Halkın Demokrasi Partisi’nin (HADEP) Silopi ilçe yöneticileri Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz, 25 Ocak 2001’de ifade vermek üzere Jandarma Komutanlığına gitti. Kendilerinden bir daha haber alınamadı.
Hakikat Adalet Hafıza Merkezi’nin Zorla Kaybetmeler Veri Tabanı’nda yer alan bilgilere ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2 Ağustos 2005 tarihli kararına göre, Deniz ve Tanış’ın kaybedilmesi şöyle gerçekleşti:
Jandarma karakoluna gittiler
Şırnak’ın Silopi ilçesinde, 25 Ocak 2001, saat 13.30’da mavi bir Fiat otomobil kullanan üç kişi, Serdar Tanış’tan araca binmesini istedi. Araca binmeyen Serdar, kendisini Jandarma Komutanlığına götüreceklerini söyleyen bu üç kişiye sadece resmi çağrı olursa gideceğini söyledi.
Olayın hemen sonrasında HADEP ilçe binasına giden Serdar, Jandarma Komutanlığından bir yetkili tarafından cep telefonundan arandı ve kendisinden komutanlığa gelmesi istendi. Serdar, yanında Ebubekir Deniz ile Jandarma Komutanlığına gitti.
Ömer Sansur, İsa Kanat ve Hamit Belge isimli üç tanık, Tanış ve Deniz’i komutanlığa girerlerken gördü. O tarihten sonra Tanış ve Deniz’den bir daha haber alınamadı.
Ölüm tehdidi alıyorlardı
Yakınlarının AİHM’e verdikleri ifadelere göre her ikisi de siyasi faaliyetleri yüzünden ilçe jandarma komutanlığından ve karakolundan ölüm tehditleri alıyordu.
Tanış, 2000’de arkadaşları ile beraber Silopi’de HADEP’in yerel bürosunu açmak için bazı girişimlerde bulundu. Bu girişimlerin ardından Ekim 2000’de jandarma tarafından gözaltına altındı.
Yedi gün boyunca gözaltında tutulan Tanış’tan Silopi’de HADEP şubesini açmaktan vazgeçmesi istendi ve ölümle tehdit edildi.
Dönemin Şırnak Alay Komutanı Levent Ersöz hem onu hem de babasını yanına çağırarak HADEP ilçe teşkilatını kurmaktan vazgeçmesini yoksa hem onu hem de yakınlarını yaşatmayacağını söyledi.
Tanış, bu süreçte birkaç defa daha gözaltına alındı ve siyasi faaliyetlerinden vazgeçmesi için tehdit edildi. Aldıkları tehditler üzerine ilçede konuyla ilgili bir bildiri dağıttılar ve bu konuya dair haber 5 Ocak 2001 tarihli Yeni Gündem gazetesinde yayımlandı.
Tüm tehditlere karşın Tanış, Ocak 2001’de HADEP Silopi şubesini kurdu ve başkanlığını üstlendi.
Karakola gittikleri inkar edildi
25 Ocak 2001’de jandarmaya gitmelerinin ardından cep telefonları cevap vermeyince, yakınları endişelenip Silopi Savcılığından ve Jandarma Komutanlığından bilgi almaya çalıştı.
İlçe Jandarma Komutanı Süleyman Can onlara Tanış ve Deniz’in karakola gelmediğini ve gözaltında olmadıklarını söyledi.
Olayın basına yansıması ve ana akım gazetelerin köşe yazarlarının da konu ile ilgili yazılar yayımlaması üzerine Şırnak Valisi 1 Şubat 2001’de yazılı bir açıklama ile her ikisinin de 25 Ocak'ta jandarmaya gittiklerini ve yarım saat sonra buradan ayrıldıklarını duyurdu.
AİHM: Yaşam hakkı ihlal edildi
Yakınlarının şikayeti üzerine Silopi Savcısı Kubilay Taşdan soruşturma başlattı ve olayın tanıklarının ifadelerine başvurdu. Dosya hakkında gizlilik kararı verildi, ilerleme sağlanamadı.
Yakınları 9 Şubat 2001’de AİHM’e başvurdu. AİHM, Tanış ve Deniz’in resmi makamlar tarafından tedirgin edildiklerine ilişkin olarak tanıkların anlattıklarının, tutarlı, inandırıcı ve ikna edici olduğu kanaatine vardı.
AİHM, 2 Ağustos 2005'te verdiği kararda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yaşam hakkını düzenleyen 38. maddesine uyulmadığına ve 2., 3., 5.ve 13. maddelerinin ihlal edildiğine hükmedip Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkum etti.
Kemikler DNA testini bekliyor
29 Eylül 2013’te Dicle Haber Ajansında Dargeçit Belediye Mezarlığı sorumlusu olan Hacı Akar'ın, Tanış ve Deniz’in bir gece yarısı özel harekat polisleri ve askerler tarafından getirilerek, Dargeçit ilçesindeki mezarlıkta battaniyeye sarılı bir şekilde defnedildiğini öne sürdüğü “Serdar Tanış'ın cenazesi Dargeçit Mezarlığı'nda mı?” başlığıyla bir haber yayımlandı.
Hacı Akar daha önce Tanış ailesine bildiklerini aktarmış, savcılığa ifade vermiş ancak ailenin mezarın açılması talebine cevap verilmemişti.
Eski Cizre JİTEM komutanı Albay Cemal Temizöz'ün yanı sıra, korucuların ve JİTEM elemanlarının yargılandığı davada, tanık Mehmet Nuri Binzet de Silopi'de kaybedilen Deniz ve Tanış'ın Cudi dağının eteklerine gömülmüş olabileceğini söylemişti.
2013’te harekete geçen Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı, mezarlıkta kazı çalışması başlattı. 2 Ocak 2014 tarihinde savcılık ve adli tıp uzmanları denetiminde yapılan kazı sonucunda görgü tanığının bahsettiği şekilde battaniyeye sarılmış olan kemikler bulundu.
TIKLAYIN - KAZIDA ÇIKAN KEMİKLERDEN ÖRNEKLER ADLİ TIP'A GÖNDERİLDİ
Kemikler Adli Tıp Kurumu'na gönderildi, kimlik tespiti için DNA testinin sonuçları hala bekleniyor.
Ancak Cizre JİTEM davasında yargılananlara ya da Silopi’deki devlet görevlilerine Tanış ve Deniz’in kaybedilmesiyle ilgili dava açılmadı. (AS)