*Erkeklerin toplumsal cinsiyet meselelerine ilgisizliği, videoların hedef kitlesi olan erkeklere ulaşmayı zorlaştırıyor.
*Medya, siyaset, iş dünyası gibi alanlarda erkek egemenliği devam ediyor ve bu, kadınların ve LGBTİ+’ların başarılı olmasını zorlaştırıyor.
*Erkek egemen sistem erkeklerin de zararına, ancak bu kayıpları anlamaları için daha somut ve yalın anlatımlara ihtiyaç var.
Sivil Toplum Uzmanı ve Gazeteci Derya Kap’ın hazırladığı “Erkeklere Özel 4 Video” Erkek Medya, Erkek İş Dünyası, Erkek Siyaset ve İlişkide Erkek adlı videolar, erkeklerin de erkeklikle yüzleşmesini sağlarken, toplumsal cinsiyet rollerinin inşası noktasındaki merdivenleri de gösteriyor.
Ataerkil toplumsal yapıdan çıkışın yolunu “Eğitim önemlidir ama cinsiyet eşitliği farkındalığını artırmak için farklı ve yaratıcı anlatımlar daha etkili olabilir” diye gösteren Kap, “Cinsiyet eşitliği söylemini benimseyen erkeklerin, kendi hayatlarında da bu eşitliği uygulamaları gerektiği kesin” diyor.
"Gelin erkekliği konuşalım ve birlikte düşünelim!”
“Türkiye’de Erkeklik’ler” serisinin devamı olan videoyu hazırlarken ana hedefiniz neydi?
Bu seriyi hazırlamak benim için bir zorunluluk gibiydi çünkü feminist bir “sivil toplumcu” ve gazeteciyim. Kadın hakları ve toplumsal cinsiyet benim en çok ürettiğim ve en çok hassasiyet gösterdiğim alanlar. Ve fakat hem sivil alandaki çalışmalarım hem medyada hazırladığım haberlerle erkeklere pek ulaşamadığımı fark ettim.
Ben kendimi bir aktivist olarak da tanımladığım için, öncelikle erkekleri daha iyi tanımam ve anlamam gerektiğini fark ettim. Bu da beni Eleştirel Erkeklik Çalışmaları’na yöneltti. 2 yıldır, ağırlıkla Erkeklik alanında çalışıyorum. Erkeklik konusunu sivil toplum ve medyadaki içgörümü birleştirerek çalışmaya gayret ediyorum.
Özetle, ana hedefim Türkiye’de Erkeklikler serisi ile her alanda değilse bile birçok alanda Erkekliğin haritasını çıkarmak; erkekliğin bu alanlar üzerinde yarattığı etkiyi anlamak ve anlatmak…
Bu videoların izleyiciler üzerinde nasıl bir etki yaratmasını umuyorsunuz?
“Erkeklere Özel 4 Video” Erkek Medya, Erkek İş Dünyası, Erkek Siyaset ve İlişkide Erkek adlı videoları içeriyor.
Videoların hedef kitlesi erkekler. Amacım bu videoları erkeklerin izlemesini sağlamak. Bu hedefin ulaşılması zor bir hedef çünkü ben yakın çevremde kendini “eşitlikçi” erkek olarak tanımlayan çokça erkeğin bile izlemeye pek hevesli olmadığını görüyorum.
Erkeklik konusu pek çok erkek için bir “mesele” olarak görülmüyor. Bu nedenle hazırladığım 4 videoyu “erkeklik üzerine düşünen ve henüz düşünmemiş olan tüm erkek izleyicilere özel” olarak tanımlıyorum.
Her 4 video, erkeklere “gelin erkekliği konuşalım ve birlikte düşünelim!” çağrısını içeriyor. Yani erkeklere “önce izleyin, düşünün ve sonra isterseniz konuşalım” diyorum. Ve bunu, jargon ve kavramları kullanmadan, yalın bir dille, kapsayıcı ve iletişime açık bir üslupla yapıyorum.
