"Kaptan manevrasını tamamlamadan ve tam olarak yanaşmadan zaten iskele inemez, halatlar da gördüğüm kadaıyla naylon halatlar ve yıpranmış olamaz. Dünkü olayda meçhul bir nokta var."
İstanbul Üniversitesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği ‘nden Prof. Dr. Necmettin Akten deniz otobüslerinin oldukça süratli hareket ettiklerini belirtti, "gözcü istihdamının arttırılması gerektiğini, uluslararası kurallar çerçevesinde iyi görme ve duyma yetisine sahip gözcülerin işe alınmasının şart olduğunu" söyledi.
Hızlı gemilerin her birinin Türk boğazları bölgesinde kendine ait kullanım şeridi olduğunu söyleyen Akten o şeritlerden seri bir şekilde çıkışı sağlayacak boşlukların muhafaza edilmesi gerektiğini aktardı.
"Kumkapı-Yeşilköy arası bölgede birçok gemi demirliyor, bu bölgede deniz otobüsü trafiği yoğun, dolayısıyla denizotobüslerinin özellikle de giriş çıkış noktalarında temiz saha bırakılması lazım."
Denizcilik okulundan mezun olan öğrencilerin Denizcilik Müsteşarlığının Kaptanlık Yeterlilik sınavına girdiğini belirten Akten İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş.'nin (İDO) kaptan alırken özen gösterdiğini düşünüyor.
Akten kaptanların her beş senede bir işbaşı eğitimleri aldıklarını, uluslararası kurallardaki değişikliklerin ardından yeni kurslar da gördüğünü söyledi.
"Halat kazası kaptanın hatasından ötürü değil"
Dün Sarayburnu'nda meydana gelen halat kazasının akıntı nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini belirten Akten bu konuda kaptanın hatası olmadığını belirtti.
Yanaştığı iskelede kopan halatı bir kişinin ölümüne, 4 kişinin yaralanmasına neden olan “Ankara” adlı feribotun kaptanıyla sekiz mürettebat ve iskelere görevli üç kişi, ifadelerine başvurulmak üzere polis merkezine götürüldü.
Taşımacılık yapan özel motorların kim tarafından ve nasıl denetlendiğ konusundaysa Akten, bu tür özel motorların denetiminin Liman Başkanlığı tarafından yapıldığını ve Seafarers Standards Of Training Cetrification and Watchkeeping (STCW) sözleşmesine göre kaptan adaylarının denizcilik müsteşarlığının ehliyet sınavına girdiklerini bu sınavlarda uluslarası standartlarda belirlenmiş sınav sorularının sorulduğunu ve adayların ancak bu sınavdan geçtikten sonra kaptan olabidiğini söyledi.
Akten Uluslararası Denizcilik Örgütü'nün (IMO) ilk defa 1978 yılında üye devletlerle hazırlayıp imzaladığı, STCW konvansiyonuna göre gemide çalışanların denizde çalışma koşullarını, eğitim, sertifikalandırma ve vardiya tutma standardlarını ortaya koymasının hedeflendiğini söyledi.
"1995'te yılında yeniden düzenlenen denizde güvenlik, gemiadamları ve eğitim standardlarına ülkemiz de taraf devletler arasındadır. Tüm gemi çalışanları "Gemi Adamları" yönetmeliğine göre belgelendirilir ve Eğitim ve Sınav Yönergesi gereklerine göre eğitilir, sınava tabi tutulurlar."
"Cep telefonu deniz otobüsünde soruna neden olabilir"
Cep telefonları meselesine de değinen Akten "cep telefonlarının yaymış oldukları manyetik alanın çok güçlü olduğunu, deniz otobüslerinde kaptanların cep telefonlarından yayılan güçlü manyetik alan nedeniyle dümen kilitlenmesi gibi durumlarla karşı karşıya kalabileceklerini" söyledi.
Geçtiğimiz hafta meydana gelen denizotobüsü kazasının ise cep telefonundan kaynaklanmadığını, kaptanın hatası ve gözcülerin eksikliğinden kaynaklandığını söyleyen Akten kaptanın açıklamalarının da bu doğrultuda olduğunun altını çizdi. (NK/NZ)