Kıbrıs'ın kuzeyinde yıllardır süren çağdışı uygulamalar bu coğrafyada yaşayan Kıbrıslıtürkleri hiçbir zaman olmadığı kadar Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki haklarına sahip çıkmaya yönlendirmiştir.
Çözümsüzlük çözüm müdür?
Son bir yıldır Kıbrıs'ta yaşanan hareketli günlerin sonucunda Kıbrıslıtürkler Barış, Çözüm Demokrasi ve Avrupa Birliği süreci ile ilgili büyük mitingler düzenleyerek iradesini ortaya koymuş, yurttaşlarının bu istencini duymazlıktan gelen icazetli Ulusal Birlik Partisi (UBP)-Demokrat Parti (DP) Koalisyon Hükümeti halkın sesine kulak asmayarak "Çözümsüzlük Çözümdür, Adaya Barış 1974'de gelmiştir" diyerek dünya gerçeklerinden uzak çağdışı düzenlerini sürdürmeye devam edeceklerini kamuoyuna birçok kez açıklamışlardır.
Bütün bunlara karşın barış, demokrasi, sivilleşme, çözüm yanlısı demokrasi güçlerinin önderliğinde mücadelesini sürdüren Kıbrıslıtürkler, 16 Nisan'da Rum tarafının bütün Kıbrıs adına "Kıbrıs Cumhuriyeti" olarak Avrupa Birliğine girişi karşısında haklarına sahip çıkmak ve uluslararası platformu da kendi kimlikleriyle yer almak için mücadelelerini sürdüreceklerini yerel medya organlarında dile getirmeye devam etmişlerdir.
Kıbrıs'ın kuzeyindeki hükümet politikalarının toplumsal çıkarları, ile ters düştüğü, otoritenin (Denktaş ve iktidarı elinde tutan UBP-DP koalisyon hükümetinin) yurttaşlarına sırtını döndüğü bu süreçte, 21 Nisan 2003'de gerçekleştirilen UBP-DP koalisyonu hükümetinin Bakanlar Kurulu'nun açıkladığı kararlar her iki tarafta şaşkınlık yaratmıştır.
Kıbrıslı Rumların siyasi partilerinin oluşturduğu ulusal konsey olağanüstü toplantıya çağrılmış ve Türk otoriteleri aldığı bu kararın AB kurallarına ters olduğunu ifade ederek yasadışı olduğunu açıklamışlardır.
Kıbrıslıtürkler, koalisyon hükümetinin 29 yıl sonra aldığı Kıbrıs'a serbest geçiş kararını kuşkuyla karşılamaktadırlar. Çünkü bir gün önce sendikaların ortak toplantısı için sendikacıların güneye geçişine kuzey Kıbrıs'taki otoriteler izin vermemişlerdir.
Blöf mü jest mi?
Daha 24 saat geçmeden serbest geçişe izin veren Bakanlar Kurulu kararı nasıl alınmıştır?
Kıbrıslıtürkler birbirlerine bu soruyu sormaktadırlar ve bir açıklama beklemektedir. Kısacası alınan bu kararın siyasal blöf olmadığını gösteren inandırıcı bir açıklama beklenmektedirler.
Annan Planı'nı kabul etmeyen statüko yanlıları şimdi kendi planlarını devreye koyarak halkın sempatisini kazanmaya mı çalışıyorlar acaba? Sorusuna takılıyor insan. Çünkü kuzey Kıbrıs'ta Aralık 2003'de Genel Seçimler var. Acaba statükocuları bu kararı almaya iten neden bu mu? Acaba halkın desteğini kazanıp saltanatlarını sürdürmenin ve ekonomik siyasal çöküşün önüne geçmeye mi çalışıyorlar?
* Serbest dolaşıma karşı çıkan otoriteler, bu yasağı kaldırarak Barikatları açmayı neden göze aldılar?
* Annan Planı'nda Rumların Kuzeye geçmesine tahammül göstermeyenler, Güney'den-Kuzey'e geçişleri de niçin serbest bırakıyorlar?
* 29 yıldır evini, tarlasını, bahçesini göremeyen, atalarının mezarlarına ziyaret edemeyen Kıbrıslıtürkler ve Kıbrıslırumlar, kimseden izin almaya ihtiyaç duymadan bunları yapabilecekler mi?
* Kıbrıs'ın karlı dağı Trodos'a gidebilecekler mi?
* Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu almak için herkes kendi işlemini kendi yapmak olanağına kavuşacak mı?
* Yurtdışına gitmek için Türkiye'den transit uçmak yerine direkt uçuşları daha az masraf ve zaman harcayarak gerçekleştirebilecekler mi?
Bu Ada Dipkarpazdan-Baf'a kadar bizim. Bizler ortak yurdumuz Birleşik Kıbrıs'ı geri istiyoruz. Avrupa Kapısını bize kapatanlar BAF Kapısını bize açarak iyilik yaptıklarını sanmasınlar. Bizler dünya ile barışmak ve uluslararası kimliğimize kavuşmak için mücadelemizi sürdüreceğiz.(NK/BB)