Everest'e çıkan Türkiye takımının lideri ve kurtarma derneği ORDOS üyesi Serhan Poçan'a göre, Türkiye bir an önce dağcılığı güçlendirmek zorunda, yoksa ölümlü kazalar kaçınılmaz.
Poçan, bilgi ve eğitimle kaza risklerini azaltmanın önemli olduğunu, ancak kaza gerçekleştikten sonraki kurtarma yetkinliğinin sonuçları hafifletmede büyük payı olduğunu dile getiriyor.
Poçan'a göre dağcılık artarken, meteorolojiden Dağcılık Federasyonu'na, kurumlar arası eşgüdüme ve merkezi planlamaya ihtiyaç var. Federasyon dağcıların katılımıyla güçlendirilmeli, kaynağı artırılmalı. "Futbol federasyonu kadar ağırlık kazanmalı." Eğitim çok önemli, ama kazaları önlemek için tek başına yeterli değil. Zira, en iyi, deneyimli dağcılar da kaza geçirebilir. Özel olarak dağcılık kurtarmasında uzmanlaşmış ve stratejik bölgelerde iş yapan yaygın kurtarma ekipleri gerek.
Poçan'ın bazı saptamaları şöyle.
Dağcılar artıyor: Dağcılık, doğa yürüyüşü, pikniğin bir aşama ötesidir. Uygarlaştım, diyen ülkenin insanları dağa gider. Bu meraktır. Ama dağa giden sayısı artarsa ve sizin bu konuda bir devlet politikanız yoksa, ölümler de artar. Bunu dünya ülkeleri yaşadı; biz yeni yaşıyoruz.
Yasaklamakla olmaz: "Dağlar tehlikeli, kar yağarken gidilmez" demek yanlış. Yasaklamak çözüm değil.
Nitelikli kurtarma kadrosu: Türkiye'de tek işi bu olan, 500 kişili bir kurtarıcı kadroya gerek var.Stratejik yerlerde konuşlandırılmalılar. Halihazırda mühendislik, tıp eğitimi almış birçok yetkin insan makul paraya istihdam edilebilir ve çok kaliteli yetkin hizmet verilebilir. Devlet kurtarma gibi yaşamsal bir işi sivil örgütlerin üzerine bırakamaz.
Merkezi yönetim: Devlet dağcılığın "şımarıkça, kaynak tüketici bir spor" olduğu hissinden kurtulmalı. Yazın Aladağlar'da da insanın soğuk yüzünden ölebileceğini anlatabilmeliyiz ki, kurtarmaya helikopter gelebilmeli. Ayak burkulması dağda ölümcül olabilir, ama ayak burkuldu diye helikopter gönderilmediği, istemekte tereddüt edildiği oluyor. Merkezi bir dağcılık yönetimi bu sorunları giderir.
Güncel bilgi: Hava durumu, yağan kar miktarı gibi bilgileri daha kara ayağınız değmeden alabilmelisiniz. Ama bizde, örneğin Aladağlar'da böyle bir çalışmanın eseri yok. Kayak merkezlerinde de yok. İstanbul'a ilişkin ayrıntılı hava durumu bilgisi dakika dakika medyada verilir. Ama doğaya çıkan insanlar için de ölçümler yapılmalı. Bu lüks değildir.
Yaygın dağcılık eğitimi: İran'da Tahran yakınlarında Toçal zirvesinde, özel yetiştirilmiş görevliler dağcıların malzeme listesine bakar, geri dönmeleri gerekirse söyler. TV'de, radyoda dağcılık eğitim saati vardır. Çığa yakalanmamak için neler yapılacağı da anlatılır. Dağcılıkla ilgili yayınlar artmalı, bu teşvik edilmeli.
Ölçülebilir dağcılık: Türkiye kaç kişinin doğa sporuyla uğraştığını bilmiyor. Kim dağcı, kim kaya tırmanışçısı, kim buz tırmanışçısı bilinmiyor. Bilgi olmayınca planlama da yapamazsınız. (TK)