Kooperatiflerden biri Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı'nın (KEDV) İzmit ve Düzce'deki çalışmaları sonucunda kadınların kurduğu konut kooperatifi. Diğeriyse emeklerini değerlendirmek isteyen kadınların kurduğu Simge El Emeği Ürünleri Kooperatifi.
Selma Demirel KEDV adına, konut kooperatifinin bölgedeki yürütücüsü. Hamiye Yazıcı ise Simge Kooperatifinin. Her iki kadının da, gelecekten beklentileri büyük.
Deprem sonrası bir çok umutlarını toprak altında bırakmış olsalar da, geliştirdikleri yeni projelerle kadınlara hayata tutunmanın yollarını gösteriyorlar. Demirel ve Yazıcı, 17 Ağustos ve 12 kasım depremlerinin 6. yıldönümünde, deneyimlerinibianet'le paylaştılar.
İki deprem, konut sorununa yol açtı
KEDV'in bölgedeki proje yürütücüsü Selma Demirel, 17 Ağustos 1999 depremiyle patlak veren konut problemini bianet'e değerlendirirken, 12 Kasım Düzce depreminin de soruna son darbeyi vurduğunu söylüyor.
Bu proje nasıl doğdu?
Depremden sonra en acil gereksinim konut oldu. KEDV olarak bölgeye gittiğimizde bunu gözlemledik. O nedenle, ilk olarak evsiz ve sokakta kalanların en çok olduğu alan Gümüşpınar'da örgütlendik.
Buradaki prefabrik alanda bin 250 ailenin prefabrik evi vardı, 888 de çadır. Yurtdışından gelen Ayşe Yönder'in önderliğinde yeniden yapılanma temelinde vakfın projesini harekete geçirdik. İstanbul Üniversitesi'nden destek aldık.
Öncesinde bir araştırma yaptığınızı söylediniz?
Yeniden yapılanma ve kadınların aktif katılımına dönük anketler sonucunda, evsiz ve mağdur sayısının sanılanın üzerinde olduğunu gördük. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve Dünya Bankası'nın işbirliğiyle 6 bin 996 konut yapılmıştı ama daha 3 bin insan hala evsizdi.
Konut projesinin finansmanı nasıl sağlandı?
Tamamen kadınların güç birliğiyle. Kadınların konut ihtiyacını gidermek adına, toplumsal bir proje olarak yola çıkıldığı için biz eğitim ve bilinç desteği veriyorduk. Depremde barınma sorunu büyüyünce ve bundan da en fazla kadınlar etkilenince örgütlenme başladı.
Nasıl?
Önce tasarruf grupları kuruldu. Kadınlar kendi birikimlerine, ne kadar biriktirebileceklerine karar verdi. 10'ar kişilik gruplar oluşturuldu ve her grubun bir lideri oldu. Ortaklaşa 30'ar milyon gibi bir rakam toplayabileceklerinin kararını aldılar.
Açtıkları tasarruf hesaplarına bunu yatırdılar. 17 Ağustos depreminin 1. yıldönümünde, konut sahibi olmak için ilk adımı atmış oldular, kooperatiflerini kurdular. 150 ortaklı iki kooperatif oluştu: Biri Başak, diğeri de Burçak.
Kooperatiflerin ilk kuruluşu nasıl oldu?
Deprem sonrası ilk tespitlerde, 11 bin konuta ihtiyaç olduğu söylendi ve devlet buna göre arazi kamulaştırmaları yaptı. Sonradan istatistiklerin yanlış yapıldığı ve. 7 bin konuta ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. Devletin istimlak edip, alt yapı bedellerini ödediği, konut yapılacak iki üç bine yakın arsa vardı...
Evsiz kadınlar adına bir şans mı?
Evet. Yeni TCK ve medeni hukuk açısından kadına bir avantaj sağlayacaktı ev sahibi olmak. Bayındırlık Bakanlığına ziyarette bulunduk. Zamanın devlet bakanı Faruk Bal'la birlikte dosyamızı sunduk. Her zaman olumlu karşılandık, duyarlı davranıldı ama, elimize bugüne kadar somut bir şey geçmedi. Bu girişim,Türkiye'de ve dünyada kadınların kurduğu ilk konut kooperatifiydi.
Arsa tahsisi nasıl yapılabildi?
Bugüne kadar arsa tahsisi için bekledik ama, kooperatifimize yanıt 775 sayılı Gecekondu Yasası kapsamında geldi. Yasa kapsamına alındık ve arsa tahsisi onayı aldık. Ne yazık ki yüzde 10 indirim istendi.
Arsanın yeterli olmadığı, başka kooperatiflere de yer verileceği söylendi. Her kooperatiften yüzde on indirim istendiği bilgisi verildi. 150 ortağımız vardı. 61'e düştük. TOKİ 'ye geçenler oldu. 28 ve 33 üyeli iki kooperatifimiz var şimdi. İTÜ projelendirecek.
