Kaynak ve fotoğraf: AA
Maraş merkezli depremlerde 7 üyesini kaybeden Antakya Medeniyetler Korosu, repertuvarına eklediği "Yara Bere" isimli şarkıyı da seslendireceği ilk konserini 28 Mart'ta Adana'da verecek.
Depremlerde koro üyeleri; Mehmet Özdemir, Gizem Dönmez, Hakan Samsunlu, Pınar Aksoy, Fatma Çevik, Müge Mimaroğlu ve Ahmet Fehmi Ayaz hayatını kaybetmişti
Farklı din ve mezheplere mensup sanatçıları buluşturarak birlikte yaşama kültürünü hatırlatan Antakya Medeniyetler Korosu, Adana ve İstanbul'daki konserlerine hazırlanıyor.
2007'de kurulan topluluk, depremden sonra ilk konserini 28 Mart Salı günü Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezi'nde "Seyhan'dan Asi'ye El Birliğiyle" adı altında verecek.
Antakya Medeniyetler Korosu'nun ikinci konseri de 30 Mart'ta Zorlu PSM'de "Dayanışma Sahnesi"nde birçok sanatçının da katılımıyla olacak. Etkinlikten elde edilen gelir, depremden etkilenen 2 bin 200 öğrenci için kaynak oluşturacak.
Antakya Medeniyetler Korosu İBB Orkestralar Müdürlüğü ile birlikte de konserler verecek. Konserler, 31 Mart Cuma akşamı saat 21.00'de ve 1 Nisan Cumartesi akşamı saat 21.00'de Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu'nda düzenlenecek.
8 saat sonra enkazdan kurtarıldı
Hayatını kaybeden üyeleri anısına şarkılar seslendirecek Antakya Medeniyetler Korosu, Nobel Barış Ödülü'ne 2012 yılında aday gösterilmiş ve Kültür Bakanlığı 2019-2020 Özel Ödülüne değer görülmüştü.
Depremde yıkılan evinin enkazında 8 saat kaldıktan sonra kurtarılan ve geçici süreyle İzmir'de barınan koro şefi Yılmaz Özfırat, Antakya'yı yeniden ayağa kaldırmak istediklerini söyledi.
Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi sanatçıların birlikte şarkı söylediği Antakya Medeniyetler Korosu'nun bir sembol olduğunu ifade eden Özfırat, "O kadim topraklar tekrar gün yüzüne çıkacak ve dünyaya ibretialem olarak göstereceğiz, 'Bakın bu şehir küllerinden tekrar doğmuş' diyeceğiz" dedi.
"Artık 193 kişiyiz"
Özfırat, şunları kaydetti:
"Biz toplamda 200 kişiydik, artık 193 kişiyiz, 7 canımızı kaybettik maalesef. En son 20 Şubat'ta 6,4'lük depremden sonra şehirden ayrılmak zorunda kaldık. Çünkü hem sarsıntılar hem yaşam şartları çok ağırlaştığı için herkes bir yere gitmek zorunda kaldı. Kimisi Mersin'e kimisi Adana'ya gitti, bizler İzmir'e geldik. Bir kısım arkadaş İstanbul'a ve diğer yerlere gittiler. Tek bir isteğimiz var, 3 ay, 5 ay, 6 ay hiç fark etmez, şehirde yaşam şartları oluşur oluşmaz hemen geri dönmek istiyoruz. Çünkü biz o şehre döndüğümüzde insanlara da örnek olacağımızı ve diğer gidenlerin de tekrar geleceğini düşünüyoruz."
(AÖ)