Depremle yaşam
Depremlerin şiddetinden çok yapıların sağlamlığıyla ilgilenilmesi gerektiğini belirten Ömercioğlu, "Nasıl ki; bilinçsizlik ölüm ya da yaralanma getiriyorsa, insanlar, barındıkları yerin sağlamlığı konusunda da bilgi sahibi ve seçici olmalı. Sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra kent yönetiminden ve yerleşiminden sorumlu olanlar da deprem bilincinin yaygınlaşması yönünde çaba harcamak zorundadır" dedi.
Çanakkale'de durum
Ömercioğlu, kent merkezinde birçok yapının sağlamlığı hakkında şüpheler olduğunu, ancak hiç kimsenin bunu 5 yıldan beri bu durumu dillendirmediğini belirterek, özellikle tarihi kent dokusunu temsil eden birçok binanın depreme dayanıksız konumda olduğunu söyledi.
Ömercioğlu, 2. derece deprem kuşağına göre yapılmış binaların depreme karşı güçlendirilmesi konusunda da etkili çalışma yapılmadığını belirterek "Bırakın güçlendirmeyi çürük binaların rakamsal tespitini dahi yapamadık" diye konuştu.
İstense olur
Tarihi binaların sağlamlaştırılması konusunda ille de talep beklenmemesi gerektiğini belirten Mimarlar Odası Başkanı Ömercioğlu, şu görüşleri ifade etti:
* Çanakkale'nin kent dokusu aslına, amacına ve özüne uygun temizlenmesi lazım.
* Temizleme talebi gelmeden de gereği yapılabilir. Örneğin; bakımı, onarımı, iyileştirilmesi, o tarihi yapılara sonradan yapılan müdahaleler kaldırılabilir.
* Tabiat Varlıkları yapabilir, belediye talep edebilir, herhangi sivil toplum örgütü yada bireysel talepte bulunulabilir.
* Tüm bunlar toplumsal bilinç ile gerçekleşebilir, ama 5 yıldan buyana biz Çanakkale olarak Marmara depreminden hiçbir ders çıkaramadık. İlle de 45 saniye, ille de 7 şiddetinde deprem mi olması lazım? (YS/BB)