Dolayısıyla, erkeklerin öncelikle videoları izlemesini umuyorum. İzledikten sonra toplumsal cinsiyet meselesinin hayatımızın her alanında ne kadar derin etkiler yarattığını düşünmelerini ve erkekliğin hem kendileri hem kadın ve LGBTİ+’lar üzerinde arattığı etkiler konusunda en azından hassasiyet gösterecek bir tavır geliştirmelerini umuyorum. Zira değişip dönüşmeleri için bu hassasiyetin ötesinde gayret ve sürekli sorgulama gerektiriyor. Bu “zahmete” girmek isteyen erkek de maalesef çok az…
Medya, siyaset, iş dünyası ve ilişkilerde erkek egemenliğinin neden hala devam ettiğini düşünüyorsunuz?
Videoları çektikten sonra nasıl bir isim bulacağımı çok düşündüm ve sonra şunu fark ettim: erkekler hala neredeyse tüm sektörlerde egemen ve bu kısa vadede değişecek gibi görünmüyor. O nedenle de video isimleri Erkek Medya, Erkek İş Dünyası ve Erkek Siyaset. Çok temel bir tespit bu : sistem tümüyle erkekler tarafından kurgulanmış, her şey hala onların iktidarı ile şekilleniyor. Kuralları erkekler belirliyor, herhangi bir “sorun” olduğunda yine erkeler birbirini kolluyor.
Tüm sistem, medya, siyaset, aile, sanat, hukuk, iş dünyası, ilişkiler…aklınıza gelebilecek her şey ama her şey erkeğin iktidarı ile kurgulandı ve bu hala böyle! Değişebilmesi için önce zihinlerin değişmesi gerekiyor. Düşünce kalıplarımız da erkek egemen. Temel olarak bunun değişmemesi asıl sorun.
Bu nedenle, medyada, iş dünyasında, siyasette ve diğer birçok alanda bir kadının ya da bir LGBTİ+’nın başarılı olabilmesi hala çok zor. Sistem erkeğin basamakları kolay çıkmasına olanak veriyor.
Bir okurun “ünlü bir gazeteci”, edebiyat eleştirmenin “ünlü yazar”, bir yurttaşın “ünlü-başarılı siyasetçi” derken aklına hep erkeklerin gelmesi gibi çok basit örnekler bile zihnimizdeki bu erkek egemen kalıpların yansıması.
Oysaki erkeklerle eş sayıda “başarılı ve ünlü” kadınları da sıralayabilmeliyiz. Ama sıralayamıyoruz çünkü zaten eş hatta yakın sayıda değiller! Toplumun yarısını erkekler oluşturuyorsa, neden diğer yarısında erkeklerle eş ya da yakın sayıda “ünlü-başarılı” kişiler anılmıyor! Neden hala, erkeklerle kadınların istihdam oranları arasında bu kadar büyük bir fark var? Neden hala erkeklerle aynı işi yapsalar bile kadınlar daha az kazanıyor?
En temel seviyede bu mantıkla bile düşündüğümüzde, eşitsizlik çok net şekilde ortada. Karar alıcıların eşitsizliği gidermek için samimi ve etkili politikaları hayata geçirmemesi, bu sistemin hala sürmesinin nedenlerinin başında geliyor. Tabii bu sistemin ayrıcalıklarını kullanan erkeklerin iktidarlarını kaybetmek istemeyişinin de etkisi büyük.
"Eşitsiz sistem sizi de vuruyor"
Erkeklerin de bu sistemden zarar gördüğünü belirtiyorsunuz. Bu zararları nasıl tanımlarsınız?
Aslında sistem erkeklerin avantajına çünkü zaten onların kurduğu ve yürüttüğü bir düzen…Erkekler bunun neden değişmesini istesinler ki? Meselenin özü de burada: her ne kadar kendilerinin avantajına görünse de aslında bütün olarak bakıldığında mevcut düzen erkekleri de çok yoruyor. Onların da kayıpları var.
