Türkiye Büyük Millet Meclisi Kamu İktisadi Teşekkülleri Komisyonu’nda (KİT) 25 Mayıs 2022’de “Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü (TTK) ile müesseseleri Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesinin, Armutçuk Taşkömürü İşletme Müessesesinin, Karadon Taşkömürü İşletme Müessesesinin, Kozlu Taşkömürü İşletme Müessesesinin, Üzülmez Taşkömürü İşletme Müessesesinin 2019 ile 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri” yapıldı. Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın KİT Komisyonu'ndaki konuşmasını aynen yayımlıyoruz.
Deniz Yavuzyılmaz (Zonguldak) - Sayın Genel Müdürüm, değerli Yönetim Kurulu üyeleri, Müessese Müdürlerimiz, Sayıştayın kıymetli temsilcileri ve milletvekili arkadaşlarım; hepiniz Komisyona hoş geldiniz.
Şimdi, Türkiye Taşkömürü Kurumunu denetleyeceğiz. Denetlemeden önce bir bilgiyi sizinle paylaşmak istiyorum. Türkiye Taşkömürü Kurumunda 1941 yılından 2021 yılına kadar şehit olan, hayatını kaybeden madenci sayısı yer altında 3.458, yer üstünde 315; toplam 3.773 maden şehidimiz var TTK'nin maden ocaklarında ve bunlara ilave olarak, yine bölgede, çeşitli maden ocaklarında hayatını kaybeden maden şehitlerimizle birlikte yaklaşık 5 bin maden şehidinin yer aldığı Zonguldak bölgesi yani özellikle Batı Karadeniz Bölgesi ve Türkiye sanayisi için çok kritik önemdeki bir Kurumdan bahsediyoruz. Evet, maden şehitleriyle ilgili bazı konular var, onlara ilerleyen aşamada değineceğim.
Şimdi, burada, Sayıştayın 2017, 2018, 2019, 2020 yıllarındaki raporlarının tümünde yer alan bulgular bize aslında bir acil durum sinyali veriyor, diyor ki: "Maden ocaklarında çalışmalar yapılırken eksik istihdam nedeniyle hem çalışmaların verimliliği düşüyor hem de üretim işçileri, pano ayak üretim işçileri yapmaları gereken vazifeyi yapmak yerine, çeşitli farklı işleri yani çeşitli hazırlık işlerini yapıyor. Bu nedenle de bu, hem kazalara, aynı zamanda da üretim verimliliğinin düşmesine neden oluyor."
O nedenle, Sayıştay da bulgularında -ortak bütün müesseselerde var bu bulgular yaklaşık olarak- diyor ki: "Bilimsel olarak belirlenen norm kadro sayısında işçi sayısına ulaşılsın." Yani "Herkes gider Mersin'e, AK PARTİ gider tersine." durumu geçerli. Şimdi neden geçerli? Şöyle söyleyeyim: Pano ayak üretim işçilerinin 1942 yılından bugüne kadarki listesini incelediğimizde, üretim işçi sayısında şu anda, 2022 yılı itibarıyla TTK tarihinin en kötü dönemlerini yaşıyor.
Mevcut kazı işçi sayısı 2.450 yani olması gerekenin 2 katı daha az durumda. Şimdi, rakamlarla bakalım. Rakamlar şunu gösteriyor: Şu anda, mevcut 6.068 yer altı işçisi var; bunun 2.450'si pano ayak üretim işçisi, 1.406 yer üstü işçisi var yani toplam 7.444. Rakamlar yani matematik yalan söylemez, rakamlarla bakıyoruz.
2 tane yol var TTK'nin önünde. 1'inci yol, yapılan bilimsel araştırmalar, kurumun kendi içinde yaptığı araştırmalar, Bakanlıkla birlikte yaptığı araştırmalar şunu söylüyor, diyor ki: "Sizin, bu 7.444 olan yer altı işçi sayısını 11.500'e çıkarmanız gerekli -o da burada, bakın, zaten yazıyor- yer üstü işçi sayısını da 1.406'dan 2.500'e çıkarmanız gerekli yani toplam işçi sayısının 7.444'ten 14 bine çıkması gerekiyor.
Bu müesseseler için, maden ocakları için ideal işçi sayısı 14 bin." diyor yani mevcudun 2 katı yani mevcudun yaklaşık yüzde 100 daha fazlası. Peki, bunu yapıyor mu Bakanlık? Hayır, yapmıyor; bunu anlamak mümkün değil. Bilimsel olarak hesap yapılmış, norm kadro sayısı belirlenmiş; bunu yapmıyor.
