Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ve Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYd), depremin ardından Van'da yürüttükleri ruh sağlığı programını tamamladı.
Sınır Tanımayan Doktorlar'ın Van'ın 31 çevre köyünde yürüttüğü iki ay süren çalışmada 3.470 kadın ve 1.850 erkek grup terapisi seanslarından yararlandı. Daha ciddi şikâyetleri olan 53 kişi de bireysel ruh sağlığı desteği gördü. 91 mülteci ve sığınmacı aileye ise psikolojik destek sunuldu.
Seanslara katılanların hepsinde anksiyete, post-travmatik semptomlar ve depresyon belirtileri gözlemlendiği söylendi.
Çalışma sonunda yayımlanan raporda, Sınır Tanımayan Doktorlar, travma seanslarına katılanların deprem tanıklıklarını aktardı:
* Bir kurtarma ekibi üyesi: "Yıkılmakta olan bir bina vardı. Olay yerine vardığımda bir adam benden içeri girip karısını ve bebeğini kurtarmamı istedi. Elimizden geleni yaptık, fakat sonunda bina yıkıldı, anneyle bebek öldüler. Tek elimden gelen bu adamla beraber ağlamaktı. Öylece beraber ağladık. Hâlâ rüyalarıma giriyor."
* 21 yaşında bir genç bir erkek: "Sizinle dışarıda konuşamam, herkes dedikodu yapıyor. Her hafta buraya geldiğinizi biliyorum ama ancak bugün cesaret edip sizi görmeye gelebildim. Ben galiba deliriyorum. Prefabrikte uyuyamıyorum, önceki odamı hatırlıyorum, bilgisayar vardı, arkadaşlarımla konuşuyordum.... Sevgilimle görüşemiyorum, depremde her şeyini kaybedince başka şehre gitti. Ne kitap okuyabiliyorum ne de arkadaşlarımla buluşabiliyorum. Depremden önce zevk aldığım şeylerden artık zevk alamıyorum. Sizce ben deliriyor muyum? Bana yardım eder misiniz?"
* 60 yaşlarındaki bir kadın: "Hep geleceğiz dediğinizde inanmadım ben. Buraya kimse gelmez çünkü. Bu köyün yolları kapanır, telefon çekmez, ulaşımı yok. Kimse gelmez buraya, sahipsiziz, yalnızız, terk edilmişiz biz burada. Ama siz söz verdiğiniz gibi geldiniz."
* Bir kadın: "Bir sorunum var, ama diğer kadınların önünde konuşamam. Kocamla yatamıyorum, deprem oldu ya, günahkâr gibi ölürüm diye korkuyorum. O da çok kızıyor, ne yapayım bilmiyorum. Lütfen bana yardım edin!"
* 8 yaşında bir kız çocuğu: "Saçımın hepsini kaybetmem, değil mi? Kel kalmam, değil mi? Teşekkürler, anneme söylerim, o da meraklanıyordu."
* 35 yaşlarında bir kadın: "Birden bir sıkıntı geliyor, nedenini bilmiyorum, ne yapacağımı bilmiyorum. İçim sıkılıyor. Kalp çarpıntısı oluyor. Günde bir kaç kez oluyor, bir iş yapıyorsam o anda, bırakıyorum, devam edemiyorum." Yapılan görüşmelerin ardından zaman içerisinde nedeni belirsiz sıkıntı olarak tanımladığı durumun deprem korkusu olduğunu anladığını ve grup toplantılardındaki bilgilendirmeler doğrultusunda bu korkusunun da biraz azaldığını, kontrol edilebilir bir hale geldiğini söyledi.
* 35 yaşlarında bir kadın oğlunun depremden bu yana depremle ilgili hiç konuşmadığını, ama çok agresif olduğunu, aile üyelerine bıçak çektiğini söyledi. Yapılan görüşmelerde çocuğun deprem esnasında yıkılan evleri gördüğü öğrenildi. Çocuk ile yapılan görüşmelerde duyguları hakkında konuşuldu. Anne, zaman içerisinde çocuğun önce konuşmaya başladığından söz etti. Deprem esnasında gördükleri, hissettikleri ile ilgili sıklıkla konuşmayı istiyor, sorular soruyormuş depremle ilgili. İlerleyen haftalarda agresif davranışlarının azaldığı, bıçak çekmeyi bıraktığı bilgisini verdi. (ÇT)