Avukat Hüseyin Aygün, Dersim’de altı ilçede 14 bölgenin “özel güvenlik bölgesi” ilan edilmesini yargıya taşıdı. Elazığ İdare Mahkemesi Başkanlığına iletilmek üzere verdiği dilekçede, Valiliğin kararıyla ilgili yürütmenin durdurulmasını ve iptalini talep etti.
Valilik 2 Ağustos’taki kararıyla kentte altı ilçede 14 bölgeyi “özel güvenlik bölgesi” ilan ederek 4-19 Ağustos arasında vatandaşların giriş-çıkışını yasaklamıştı. Bu kararın ardından askeri yetkililer de köylülerden bölgeyi boşaltmalarını istedi.
“Ekonomik yönden de zarar”
Aygün bu kararın “temel hak ve hürriyetlere sınırlama getirdiğini” ifade etti. Dilekçede, halkın ekonomik yönden de zarar göreceği belirtildi:
“Bu kararla sosyal hayatın olumsuz etkileneceği, başta yerleşim, dolaşım, seyahat, ticaret özgürlüğünün ağır ihlali sonuçları doğacağı tartışmasız. Nüfusunun önemli bir bölümünü 1994 yılında zorunlu göçe kurban vermiş Tunceli’nin bu son uygulama ile tekrar mağdur edileceği açık.”
“Karar başta koyun ve keçi yetiştiricilerini, arıcıları, yaylacıları ve köylüleri olumsuz etkileyecek.”
“Orantısız karar”
“Genel seçimin gerçekleştiği 7 Haziran’dan bu yana PKK mensupları, 22 Temmuz’da Hozat Amutka Karakoluna taciz ateşi, 28 Temmuz’da Hozat yolunda üç aracın yakılması, 31 Temmuz’da Pülümür yolunda üç aracın yakılması, 1 Ağustos’ta, Pülümür yolunda beş aracın yakılması, son olarak 1 Ağustos’ta Ovacık’ta polis aracına saldırı eylemlerini gerçekleştirmişlerdir. Çok mutlu ki can kaybı olmamıştır.”
“Sınırlı sayıdaki bazı yasadışı faaliyetler ‘gerekçe’ gösterilerek şehrin genelini olumsuz etkileyecek bir hak ve özgürlük kısıtlaması kararı verilmesi, ‘idari işlemin orantılı olması gerektiği’ prensibine de aykırıdır.”
“OHAL yetkilerini kullandı”
Aygün dilekçesinde Anayasa’nın seyahat özgürlüğünün düzenleyen 23. maddesi ile temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırmasıyla ilgili 13. maddesini de hatırlattı.
Ayrıca, yasama ve yargı konusu olması gereken bir kararın idari yetkililerce verilemeyeceğini de ifade etti.
“Tunceli Valiliği olağanüstü hal yetkilerini bir yasama kararı olmaksızın harekete geçirerek fonksiyon gaspında bulunmuştur. Bu kısıtlamanın içeriğini tamamen idareye terk etmiş olan kanunun ise Anayasaya açıkça aykırılık teşkil ettiği tartışmasızdır.” (AS)