Geçen sürenin içinde teknoloji gelişiyor, biz de tabii, kömür üretim verimliliğini artırmak için bu teknolojiyi kullanmalıyız diyoruz. Bu nedenle de yarı mekanize, tam mekanize çeşitli çalışmalar yapıyor kurum. Bu doğrultuda, kendi bünyesinde de birçok AR-GE adımlarını atıyor. Ki bence her ne kadar zarar görülse de ben kurumun yine de Bakanlıktan yeterli desteği aldığı görüşünde değilim, sadece zarara tahammül ediyor görüntüsünü, ben bunu yeterli bulmuyorum.
Zonguldak için, bölge için TTK'nın ne kadar büyük bir önem atfettiğinin bence hâlâ yeterince farkında değil ve bu yapılan 2'nci mekanizasyona göre olan norm kadro çalışmasında da toplam 10.750 işçi sayısına ulaşılması gerekiyor. Tekrar hatırlatalım, şu an toplam işçi sayısı 7.444, 2'nci alternatif, teknolojik gelişmelere dayalı olarak işçi sayısının gelmesi gereken norm kadro sayısı 10.750 yani mevcudun yüzde 50 daha artması gerekiyor bu teknolojik çerçeve gelişirse eğer. Yani kurum yatırım yaparsa, yıllar içinde bu yarı mekanize, tam mekanize sistemler kurulsa dahi şu anda işçi sayısının minimum yüzde 50 artması lazım.
Bu işçi sayısının bugünden artmasının önündeki engel ne, bunu anlamak mümkün değil. Yani elimizi kolumuzu tutan ne? Şu anda en acil, en hızlı şekilde işçi sayısı yüzde 50 artabilir. İşçi sayısına bağlı olarak da mühendis kadrosunun da artması, teknik personelin de sayılarının artması gerekiyor, bunun acilen yapılması gerekiyor. Sayıştay uyarıyor, diyor ki: "Bakın, risk var, iş kazaları gerçekleşebilir, üretim verimliliği düşüyor." Yani illa Türkiye'de işçi sayısının azlığına bağlı olarak gelişebilecek tedbirsizlik, hata, çeşitli nedenlerle bir şekilde büyük bir kaza mı olması lazım? Yani ondan sonra mı "A, tamam, hata ettik, işçi sayısını artıralım mı?" demek gerekiyor? Şimdi bir konu bu.
Diğer taraftan da şimdi, işçi alınmak istendiğinde de yöntem problemi var, yöntem şu: Bir dönem KPSS'yle TTK'ye işçi alınmıştı yani bu ne kadar büyük bir yanlışsa şu anda da karma kura sistemi uygulanıyor, karma yani ne demek? Tüm başvuranların, kuraya katılmak isteyenlerin -dâhil olduğu tek bir kürenin içinde diyelim- hepsinin aynı kürenin içine dâhil edildiği, Türkiye'den başvuran herkesin katılabildiği bir kura sistemi.
Bu da öyle enteresan bir durum ortaya çıkarıyor ki yani Zonguldak'ta oturmayan, Zonguldak'la bağı olmayan -müessese- yani madencilik kültürüyle yakından uzaktan ilgisi olmayan herkesin kuraya dâhil olup arkasından da tabii, kurada çıktıktan sonra da bir an önce kendi memleketine tayin olabileceği bir yolu arayıp, bu konuda bir sürecin içine girip veya madencilikle ilgili bir kültürel bağının olmadığı, tecrübesinin olmadığı, etrafında gözlemlemediği, risklerini tanımlamadığı bir sürecin içine girdiği için de işten ayrılıyor ve gidiyor. Sonrasında bakıyoruz a, işte, işçi alımı yapıldı bir miktar, ne oldu? İşçilerin bir kısmı işten ayrıldı. Yani buna bile bile lades denir.
Zonguldak'ta, bölgede bir madencilik kültürü var, bunun için çeşitli köyler var, her birinin bir madenciliğin belirli bir alanında ihtisaslaşmış bir yaşam biçimi formu var ve bu form maalesef son yirmi yıldır ortadan kalkıyor, yok ediliyor. Zonguldaklı madenci Zonguldak'ın dışına çıkıyor, başka yerlerde madencilik yapmaya çalışıyor; bunu başarabilenler bir bakıma başarıyor.
Maalesef başaranların belirli bir bölümü Soma'da hayatını kaybetti. Çünkü Türkiye'deki bütün madenciliğin lokomotifidir Zonguldaklı madenciler. Neticesinde de geldiğimiz son durum itibarıyla da bunu başaramayanların da büyük şehirlere göç edip işsiz kaldığını ve Zonguldak'ın köylerinin de boşaldığını, bu bakımdan büyük sıkıntılar yaşandığını görüyoruz.
