Fotoğraf: Jörg Donecker / bnn.de
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Die Welt gazetesinin eski Türkiye Temsilcisi Deniz Yücel'in 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasına çarptırılmasına Almanya’dan tepki geldi.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, kararın “yanlış mesaj” olduğunu ve Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki normalleşmeye aykırı olduğunu söyledi.
Badische Zeitung ise kararın Türkiye muhalefeti için karanlık bir geleceğin habercisi olduğu, Die Welt ise kararın skandal olduğunu yazdı.
Yeşiller partili Claudia Roth ve Cem Özdemir de mahkemenin hükmünü ''Türkiye'de basın özgürlüğüne ve insan haklarına karşı bir karar'' olarak niteledi.
TIKLAYIN - Deniz Yücel'e 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası
Mass: Yanlış mesaj
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, yaptığı yazılı açıklamada “Bugün Deniz Yücel’e verilen ceza tamamen yanlış sinyal veriyor. Soruşturmanın devam edeceği ilanı benim açımdan tamamen anlaşılmaz bir şey. Bu, basın özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünü koruma konusunda hâlâ önemli farklılıklara sahip olduğumuzu gösteriyor. Ayrıca bu gelişme, Türkiye’de hukukun üstünlüğü uygulamasına yönelik güvenin oluşturulmasına yardımcı olmuyor” dedi.
“Türkiye’de halen çok sayıda Alman vatandaşının tutuklu olduğunu hatırlatan Maas “Çoğunda suçlamalar pek anlaşılır değil. Tüm bu durumların çözüme kavuşturulmasını istiyoruz” ifadesini kullandı.
Maas açıklamasında, mevcut durumun Türkiye’nin Almanya ve genel olarak Avrupa Birliği ile ilişkilerin normalleşmesine aykırı olduğu kaydetti.
Die Welt: Karar bir skandal ama bu bekleniyordu
Deutsche Welle Türkçe, Yücel’in çalıştığı gazetenin kararı “skandal” olarak nitelendirdiği aktardı. Gazete yazısında şu ifadelere yer verdi:
"İstanbul'da verilen karar bir skandal ama bu bekleniyordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki hükümet geçtiğimiz yıllarda basın özgürlüğünü adım adım yok etti. Özgür basının sindirilmesinin ardından kentsel medeniyet alanlarının liberal ruhu da giderek soluklaştı.
“Türkiye'de bugün onlarca meslektaşımız uydurma bahanelerle cezaevlerinde tutuluyor. Deniz Yücel'in demir parmaklıklar ardına gönderildiği dönemde son birkaç cesur yabancı muhabir ya ülkeden çıkarılmış ya da korku içinde otosansür yönelmek zorunda bırakılmıştı."
Badische Zeitung: Dayanaksız mahkumiyet
Badische Zeitung ise Erdoğan’ın, yıllarca gazetecileri 'ajan terörist' olarak karaladığını hatırlattığı haberinde şu ifadeleri kullandı:
“Mahkemenin bağımsız ve adil hüküm verebilmesi de pek olası değildi. Hakimler, (aksi takdirde) Cumhurbaşkanını utandırmış olurdu ve bu da onların iyiliği açısından pek yararlı olmazdı. (…) Bu dayanaksız mahkumiyet hükmü, Türkiye’de demokratik muhalefet için acı bir uyarı niteliğinde: Ülkede baskı giderek artıyor."
Allgemeine Zeitung: Dışarıdan desteklemek önemli
Allgemeine Zeitung ise Deniz Yücel’in kaleme aldığı metinlerin ve yaşadıklarının Türkiye’de fikir ve basın özgürlüğü adına yol gösterici olduğunu yazdı.
"Erdoğan ile boy ölçüşmeye kalkanların sadece Deniz Yücel, onun ailesi, işvereni ve destekçileri olduğu düşünülmemeli. Cumhurbaşkanı'nın yavaş yavaş yolun sonuna geliyor olmasında, haksızlığa haksızlık diyebilen herkesin payı var. Bunların çoğu, ister gazeteci, ister avukat, ister siyasetçi ya da halktan birileri olsun; bunu büyük bir risk alarak Türkiye içinden yapıyor. Dışarıdan bu insanları desteklemek bu açıdan çok önemli. Deniz Yücel bunu yapıyor. Kaleme aldığı metinler, tutukluluğu ve hakkında görülen dava fikir ve basın özgürlüğü adına yol gösterici bir ışıktır."
Özdemir: Erdoğan'ın basın özgürlüğüne bir başka saldırısı
Yeşiller partili Claudia Roth ve Cem Özdemir'den de karara tepki geldi. İki milletvekili, mahkemenin hükmünü ''Türkiye'de basın özgürlüğüne ve insan haklarına karşı bir karar'' olarak niteledi.
Karara Twitter üzerinden de tepki gösteren Özdemir, attığı tweette, Deniz Yücel hakkında verilen hükmün ‘'gülünç'' olduğunu ifade etti. Özdemir kararı, ‘'Erdoğan'ın basın özgürlüğüne bir başka saldırısı'' olarak nitelendirerek, ‘'Erdoğan, bir korku atmosferi yaratmak istiyor. Bizim görevimiz ise cesaretlendirmektir'' diye yazdı.
(HA)