun olarak karşımıza çıkıyor.
* Ülke, bölge, yerel yönetimler düzeyinde temsilciler ve sivil toplum örgütleri, gönüllüler ve uluslararası gönüllü ağları ile birlikte oluşturulacak işbirlikleri ile deprem öncesi + deprem süreci + deprem sonrası için yapılacakları planlanmak için yönetimlerin siyaset dışı, tamamen hizmet götürme sorumluluğu ve etik-eşitlik anlayışı ile uzun erimli uygulanacak akılcı bir anlayış gerekiyor.
* Van yeniden yapılanırken sivillerin hiç bir katkısının olmaması, isteklerinin dikkate alınmaması hem afet sırasında hem arama kurtarma çalışmaları sırasında hem de afetten zarar görmüş insanların yaşam koşullarının normalleştirilmesi aşamasında engeller oluşturuyor.
* Deprem sonrası sayı tespitlerinin eksikliği, kadınlar için güvenli ortamların oluşturulamaması, kadın örgütleri ile ortak çalışmaların yeterince yapılmamış olması depremden kaç kadının zarar gördüğünün tespit edilememesine neden oldu.
* Kadın örgütleri, çadırkent ve konteynır kentlerin çoğuna girememiş/sokulmadı, ilk dönem şehir dışına gidenlerin ya da gönderilenlerin dönüşü ile birlikte sorunlar çoğalarak kendini gösterdi.
Sağlık hizmetlerinden depreme rağmen ücret alındı
* Depremde çoğu birimleri yıkılan devlet hastanesinin yarattığı sorunların yanı sıra, genel olarak sağlık konusunda uzun süre sorunlar yaşandı, deprem sonrası tamamen ücretsiz olması gereken sağlık ve rehabilitasyon hizmetleri ücrete tabi oldu, tedaviler uzun zaman aksadı ve bu aksaklıklar hala devam ediyor.
* Kamu-STK kutuplaşması, çok sayıda kadına ulaşılmasını engellemiş ve sağlık hizmetlerinin uzun süre çadırlarda, hijyenik olmayan ortamlarda yapılmasına yol açtı.
* Yardımların dağıtımında afet durumunun dikkate alınmaması ve bölgede uzun yıllardır süren sosyal ve politik gerginliğin neden olduğu çatışma ortamının yarattığı sonuçlarda afet koşullarının düzeltilmeye çalışılması, mağduriyetin katlanmasına neden olmakta. AFAD deposunda hala dağıtılmaya hazır malzeme olduğu gözlendi.
* Çadırkentlerde günlük ihtiyaçları dahi karşılayacak alt yapı kurulamadı. Ağır kış koşulları yaşayan Van'da, depremle birlikte uzun süre su, kanalizasyon sorunları ve drenaj eksikliğinden kaynaklanan çamurlu yolların neden olduğu sağlıksız çadır ve konteynırlarda yaşamak, özellikle kadınlar açısından büyük sorun yarattı.
Altyapı ihtiyaçları karşılanmıyor
* Düzenli gelir sahibi olmayanların bu konutların geri ödemesini yapamayacağı, o nedenle de konutlara başvurmanın anlamsız olduğu düşüncesi yaygın olmasının yanı sıra yalnız yaşayan kadınların düzenli ve kayıtlı gelirinin olmaması da kalıcı konutlara başvurmalarını engellendi.
* Birçok kadın ve çocuk maruz kaldığı şiddetle baş etme konusunda yalnızlaştırılırken, suçlanıyor ya da intihara zorlanıyor ama bunlar kayıtlara geçemiyor.
* Temel alt yapı ihtiyaçlarının sağlanması konusunda da ciddi sıkıntılar var.
* Gözlemlenilen en önemli sorun bazı konteyner kentlere (depremden sekiz ay sonra dahi) su götürülememiş olması. Ayrıca kullanım suyuna bağlı olarak bulaşıcı hastalık vakaları gözlemleniyor.
* Eğitim alanında öğrenciler açısından ciddi boşluklar, eğitimciler açısından ise büyük kayıplarla birlikte güvensizlik ortamı oluştu. MEB bu süreçte kadrosundaki kadın eğitimcilere TOKİ'den konutlar tahsis edip, erkek eğitimcilere konteynerlerde barınma sağladı. Rektörlüğün bütün genç kadın öğrencilere kampüs içinde prefabrik barınma olanağı sağlamış olması olumlu bir çalışma olarak değerlendirdi.
* Genel işsizlik sorunu ile birlikte bölgeden İŞKUR'un geçici olarak görevlendirdiği 6.200 elemanın dokuz ay sonra ne olacağı belirsiz. Çadırkentlerde ve konteyner kentlerde kadınların istihdamına dönük olarak kurulan sosyal alanlar, çamaşırhaneler ve atölyeler geçici olarak kurulduğundan, toplu konutlara geçişle birlikte kapatılacak ve kadınlar, geçici olarak elde ettikleri bu imkanları da kaybedecekler. (ÇT)
--