Ama bu şekilde ifade ettiğimizde erkeklerde hiçbir karşılığı yok. O nedenle, akademik kavramlar, jargon ve uzun cümleler kurmak yerine, erkeklerin gördüğü zararı ve uğradıkları kayıpları hayatın tam içinden, çok yalın o kadar yalın ve somut örneklerle anlatmak gerekiyor. Ben de 4 video ile bunu göstermeye çalışıyorum: “sevgili erkekler, kazançlı gibi görünüyorsunuz ama bu eşitsiz sistem sizi de vuruyor, yoruyor. Bi’ düşünün” diyorum.
Erkek Medya videosunda, erkek egemen medyanın haberin kalitesinden toplumda kadına yönelik şiddet ve eşitsizliği meşrulaştıran dile kadar, eşitsiz durumun etkilerini bir bir sıralıyor konuşmacılar.
Erkek İş Dünyası ve Erkek Siyaset videoları, eşit katılım ve temsil sağlandığından bunun ekonomiye ve topluma sağlayacağı kazançları göstermeye çalışıyor. Olabildiğince açık ve kapsayıcı bir dille…
İlişkide Erkek videosu, eril beyin, dişil beyin dahil bilimsel temelleri de dahil ederek erkeklik konusunun erkeklerin ilişki kurarken hayatlarını ne kadar zorlaştırdığını anlatıyor.
Her videoyu, mevcut erkek egemen sistemin yarattığı eşitsizliğin neden erkeklerin de zararına olduğunu göstermek amacıyla kurguladım. Erkeklik meselesinin yarattığı handikapları erkeklerin hayatı kendileri için de kolaylaştırmak için düşünmelerini sağlamayı umuyorum.
"Cinsiyetçi dil öne çıktı"
Videolarda erkeklerle yapılan röportajlarda en çok hangi konular öne çıktı?
Türkiye’de Erkeklikler serisinin 4 videosu medya, siyaset, iş dünyası ve ilişkiler konusuna odaklanıyor. Örneğin Erkek Medya videosunda ağırlıkla cam tavan ve cinsiyetçi dil sorunu öne çıktı. İletişim alanında kadın öğrencilerin sayısı fazla olmasına rağmen, medyada erkekler hala daha çok istihdam ediliyor, hala erkekler daha yüksek ücret alıyor; “ünlü gazeteci ve uzmanlar” hala çokça erkek; hala medyada cinsiyetçi bir dil hâkim.
Benzer şekilde iş dünyası ve siyasette de durumlar farklı değil; hala siyaset erkeklerin top koşturduğu bir futbol sahası! İlişkilerde ise hala erkeklik belirleyici ve hala erkekler erkekliklerine halel gelmesin diye çırpınıyor!
Tabii aslında çok daha fazla konudan bahsediyoruz videolarda ama temel mesele tabii ki erkeklik, cinsiyet eşitsizliği ve bunun hayatımıza dair somut etkilerini göstermek.
Röportaj yaptığınız erkeklerin genel tepkileri nasıldı? Beklediğinizden farklı bir geri bildirim aldınız mı?
Röportajları yapmak için konuşmacı bulmak ve onların uygun zamanlarını yakalamak oldukça zamanımı aldı. Özellikle “Erkek Medya” çekimlerinde konuşmasını istediğim bazı kişiler kurumlarının onay vermemesi ya da kendi kişisel çekinceleri nedeniyle videolarda yer almadı.
Dikkatimi çeken önemli bir detay özellikle medyada taciz ve ifşa konularında yürüyen “informal -gıybet ağları”. Videoda yer almamakla birlikte, çeşitli şekillerde tacize ya da mobbinge uğrasa bile, görüştüğüm bazı kadınların “erkek ve ünlü gazetecileri” açıkça ifşa etmekten kaçınmaları önemli bir detay.