Hamiye Yazıcı Simge Kooperatifi'ni anlatıyor
İzmit Simge Kooperatifinden Hamiye Yazıcı üç çocuklu, 40 yaşında. Depremde yaşadıklarını anlatırken gözleri doluyor, yüreği sıkılıyor.
"Ben depremde yoktum ama, eşim ve kızım buradaydı" diyor.
Öldü sandığı eşi ve kızını bulduğunda hissettiklerini anlatacak kelime bulamadığını söylüyor.
"Hala psikologlarla görüşsek de yaşananların unutulması mümkün değil. Anımsadıkça duygularım kabarıyor. Sonuçta o günlerde deprem dayanışmasına girerek, zor durumdaki kadınlara yardım etmeye karar verdim. Yanımda dört yaşındaki oğlumla kurulan merkezlerden birine katıldım. "
Böyle bir merkeze katılmak neden istediniz?
Biraz yaşadığım felaketten farklı şeyler yaşamak için, biraz da çevremde olan biteni görmek istiyordum. Bir çoğundan iyi durumdaydım. Can kaybımız yoktu. Merkeze gelen kadınlara ve çocuklara nasıl ulaşabiliriz, yardımcı olabiliriz diye uğraştık.
İlk neler yaptınız?
Depremzedelere verilen kalıcı konutları denetledik. Bizi kadın merkezlerinde belirli eğitimlerden geçirdiler. Bilinçlendikten sonra bunları yaptık. Orta hasarlı konutları denetledik. Evi yıkılan, mal ve can kaybı olan kadınlar kalıcı konutlara güvenip de giremiyorlardı. Denetimlerini yaparak, sorun varsa giderilmesini sağladık.
Emeğinizi değerlendirme, kooperatifleşme fikri nasıl başladı?
Bitsin istemedik. KEDV sürekli yanımızdaydı. Dayanışmayı nasıl sürdürebiliriz diye düşündük. Kooperatifleşmek gerektiğini ve nasıl bir kooperatif kurabileceğimizi öğrendik. Eşleri ve çevreyi ikna ettikten, kooperatifler üzerine bilinçlendikten sonra devam etmeye karar verdik.
Zor olmadı mı?
Zor olmasına zordu ama, öğrenmek, bilinçlenmek değildi zor olan. Koşullar zordu. Kadın merkezi geçici, prefabrik bir bölgedeydi. Daha sonra kalıcı konutlara geçtik. Bulunduğumuz yer deprem yaşayan ve yıkıntılar yaşayan bir çevreydi. Burada faydalı olacağımıza karar verdik ve Belediye ile protokol yaptık. İki yıldır da burada, kooperatif çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Depremden önce çalışmışlığınız, iş yaşamınız var mıydı?
"Çalışma hayatım yoktu. Üç çocuğum vardı. Büyük kızım lise sona gidiyordu, en küçük oğlum ise dört yaşındaydı. Merkezle birlikte evden çıktım."
Kadın merkezinin size kazandırdığı ne oldu? Eğitiminiz var mıydı?
İlkokul mezunuyum. Merkezin bana katkısı evden çıkmamla birlikte özgüvenimin gelişmesinde oldu. Kendimle, evimle, eşimle, etrafımdaki insanlarla iletişimim farklılaştı. Yalnızca ben değil, merkeze katılan tüm kadın arkadaşlarımla birlikte, zor durumda neler yapacağımızı öğrendik.
Şimdi ne yapıyorsunuz?
Önceliğimiz erken çocukluk eğitimine yönelik. Yuva ve okul öncesi eğitimini çevremize yaymaya çalışıyoruz. 15 bin nüfuslu bir çevrede oturuyoruz. Bu çevredeki insanlar dar gelirli, kendi kendilerine zor yeten insanlar. Araştırmalar anketler yapıyoruz.
Araştırma çıkan sonucuna göre mi kooperatifi yönlendiriyorsunuz?
Muhtar ve mahalle meclisimizle çalışıyoruz. Çevrenin nabzını tutuyoruz. Beş kişilik üretim gruplarımız var. İstendiği zaman 25-30'a kadar yükselecek. Şimdilik 61 üyemiz var. Kooperatifte ise aktif olarak çalışan 15 kişiyiz. Ama gönüllülerimiz çok. Tüm kararları ortak alıyoruz. Pazar araştırmalarına bu gönüllü gruplarla gidiyoruz.
Elinizi kolunuzu bağlayan sorunlarınız neler?
Öncelikli sorunumuz pazar bulmakta. Ürettiklerimizi pazarlayamıyoruz. Yuvalarda kullanılan her çeşit kuklalar yapıyoruz. Aklınıza gelebilecek her şeyi yapıyoruz. Çocuk çantalarımız var. Sipariş alıp bunları yapmak kadınları ekonomik olarak güçlendirmek istiyoruz.
Hedefleriniz neler?
Her çeşit, ev tekstiline dönük, mefruşat dikimi yapabilecek kadınlar var. Örneğin, büyük bir hastane ile anlaşarak, çarşaflarını dikmek istiyoruz. Büyük ihalelere girmek ve emeğimizi, ürettiklerimizi değerlendirmek istiyoruz.(AD/EK)