Davanın bugünkü karar duruşmasına, sanıklar Bünyamin İnan, Atalay Dede, Cahit Akçan ve bazı sanık avukatları katıldılar.
Sanıklar esas hakkındaki savunmalarında ve son sözlerinde suçsuz olduklarını kaydederek, davanın düşürülmesini istediler.
Duruşmaya verilen aradan sonra, Mahkeme Başkanı Mehmet Berber, 20 sanığın, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "devletin anayasa ve temel nizamlarını bozma" başlıklı 146/1. maddesi uyarınca idamına karar verildiğini açıkladı.
Mahkeme, sanıkların cezalarını, iyi hallerini göz önüne alarak müebbet ağır hapse çevirdi.
Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan 2 sanığı, önce idam cezasına çarptıran mahkeme, sanıkların cezalarını 16 yıl 8'er ay ağır hapse indirdi.
Bir sanık hakkındaki dava ise savunması alınamadığından ayrıldı.
Tutuklama yok
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Dev-Yol davasında hüküm giyen sanıkların, gözaltı ve tutuklulukta geçen sürelerini, suç tarihini ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasası hükümlerini de dikkate alarak, tutuklanmalarına yer olmadığına karar verdi.
Savunmalar
Bünyamin İnan, esas hakkındaki savunmasında, suçlamaları kabul etmedi ve beraatını istedi.
Davanın başlangıcından bu yana 20 yıl geçtiğini anlatan İnan, "Bu dava, hukuki boyuttan sosyal boyuta dönüşmüştür. Verilecek kararda hiçbir yarar sağlamayacak konumun oluşmasını istemiyoruz" dedi.
Kendisinin iş sahibi olduğunu, vergi ödediğini ifade eden İnan, Yargıtay'ın bozma gerekçesinin yeterli olmadığını iddia etti.
Bazı sanıkların avukatı Mehdi Bektaş, eski savunmalarını tekrar etti ve davada zaman aşımı olduğunu ileri sürerek, bu konunun dikkate alınmasını istedi.
Diğer sanıklar Akçam ve Dede de eski savunmaları tekrar ederek, beraatlarını talep ettiler.
Duruşmaya katılan sanıklar son sözlerinde suçlu olmadıklarını savunarak, davanın düşürülmesini istediler. Sanık avukatları da son sözlerinde eski savunmalarını tekrarlayarak, takdirin mahkemeye ait olduğunu söylediler.
Karar
Mahkeme Başkanı Mehmet Berber, duruşmaya verilen aradan sonra, sanık Cahit Akçam'ın yasadışı Dev-Yol örgütüne emir ve komuta etme konumunda bulunduğu, kendisine bağlı örgüt mensuplarına merkez komitesinden aldığı emirler doğrultusunda verdiği talimat uyarınca, delillerle sabit bulunan suça yönelik eylemlere bilerek ve isteyerek katıldığını kaydetti.
Mahkeme Başkanı Berber, Akçam'ın, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "devletin anayasa ve temel nizamlarını bozma" başlıklı 146/1. maddesi uyarınca, kastın durumu ve suç sebepleri dikkate alınarak idam cezasına çarptırılmasına karar verildiğini açıkladı.
Başkan Berber, Halil Yasin Ketenoğlu'nun, örgütün Merkez Komitesi'nden aldığı talimat doğrultusunda, kendisine bağlı kişilere eylem kararlarını azmettirdiğini, bu eylemlerin kişiler üzerinde ve toplumda panik ve dehşet havası yaratacak nitelikte ve anayasal düzenin yıkılması tehlikesini doğurabilecek uygunluk ve elverişlilikte bulunduğunu söyledi. Berber, Ketenoğlu'nun, bu nedenlerle TCK'nın 146/1. maddesi uyarınca idam cezasına mahkum edildiğini bildirdi.
Sanık Bünyamin İnan'ın, örgütün "devrimci savaş birlikleri" bünyesinde İstanbul'da birçok eyleme katıldığını, daha sonra birliğin Ankara sorumlusu görevini üstlendiğini açıklayan Berber, eylemlerin gerçekleştirilmesi yolunda ayrı ayrı talimat vermek suretiyle eylemlerin asli, manevi faili olduğu, eylemlerin işleniş şekli, niteliği, amaç suç tipinde öngörülen neticeyi yaratmaya uygunluk arz etmesi ve vehamet ağırlığı dikkate alınarak İnan'ın idam cezasına çarptırılmasının kararlaştırıldığını kaydetti.
Murat Parlakay, Turhan Yalçın Bürkev ve Erdoğan Genç'in, 2 Eylül 1980 tarihinde 4 kişinin ölmesi, 5 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan Türkiye Yüksek Ziraatçılar Birliği'nin merkez binası bahçesine bomba atılması ve bahçedekilerin kurşunlanması eylemini düzenledikleri belirtilen kararda, bu sanıkların idam cezasına çarptırıldıkları bildirildi.
Kararda, Nuri Özdemir, Osman Nuri Ramazanoğlu, Hıdır Adıyaman, Nurettin Aytun, Emin Koçer, Hasan Ertürk, Yaşar Kanbur, Atalay Dede, Veli Yıldırım, Hüseyin Aslan, Mehmet Akın Dirik, Melih Pekdemir, Celal Mut, Hilmi İzmirli, Mehmet Hassoy ve Yusuf Yıldırım'ın da TCK'nın 146/1. maddesine göre idam cezasına mahkum edildikleri belirtildi.
Mahkeme, Veli Yıldırım ve Hüseyin Aslan'ın, suç tarihinde 15 yaşından büyük 18 yaşından küçük olmaları nedeniyle TCK'nın 55/1. maddesi uyarınca idam cezalarını 20'şer yıl ağır hapis cezasına çevirdi.
Sanıkların duruşmadaki iyi hallerini dikkate alan mahkeme, Aslan ve Yıldırım'ı neticeten 16 yıl 8'er ay ağır hapse mahkum etti.
Kararda, 20 kişinin idam cezası, TCK'nın cezada indirim öngören 59/1. maddesi uygulanarak müebbet ağır hapis cezasına çevrildi.
Sanıklar Veli Yıldırım ve Hüseyin Aslan dışındaki sanıkların TCK'nın 31. maddesine göre kamu hizmetlerin ömür boyu men edilmeleri kararlaştırıldı.
Mahkeme, hüküm giyen sanıkların, gözaltı ve tutuklulukta geçen sürelerinin, suç tarihini ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasası hükümlerini de dikkate alarak, tutuklanmalarına yer olmadığına karar verdi.
Sanık Yeter Güneş'in bozma kararından sonra yapılan yargılamada savunması alınamadığından, dosyasının ayrılmasına karar verildi.
Davanın geçmişi
Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde, 574 sanıkla 18 Ekim 1982 tarihinde başlayan ana Dev-Yol Davası'nda, birleştirilen dosyalarla sanık sayısı 723'e çıkmıştı.
Sıkıyönetim Mahkemesi, 17 Temmuz 1989'da, 7 kişi hakkında idam, 39 kişi hakkında ömür boyu, 346 kişi hakkında 2 ile 20 yıl arasında değişen ağır hapis cezaları vermişti.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi, sanıklardan 23'ü hakkında verilen cezayı az bularak ölüm cezası verilmesi doğrultusunda yerel mahkemenin kararını bozmuştu.
Bunun üzerine, Dev-Yol Davası'nda 23 sanığın ikinci kez yargılanmasına Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanmıştı. (aa)