Temiz Giysi Kampanyası, 6 Şubat depremlerinden etkilenen Antep, Maraş, Malatya ve Adıyaman’da Ağustos ve Eylül 2023 arasında 130 tekstil işçinin katılımıyla bir araştırma gerçekleştirdi.
BİRTEK-SEN’in örgütlenme uzmanları ve gönüllülerinin katılımıyla yürütülen araştırmayı Derya Göçer “Depremin Tekstil İşçilerine Etkisi” başlığıyla raporlaştırdı.
Araştırma deprem öncesi bölgedeki genel üretim koşullarını, depremin hemen ardından işçilerin yaşadıklarını ve işverenlerin tavrını, deprem sonrasındaki aylarda işçilerin nasıl çalışma koşulları, iş yükü, mesai saatleri, hak ihlalleri yaşadıklarını belgeliyor.
Ayrıca araştırma, depremzedelerin güvensiz işyerleri, düşük ücretler ve rutin sözlü taciz gibi olumsuz çalışma koşullarıyla karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor.
Tazminatlarını alamadılar
Rapora göre bu sorunlardan bazıları depremden önce de mevcuttu ancak yaşanan afetle birlikte etkileri daha da artmış durumda. Fabrikalar, uluslararası alıcıların siparişlerini yetiştirmeye çalışanlarının sağlığından daha fazla önem verdi ve işçileri depremden kısa süre sonra, fabrikaların yapısal bütünlüğünü çoğunlukla kontrol etmeden işe geri çağırdı (işçilerin yüzde 50'sinden fazlası fabrika binasında herhangi bir denetim yapılmadığını belirtiyor).
Ücretlerdeki kesintilerin neden olduğu mali zorluklar veya hiç ücret alınamaması (ankete katılan işçilerin yüzde 35'i hiç ücret almıyordu), işçileri barınma ihtiyaçlarını ve psikolojik ihtiyaçlarını gideremeden işe dönüş çağrısına kulak vermek zorunda bıraktı. İşçilerden 79’u depremin ilk ayında çalışmaya başladığını söyledi.
Fabrika yöneticilerinin işten çıkarma veya işe geri dönmemeleri halinde yardımların durdurulması tehdidiyle durum daha da kötüleşti. İşyerine dönemeyen bazı işçiler, fabrika yöneticileri onları ‘istifa etmiş’ olarak kabul ettiği için, yıllardır birikmiş kıdem tazminatı haklarından mahrum bırakıldılar. Araştırmaya katılan işçilerin yalnızca yüzde 12’i tazminatını alabildiğini söyledi.
Çadırdan işe
Araştırmaya katılan 130 işçinin sadece 54’ü (yüzde 41’i) işyerinin hasar almadığını söyledi. 45 kişi ağır ve orta hasar gözlemledi (yüzde 34). İşçilerin dörtte biri ise hafif hasar bildirdi.
Ayrıca araştırmaya katılanların yüzde 52,31’i (68 kişi) depremde evlerinin hasar gördüğünü söyledi. Depremde evlerinin hasar gördüğünü belirten işçilerin çok az bir kısmı (yüzde 22,1) yeni ve hasarsız bir ev kiralayabilmiş durumda. 68 kişinin yüzde 16,2’si ise depremin üzerinden 11 ay geçmesine rağmen halen çadırda kaldığını belirtti.
Araştırmada işyerinden barınma desteği alan tek bir işçi tespit edilebildi. Raporda görüşüne yer verilen işçi “İki gün evin önüne çadır kurduk. Sonrasında fabrikada kaldık. Ailelere kalacak yer verdiler. Şu an fabrikanın yaptığı konteynerlerde de kalanlar var. İsteyen kalıyor” dedi.
Temiz Giysi Kampanyası da bunun için rapora “Bu örnek aslında işveren-işçi ilişkisinin afet sonrası nasıl da farklı şekillerde ilerleyebileceğini gösteriyor. Küresel markaların finansal desteğiyle de birlikte tekstil fabrikaları afet sonrası dayanışma alanlarına dönüşebilirdi. Ancak bu ne küresel aktörler ne de yerel tedarikçileri tarafından tercih edilmemiş” notu düştü.
Ayrıca "Deprem zaten ağır çalışma koşulları ve yoğun hak ihlalleri olan bir sektörü işçiler açısından daha da zor kıldı" dedi.
Pay Your Workers önerisi
Bu haliyle rapor depremin, kriz anında işçilerin kıdem ve diğer işten çıkarılma tazminatlarını alabilmeleri için markalar ve sendikalar arasında bağlayıcı bir anlaşmaya ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.
Temiz Giysi Kampanyası bunun için de, kriz zamanlarında kıdem tazminatı fonu ve işçilerin örgütlenme hakkı için yasal güvence ve çerçeve sunan Pay Your Workers – Respect Labour Rights Agreement’i öneriyor.
(HA)