30'a yakın insan, yurttaşlık görevlerini yerine getirmek için, Şemdinli'de başbakan tarafından tanık kabul edilmeyenlerin tanıklıklarını dinlemek için yola çıktı.
Konuşmak isteyen çok, zaman az
İlk durağımız Hakkâri'ydi. Uzun süren savaş yılları boyunca hırpalanan kentin, şimdilerde elden geçen eski oteli Şenler'de İstanbul'dan gelen yurttaşlar Hakkâri'deki yurttaşlarla buluştu. Salon küçük geldi, konuşmak isteyen, anlatmak isteyenler çoktu, zaman azdı.
Yaklaşık 150 kişi, küçük bir salonda Şemdinli'ye atılan bombaların, Hakkâri ve bütün Türkiye'deki etkilerini konuştu.
Söylenenler çarpıcıydı, tanıklıklar o kadar iç acıtıcıydı ki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hak verdim. Bir ülke kendi vatandaşına bütün bunları yaptığını elbette ifşa etmek istemezdi, o zaman da tanıklıklar yok sayılırdı.
Şemdinliliyi yalnız bırakmamak için
Hakkârilileri dinlediğimiz yaklaşık iki saat boyunca bize Şemdinli'de 1 Kasım ve 9 Kasım'da meydana gelen bombalı saldırıların Hakkâri merkeze yansımalarını anlattılar.
Şemdinli'de meydana gelenlerden sonra Hakkârililer demokratik haklarını kullanmak istemişler, meydana çıkmışlardı.
Ancak sonrasında yaşananlar Avrupa Birliği yoluna da, demokratikleşmeye de uymuyordu. Mağdurlardan biri yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Şemdinli halkı Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları olarak bu devletin üniter yapısına sahip çıktılar. Yalnız bırakılmamaları gerekiyordu. Biz de Şemdinlilileri yalnız bırakmamak için sokağa çıktık.
"Ben Şemdinli'de başlayan ve Hakkâri'de, Yüksekova'da devam eden devlet terörünün mağduru olarak buradayım. Ben şanslıyım, toprak altında olanlar, hastanede yatanlar var.
"Protesto için sokağa çıktık, kitaplarına vurarak ses çıkaran liseli çocukların üzerine gaz bombaları atıldı, sokaklarda insanların üzerine rasgele ateş açıldı. Hastaneye sığındık, orada da ateş altında kaldık."
Şidddet izleriyle Polisevi'ne gitmediler
Görgü tanığının anlattığı olay sırasında açılan ateş sonucunda Hakkari'de bir kişi yaşamını kaybetmişti. Olaylar sonrasında TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyeleri bölgeye gitmişti.
Komisyon başkanı Mehmet Elkatmış tanıklıkları dinlemek istemişti. Ancak anlaşılan dinlemek için seçtiği mekan Hakkarilileri için doğru bir tercih değilmiş. Başka bir Hakkarili anlatıyor:
"Mehmet Elkatmış bizimle Polisevi'nde görüşmek istedi. Vücudumda polis tarafında yerlerde sürüklenmekten, emniyette maruz kaldığım şiddetten kalma izler daha geçmeden, yaralarım kapanmadan nasıl Polisevi'ne gidebilirdim ki? Hiç birimiz gitmedik."
"İstanbul'dan mı tanık gelecek?"
Hakkarilileri üzen bir diğer olay ise Başbakan Erdoğan'ın bölgeye yaptığı ziyaretin ardından söyledikleri olmuş.
"Erdoğan'ın Ankara'da aydınları kabul etmesinden sonra yaptığı Diyarbakır ziyaretinde söylediklerini çok önemli ve olumlu bulmuştuk. Katkı sunmak istiyoruz ama ölümle sonuçlanıyor.
"Başbakan söyledikleriyle tezada düşüyor. Şemdinli halkının bu olayda tanıklık yapamayacağını, zira baskı altında olduğunu söylüyor. Onlar tanıklık yapamazsa kim yapacak? İstanbul'dan mı tanık gelecek?"
"Ölmüştür" diye yol ortasında terk edilenler
Hakkari'de protesto için sokağa çıkan insanların içinde Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İl Başkanının da dahil olduğu demokrasi platformu üyeleri de varmış.
Ancak sivil toplum kuruluşlarının, emek örgütlerinin ve hatta parti temsilcilerinin varlığı bile kitleye saldırılmasına engel olmamış.
Olaylarda zarar görenler arasında AKP İl Başkanı da var. Hastaneye kaldırılanlara da hastane kapısında saldırılar devam etmiş. Pek çok kişi "ölmüştür artık" diye yol ortasına terk edilmiş.
İnançlarını kaybetmişler ama
Başbakanın ne düşündüğünü bilemem ama Hakkâri'de dinlediklerimiz olayların sadece Şemdinli'de değil, bölgede ciddi bir şiddete neden olduğunu bize kanıtladı.
Hakkarililer Şemdinli halkının failleri yakalayıp adalete teslim etmesinden sonra da bir şey olacağına inanmıyor, zira inancını kaybetmiş ama yine de bir Hakkarilinin söylediklerine hep birlikte kulak vermemiz gerekiyor.
"Hakkarililer kardeşliği önemsiyor, bu ülkenin konumuna sahip çıkıyor. Bu ülkenin demokratikleşmesi için candan uğraşıyor. Biz demokrasi ve barış istiyoruz.
"Devlet bizden ne istiyor, bunu söylesin. Dili, kültürü yok sayılmış, ekonomik olarak darmadağın olmuş bir halk daha ne yapsın?" (ÇM/BA)
Yarın: Şemdinli'de ne oldu?