Fakat sevindirici bir gelişme de şu ki, genç kadınların benzer durumlara karşı sessiz kalmadıklarına dair yaygın bir kanı var. Yine de yerel medya odağında, süreçler daha zorlu görünüyor.
Röportaj yapmayı kabul eden her erken benim için öncelikle “cesur ve cinsiyet eşitliğine hassasiyeti öne çıkmış” kişidir. Dolayısıyla, benim için tekrar teşekkürü hak eden bir konumdadır.
Fakat şu da var: aldığım geri bildirimlerden birinde, bazı erkeklerin söylemlerinde “cinsiyet eşitliği” vurgusuna karşın, kendi hayatlarında ve eylemlerinde bununla tutarlı bir tavır içinde olmadıkları idi. Meselenin bir de samimiyet boyutu var.
Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının genellikle kadın ve LGBTİ+’ların gündemi olarak görülmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Benim de bu erkeklik çalışmaya karar vermemin nedeni tam da bu: cinsiyet eşitliği sanki sadece kadın ve LGBTİ+’ların meselesi ve gündemi gibi. Erkekler için bu bir mesele değilmiş gibi!
Geçen yıl başladığım Erkeklikler serisinden edindiğim en temel içgörü de bu: erkekler erkekliği konuşmak istemiyor. Çoğu erkek için cinsiyet eşitliği ve erkeklik, “konuşulması lüzumsuz ya da önemsiz konular”.
Konuşmak için zorladığınızda da verimli bir sonuç almanız güç çünkü iletişime hazır değiller. Bu nedenle, Münteha Adalı’nın 2018’den bu yana yürüttüğü “Erkekler Konuşuyor” serisini çok önemsiyorum.
Erkeklerin toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki farkındalığını artırmak için neler yapılabilir?
Çok klişe bir yanıtla eğitim de diyebilirim fakat “eğitim” gibi verilen eğitimlerin de çok etkisi olmayabilir. Ben cinsiyet eşitliği meselesinin farklı ve özgün şekillerde anlatılmasının daha etkili olabileceğini düşünüyorum. Hikayelerin gücüne inanıyorum: ünlüler, diziler, filmler ve hatta reklamlar, rol modeller, çizgi filmler, yaratıcı skeçler…
İnteraktif katılıma olanak sunan atölyeler, farklı jenerasyonları hedef alan ve çeşitlenen bir dille kurgulanan kısa videolar…
Bu noktada, cinsiyet eşitliği farkındalığı olan herkesin bu konuda hassasiyeti olmayanlara ulaşma sorumluluğu da olduğunu düşünüyorum. Öncelikle konuşmamız gerek! Konuşarak, tartışarak, zorlayarak yol alabileceğimiz bir mesele diye düşünüyorum.
Erkekleri farklı şekillerde ve farklı zeminlerde konuşma zeminine çekmek, cinsiyet eşitliği konusunun onların da meselesi olduğunu defaatla yinelemek, onları dürtmek ve çokça zorlamak gerekiyor.
Bu serinin devamında başka projeleriniz var mı? Varsa, bu projeler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Erkeklik konusu muazzam zengin bir konu çünkü her alanda erkek egemen! Bu eril iktidarı yarattığı sorunlarla göstermek, yaratıcı içerikler hazırlamak için çokça malzeme var. Benim için zengin ve üretime olanak veren bir alan. Türkiye’de Erkeklikler video serisine bir süre ara vererek, farklı mecralarda projeler üretmeyi planlıyorum. Bunları kendi başıma da yapabilirim, işbirlikleri ile de yürütebilirim.
Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda başka hangi alanlarda çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?
Açıkçası pek çok yol var. Akademi, sivil alan, medya, aktivizm…Seçenekler benim açımdan zengin çünkü tüm bu alanlarda belli seviyede bilgi ve deneyim sahibiyim.
Evet yollar açık ama virajlı! Seçeneklerden en özgün olanları ile ilerlemeyi umuyorum.
(EMK)