Bu nedenle de önerimiz şu: Çekilecek kuraların şehir dışı kontenjanı olacaksa eğer yani kanunlarda hani herkesin kuraya katılma zorunluluğu, herkese açık olması gibi bir yasal mevzuat tanımlaması var ise bunların belirli kontenjanlarla dağıtılması. Örnek olarak söylüyorum:
2 bin maden işçisi acil olarak hemen, ilk etapta alınacaksa bunun belirli bir, küçük bir yüzdelik dilimi başvurularını yapan Zonguldak'ın dışındaki tüm şehirlerden işe girmek isteyenlerin katılacağı bir küre; onun dışında Zonguldak ve yine bölgede madencilik kültürünü taşıyan yerleşimlerin yer aldığı ve onlara da ayrı nüfusları oranları oranında ve müesseselerin bulunduğu ilçeler dikkate alınarak belirli bir çarpanla onlara daha fazla imkân sağlayacak ve TTK'den emekli olacakları süre kadar çalışmalarının önünü açacak bir kariyer planının daha bu kura aşamasında oluşması gerekiyor.
Bu çok kritik yani bu yapılmadığı sürece alınan işçilerin aynı sayıda istihdamının devam ettirilmesi, Zonguldak'ta yaşaması ve onların maaşlarıyla ve ürettikleri değerlerle birlikte Zonguldak'a bir girdi sağlaması ve şehri kalkındırması başka türlü mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla bu bakımdan bu bulgu çok kritik bir bulgu, o yüzden acilen... Yani bu toplantının herhâlde başından sonuna kadar Zonguldak milletvekilleri olarak -diğer milletvekili arkadaşlardan da istirham ediyorum- TTK'ye işçi alımı, mühendis alımı, kadrosunun büyütülmesi, genişletilmesi ve yatırım bütçesinin artırılması konusunda ısrarcı olacağız, bunu dile getireceğiz.
Diğer taraftan, Zonguldak'ta geçtiğimiz yıl benim Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Fatih Dönmez'le şöyle bir diyaloğum oldu, dedim ki kendisine... O dönem "Türkiye Taşkömürü Kurumu Türkiye Varlık Fonu kapsamına mı alınacak?" diye bir söylenti, bir konu çıkmıştı, bu konu Zonguldak gündeminde tartışılmıştı.
Ben de bu tartışmalara bir son vermek adına -yani Kurumun önünü görmesi bakımından kıymetli bulduğum için söylüyorum ve bölge yine Zonguldaklı hemşehrilerimizin- sormuştum kendisine, dedim ki: "Böyle bir düşünceniz var mı, TTK'yi Türkiye Varlık Fonu bünyesine almak gibi?" Şöyle manidar bir yanıt almıştım, dedi ki: "Vekilim, Türkiye Taşkömürü Kurumu zarar etmiyor mu?" Ben de "Evet, zarar ediyor." dedim.
"O zaman Türkiye Varlık Fonuna neden alacağız?" dedi. Şimdi, bu yanıt bu boyutu itibarıyla manidar olmakla birlikte Türkiye Varlık Fonu kapsamına alınmasıyla ilgili bir çalışma olmadığını da teyit etmişti. Bu bakımdan ben sormak istiyorum:
Sizden, TTK'nin Türkiye Varlık Fonuna girmesiyle ilgili bir çalışma yapmanız istendi mi?
Bu doğrultuda bir çalışma var mı? Burada Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilisi de mutlaka var, ondan da aynı şekilde bu konuya açıklık getirmesini istiyorum. Zaten yeterli istihdam TTK'de yer almıyor, yapılmıyor, bir şekilde bu görmezden geliniyor bugüne kadar.
Ümit ediyorum büyük bir maden kazasıyla karşılaşmayız bu eksik istihdam nedeniyle çünkü madenciliği bilen herkes bilir ki büyük bir kaza büyük yangınlarla ortaya çıkmıyor, bir tek kıvılcımla ortaya çıkıyor; bir tek kıvılcım, bir tek arkla ortaya çıkıyor.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Toparlayalım Sayın Vekilim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bu bakımdan, ben konunun bu boyutuna da dikkat çekip size Türkiye Varlık Fonu süreciyle ilgili bir durum var mı, onu sormak istiyorum. Neticede TPAO ve BOTAŞ Türkiye Varlık Fonu bünyesinde ve Karadeniz Bölgesi'nde çeşitli çalışmalar yapıyorlar. TTK'yle ilgili böyle bir projeksiyon var mı? Kamuoyuna duyurmak adına sizden yanıtını talep ediyorum.
Çalışmalarınızda başarılar. İlerleyen aşamada tekrar söz alarak bu konuları konuşacağız.
(DY/APK/RT)