“Öğretemezsen usta olamazsın. Bu o kadar kıymetli bir şey ki... İş gücü piyasasıyla eğitim süreçlerinin birbirine geçişkenliğini artırmamız lazım. İş gücü piyasasının çalışma ortamlarını eğitimin bir parçası hâline getirmemiz lazım ki mesleki eğitimde güçlü olabilelim. Bunun da en önemli fırsatı, küçük ve orta ölçekli işletmelerle ilgili çok kritik olan mesleki eğitim merkezleri çünkü mesleki eğitim merkezleri çırak, kalfa ve usta ihtiyacını karşılayan, dolayısıyla ustayı çıraksız bırakmayan ve onu her zaman usta olduğunu hissettiren bir eğitim türüdür.”
Bu sözler Mesleki Eğitim Merkezi’nin (MESEM) “mimarı” olarak ifade edilen eski Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e ait.
Ocak 2023’te Millî Eğitim Bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve UNICEF arasındaki "Mesleki Beceri Seferberliği Protokolü" imza töreninde sarf etti bu sözleri Özer.
MESEM eski adıyla Çıraklık Eğitim Merkezi 2016’da örgün eğitim kapsamına alındı. Ancak Bakan Mahmut Özer döneminde uygulamalar hız kazandı.
MESEM’de yine çocuk işçi ölümü
“Türkiye’de nitelikli iş gücünü arttırmak ve usta-çırak ilişkisiyle meslek eğitimi vermek” amacıyla gündeme getirilen programda sadece 2024'ün ilk yedi ayında ortaöğretim öğrencisi dokuz çocuk hayatını kaybetti.
Tartışmaların odağındaki MESEM’i, Eğitim Reformu Girişiminden (ERG) Araştırmacı Kayıhan Kesbiç ve İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi (İSİG) Genel Koordinatörü Murat Çakır ile konuştuk.
"Sayı arttı denetim zorlaştı"
Kesbiç’in MESEM’lerin 2021-2022’de “popülerleşmeye” başladığını, sayıları artınca denetimin de zorlaştığını söyledi:
“Öncesinde MEB’le anlaşmalı işletmeler, usta öğretici sayılarına göre belirli sayıda öğrenci kabul edebiliyorlardı. Usta öğreticiler öğrencilere meslek öğretiyor ve yanlarında belirli sayıda öğrenci bulundurabiliyorlardı. Ancak 2021-2022 yılında usta öğretici olmak kolaylaştırıldı ve sayıları arttırıldı. Öğreticilerin yanlarında çalışabilecek öğrenci sayısını da arttırdılar. Bununla paralel olarak iş takibi, kalite ve denetlenebilirlik olumsuz etkilendi.”
Kesbiç, 18 yaş altı çocukların çalıştırılmasıyla ilgili mevzuata dikkat çekti. Hangi işlerde çalışabileceklerine, ağır işlerde çalıştırılamayacaklarına dair mevzuatların uygulanmasının birçok ölümün ve yaralanmanın önüne geçeceğini söyledi.
DEM Parti'den MESEM açıklaması: AKP eğitimi metalaştırıyor
"Çocuklara her iş yaptırılıyor"
MESEM’de öğrencilerin haftada 5-6 gün ve 10-12 saat çalıştırıldığını belirten Çakır ise; “çocukların fabrikalara ucuz iş gücü olarak devlet eliyle itildiğini” ifade etti:
“İş öğrenme iddiasıyla çocuklar iş yerlerine yani fabrikalara, inşaatlara ya da hizmet sektörüne yollanıyor. İşyerleri hiçbir şekilde iş güvenlik önleminin alınmadığı mekanlar. Çocuklara uygun veya değil her iş yaptırılıyor. Sıvacılık, yük taşıma, demir bağlama ve bunun karşılığında alınan ücret asgari ücretin üçte biri.”
Öğrencilerin iş kazalarıyla çok fazla karşı karşıya kaldığını vurgulayan Çakır, “MESEM’lerde çalışan hemen hemen her çocuk iş kazası geçiriyor. Bu yüzden bunu binlerce on binlerce iş kazası olarak tercüme etmemiz gerektiğini düşünüyorum” dedi.
"MESEM'lerde çırak, stajyer ve kursiyer şeklinde çalıştırılan öğrenci sayısı kaç?"
"MESEM'lerde sömürü çok boyutlu"
Çakır, MESEM’lerin tercih edilmesinin önemli bir nedenin de derin yoksulluk olduğunu söyledi. Çocukların ailelerine destek olmak için çalışmaya itildiğini ve MESEM’lerin bu nedenle tercih edildiğini belirtti:
"Ekonomik krizin gün geçtikçe artması nedeniyle bir aile tek kişinin çalışmasıyla geçimini sağlayamıyor. Çocuklar da ailelerine destek olmak amacıyla çalışmak zorunda kalıyorlar. MESEM'ler bu açıdan cazip geliyor çünkü hem diploma alıyor hem de para kazanıyorlar.
"Fakat çocuklar buralarda çok boyutlu sömürülüyor. Ölüm en uç nokta; yaralanma, vücut gelişimi, pedagojik gelişim, bir bütün olarak düşünmek gerekiyor. Genel olarak eziliyorlar. Yetişkin olsanız bazı şeylere hayır deme imkanınız var, ki yetişkin işçiler bile hayır diyemiyor ama kendi hakkınızı arama imkanınız var. Burada böyle bir şey de yok.”
Çakır, son olarak eğitim sistemindeki sorunların bir bütün değerlendirilmesi ve köklü çözüm üretilmesi gerektiğini söyledi ve “Eğer toplu bir karşı çıkış yapılmazsa durmayacağı aşikar” dedi.
Mesleki Eğitim Merkezi öğrencisi çocuk, staj yaptığı fabrikada öldü
(PÖ/RT)