İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Merkezi Van'daki depremzedelere yönelik bir hukuki yardım ağı kurma projesini başlattı. Projenin amacı deprem mağdurlarının hukuki ihtiyaçlarını ücretsiz olarak karşılayacak bir sistemi oturtmak.
İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Merkezi'nden İdil Elveriş bianet'e bu hukuk projesini anlattı.
Elveriş'in verdiği bilgilere göre, deprem sonrasında yakınlarını kaybedenlerin karşılaştığı çok sayıda sorunu merkez olarak alıyor proje. Kiminin kaybettikleri için ölüm belgesi alması gerekiyor, kiminin miras için yapması gerekenler var, kiminin malını ya da gayrimenkulünü satabilmesi için gerekli işlemler... Kurulacak olan sistem işte bu konularda ücretsiz hukuki destek sağlayacak.
"Van'da depremzedelerin kredi borcuna erteleme getirildi. Ancak Van'a gittiğimde öğrendim ki, depremzedeler borcu ödemiyorlar ama kredi kartının limiti dolduğu için kartı da kullanamıyorlar" diye anlatıyor Elveriş bazı sorunları ve devam ediyor:
"İnsanlar evlerini kiralamışlar, eşyalar orada duruyor, kendileri konteynırda. Şimdi kira ödenecek mi, ödenmeyecek mi? Bazı işyerleri zarar görmüş, orada çalışamayan insanlar var; bu insanlar para alacak mı, almayacak mı? Neye göre alacak, nasıl bir tazminat ödenecek?.."
11 Eylül deneyimi
11 Eylül'de yaşanan sürecin bu projenin oluşturulmasına katkıda bulunduğunu belirten
Elveriş, zaten beş yıldır bir sosyal sorumluluk projesi olarak büyük hukuk bürolarının gönüllü hukuki yardımda bulunması üzerine çalıştıklarını söyledi.
Van depremi olduktan sonra birlikte çalıştıkları bir kuruluşun uyarısı üzerine konuyu düşünmeye başladıklarını, 11 Eylül saldırılarından sonra New York'ta afet sonrası hukuki yardım, hukuki ihtiyaçlar üzerine bilgilendiklerini anlattı.
"11 Eylül'de ölen onca insan var. Ölüm belgesi alınması gerekiyor miras işleri için; gaip olanlar, yani cesedi bulunamayanlar var, gaiplik kararı alınması gerekiyor. Bu insanların işleri, kira sözleşmeleri, malları, tazminatları, sigortaları, önemli belgelerinin ve kendilerinin kaybolması sonucu ortaya çıkan bir sürü mesele var..."
New York'taki deneyimden de faydalanılarak harekete geçen İnsan Hakları Hukuku Merkezi, herkese bir avukat bulamayacakları gerçeğinden yola çıkarak bir afet broşürü hazırlamaya karar vermiş.
"Hukuki temel bilgiler sunmanın önemli olduğunu düşündük. Broşürde neler olabilir dedik, Bir büro bununla ilgili çalışmayı kabul etti. Sayı bu kadar büyük olduğunda afet kitapçığı gibi bir şey verebilmek önemli.
"Bir başkası da yine New York'tan esinlendiğimiz bir hukuki ihtiyaçlar formu hazırlamaya girişti. Kişilerle görüşerek hukuki ihtiyaçlarını tespit etmeye, ne konularda yardıma ihtiyacı olduğunu anlamaya çalışacağız. Ona göre neler Van'da, neler İstanbul'da yapılabilir, ortaya çıkacak."
Elveriş'in anlattıklarına göre, proje için Van'daki baroyla irtibata geçildiğinde olumlu bir tepki gelince süreç işlemeye başlamış. Şimdi hazırlanan sorular Van'dan gelen bilgiler çerçevesinde revize ediliyor. Ardından seçilecek bir konteynır kentte depremzedelerle görüşmeler yapılacak, böylece ihtiyaç duydukları hukuki yardımlar tespit edilecek.
Mağduriyet kriteri
İdil Elveriş konuyla ilgili konuşurken devletin yardım mekanizmasıyla bu proje arasındaki farkı da vurgulamadan geçmedi:
"İmkanı olmayanlara yönelik, devletin parasını ödediği bir avukatlık hizmeti veriliyor. Ama bu tarz durumlarda pek işe yarayacağını düşünmüyoruz. Bizim projeyle devletin bu sistemi birbirilerine rakip değil.
"Adli yardım mekanizması biraz bürokratik işliyor ve vatandaşlar tarafından yeterince bilinmiyor. Ayrıca avukatlar oradan para kazanıyor. Bizim yaptığımızda ise avukatların parasal bir çıkarı yok.
"Devlet avukat atıyor ama onun bir sürü koşulu var, fakirlik belgesi getireceksin, vs... Bizim yapmaya çalıştığımız şey bir mesleğin sosyal sorumluluğu. Para pul karışmıyor işin içine. Biz bu sistemden faydalanacaklar için bir kriter getirmiyoruz. Konteynır kentte yaşamak başlı başına bir kriter bence..." (YY)