Kürtçe'nin seçmeli ders olarak okutulmasını bianet'e yorumlayan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Dil ve Eğitim Komisyonu Sözcüsü Osman Özçelik ve Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Kürdoloji Koordinatörü Prof.Dr. Kadri Yıldırım, Kürtlerin temel talebinin anadilde eğitim hakkı olduğunu söyledi ve bu süreçte nasıl bir yol haritası oluşturulması gerektiğini anlattı.
DTK Dil ve Eğitim Komisyonu Sözcüsü Osman Özçelik, hiçbir Kürt dilbilimci, sivil toplum örgütü muhatap alınmadan hükümetin tek başına Kürtçe ile ilgili karar vermesinin "aşağılayıcı" bir tutum olduğunu söyledi.
"Hükümet Kürtlerle dalga geçiyor, anadil tartışılmaz temel bir haktır. Seçmeli ders ancak insanların başka bir yabancı dili öğrenme isteği karşısında sunulan dillerden birini tercih etmesi şeklinde olur. Temel talebimiz eğitimin başlangıcından en üst akademik düzeye kadar Kürtçe olmasıdır."
Özçelik: Önce iyi niyet, sonra masaya oturalım
"Seçmeli ders ana dile giden yolun bir parçası olabilir mi" sorumuzu Özçelik, "Önce iyi niyet gösterilmeli ve samimi olunmalıydı" diyor.
"Tabii ki böyle bir ihtiyacın devlet katında kabul edilmesi olumlu bir aşama. Ama niyet önemlidir. Seçmeli ders, karşı konamaz talepler karşısında 'en azını verelim" mantığıyla zorunluluk olarak verildi ve içselleştirilmedi."
Özçelik, Bakan Dinçer'in "Kürtçe öğretmen eksiği var" açıklamasıyla ilgili "Nasıl açık olmasın ki, zaten hemen her şey bugün olsun demiyoruz" diyor.
"Yasaklanan bir dil için tabii ki öğretmen eksiği var. Bugünden yarına bir talep olamaz. Önce öğretmenler yetiştirilecek. Bu da 3, 4 yıl sürebilir. Bu arada diğer ülkelerde de görüldüğü gibi okutmanlardan destek alınabilir ama alt yapı hazırlıklarının yapılması lazım.
"Denmeli ki, Anayasal güvence altına alıyoruz. Sonra Kürt siyasetçi, bilim insanı ve sivil toplum örgütleriyle birlikte oturulup kısa, orta ve uzun vadeli programlarla bu sorunu nasıl çözeriz diye konuşulmalı. O zaman niyet ortaya konmuş olur; bu güven verici ve samimi bulunur."
Yıldırım: Bu bir hazırlık süreci
Artuklu Üniversitesi Kürdoloji Koordinatörü Prof.Dr. Kadri Yıldırım da, seçmeli dersin ancak bir geçiş sürecinin parçası olduğu takdirde olumlu bir adım olarak görülebileceğini söyledi.
"Kürtlerin nihai beklentisi ve hakkı anadilde eğitimdir. Ancak anadilde eğitim için altyapı müsait değil. Bu açıdan seçmeli Kürtçe dersi için atılan bu adım, ileride yasal değişiklik yapılarak anadilde eğitime geçiş sağlandığı takdirde olumludur. O zamana kadar ki süreyi doldurmak açısından önemli. Elbette bu haliyle yeterli değil ancak bu bir geçiş süreci ve sonraki adımlar için mühim bir hazırlık.
Yıldırım, bu adımın içinin ancak geniş bir işbirliği sayesinde doldurulabileceğini söyledi ve "Analdilde eğitimin alt yapısının hazırlanması için bu dönemi iyi değerlendirmek gerekiyor. Yarın sabah kalksak ve anadilde eğitim hakkı tanınmış olsa ne müfredat var, ne program, ne eğitmen, ne kitap... Bu ara dönem bunlara da hazırlık olabilir" dedi.
İki yıldır Kürtçe üzerine çalışmalar sürdüren ve Kürt Dili ve Edebiyatı yüksek lisans programı olan Artuklu Üniversitesi'nin bu süreçte her türlü yardıma hazır olduğunun altını çizen Yıldırım, "Seçmeli dil sınıfının açılması için 10 ya da 12 kişilik bir talep oluşması gerekiyor ama bu sınıf içinde aranan bir sayı değil. Örneğin 5. sınıfta beş kişi var 6. sınıfta dört kişi var 7. sınıfta üç kişi var. Bu değişik sınıflardaki öğrencileri birleştirerek bir sınıf oluşturulabiliyor. Sayı bir sorun teşkil etmeyecektir."
Nasıl olacak?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Kürtçe'nin 5. sınıftan itibaren seçmeli ders olacağını söyledi.
Ardından Milli Eğitim Bakanlığı da 4+4+4 eğitim yasasını hayata geçiren taslak ders çizelgesinde Kürtçe dersinin ikinci 4'te haftada iki saatlik seçmeli "yaşayan diller ve lehçeler" adıyla verileceğini açıkladı.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bir seçmeli dersin açılması için 10-12 kişilik talep gerekeceğini ve İsteğe bağlı olarak Kürtçe, Zazaca, Abhazca, Çerkezce, Lazca, Boşnakça gibi dersler olabileceğini belirtti. Ancak en büyük sorunun öğretmen bulmada yaşanacağını ekledi. (NV/IC)