Fotoğraf: "Abim Deniz" kitabından.
Türkiye devrimci hareketinin önderlerinden Deniz Gezmiş'in kardeşi Hamdi Gezmiş, 68 yaşında hayatını kaybetti.
Deniz Gezmiş Vakfı'nın kurucusu ve başkan yardımcısıolan Hamdi Gezmiş, geçen Mart ayında beyin kanaması geçirmiş ve yoğun bakıma alınmıştı.
Vakfımızın kurucusu, büyüğümüz ve başkanvekilimiz Hamdi Gezmiş’i kaybettik. Bu süreç içerisinde ailesinin ve yakınlarının acısına göstereceğiniz hassasiyet için teşekkür ederiz.
— Deniz Gezmiş Vakfı (@denizgezmisvkf) June 17, 2020
1971 - "Abim Deniz" kitabından.
Gezmiş, 8 Ocak'taki sosyal medya hesabından şu paylaşımda bulunmuştu:
"Gezegenimizde barışın egemen olmasını dilerim"
"Kötü hastalıktan 2.kez kurtulduğum müjdesini bugün aldım. Rahatsızlığım süresince arayan ve iyi dileklerini eksik etmeyen arkadaş ve dostlarıma çok teşekkür ederim. Sağlıklı ve mutlu bir yeni yıl yanında, savaş rüzgarlarının estiği gezegenimizde barışın egemen olmasını dilerim. Geçmiş olsun dileklerini ileten herkese teşekkür eder, sevgi ve saygılarımı sunarım. Sağolun, varolun.."
20 Kasım: Sevgili annem ve öğretmenim Mukaddes Gezmiş'in ölüm yıldönümü. 1976 yılından bir anı; yedek subay öğrenci olarak askerlik görevini yaparken annem ve babam Cemil Gezmiş ziyarete gelmişlerdi. Ortada ben ve sağ yanımda Av. Celal Ülgen.
— Hamdi Gezmiş (@hamdigezmis) November 20, 2019
Nur içinde uyuyun güzel insanlar.. pic.twitter.com/jVZspEKca2
Deniz Gezmiş annesi Mukaddes Hanım , Babası Cemil Bey ve kardeşi Hamdi Gezmiş ile evlerinin bahçesinde / Sivas ,1961 (Fotoğraf: Arlet Natali Avazyan arşivi)
Hamdi Gezmiş, daha önce yayınlanmamış fotoğraf ve mektup arşivini ilk kez gazeteci Can Dündar'a açmış ve bu anılar "Abim Deniz" kitabında bir araya gelmişti. Devrim ideali peşinde koşmuş bir kuşağı ve dönemin siyasi atmosferini ortaya koyan "Abim Deniz" Can Yayınları tarafından basılmıştı.
Can Dündar'ın "Abim Deniz" kitabında Hamdi Gezmiş anlatıyor:"Deli oğlan"Deniz abim, 1.91 boyuyla ayak parmaklarının ucuna yükseldiğinde başı neredeyse evin tavanına ulaşırdı. Arada bu vaziyette mutfakta iş yapan annemin arkasından sessizce yaklaşırdı. Annem farkına varmadan arkaya dönüp birden o şekilde yukarıdan bakan abimi görünce korkar, "Deli oğlan" diye söylenirdi. Sonra birbirlerine sarılırlardı. Ana oğul birbirlerini çok severlerdi. Deniz abim annemin üzülmesini hiç istemezdi. 6 Mayıs'taki son mektubunda babama hitaben "Annemi teselli etmek sana düşüyor" demektedir. Evladının idamından sonra çok acı çekti annem. Abimin üzerinden çıkan harka, postal ve diğer giysileri zaman zaman havalandırmak için gardıroptan çıkardığında, onları sevip okşayarak gizli gizli ağlandığını ve bunlarla konuştuğunu görüyordum. | |
Hamdi Gezmiş üniversite yıllarında (Sağda - "Abim Deniz" kitabından.).
"Tatlı kavgası yapardık"Çok canlı, neşeli, hayat dolu bir insandı. Şaka yapmayı severdi, Hani daha sonraki konumu itibarıyla çok ciddi olmasını beklersiniz değil mi? Öyle birisi değildi. Mahallede büyük küçük herkesle arkadaştı. Bütün komşularımızın sevgisini kazanmıştı. Akşam eve dönen büyüklerin ellerindeki fileleri taşımalarına yardım eder, derdi olanların yardımına koşar, yazın mahallerinin delikanlıları ve kızlarıyla sandala binmeye, yüzmeye giderdi.Bana da ders çalışmamı tembihler ama dayatmazdı. Okuldan eve geldiğinde yaptığımız tatlı kavgalarını hatırlıyorum. İkimiz de tatlıyı severdik. Annem bir tencere sütlaç yapardı. Ben okuldan sütlaç hayali kurarak koşa koşa gelirdim. Buzdolabını açıp bakardım ki, bitmiş. "Ya abi nasıl olur, nasıl bitirirsin!" diye saldırırdım üstüne... Boğuşurduk altlı üstlü... Sorunda pes eder, "Tamam al şu parayı, git pastaneden ye" derdi.Arada ben de ona parar verirdim. Ben hep tasarruf eğilimliydim. Harçlıklarımı hep biriktirirdim. O da bunu bilirdi. Kendi parasını ihtiyacı olan arkadaşlarına dağırtır, parasız kalınca da bana gelip "Ya Hamdi param bitti, bana borç verebilir misin?" derdi. "Tamam" derdim ama öyle hemen vermezdim. Bir senet tanzim eder, imzalatırdım orada... Ve o parayı kesinlikle geri alırdım. O da "Ver senedemi" diye dalga geçerdi.Hani Atilla İlhan onlar için yazdığı şiirde "Güneşten ışık yontarlardı/Sert adamlardı" diyor ya.. Belki eylem içinde sertti abim ama gündelik hayatında cıvıl cıvıl bir insandı. Sıcaklığını, sempatikliğini, şakacılığını hiçbir koşulda, hapishane ortamında bile terk etmemiştir. | |
"Acaba yurtdışına mı gitse" teklifiBir gün evimize iki sivil gelmişti, belki emniyettendi belki MİT görevlileriydi. ... Babama yine takibe geldiklerini sanıp "Deniz hapiste, biliyorsunuz" dedi. "Yok biz başka bir konu konuşmak istiyoruz" dediler. Bunun üzerine içeriye buyur ettik, girdiler. Annem, babam ve ben vardık. Oturduktan sonra "Başbakanımız bu eylemlerden çok rahatsız, acaba bir çözüm bulabilir miyiz, bunu görüşmeye geldik" dediler. Başbakan, Demirel o dönem. Merakla bekliyorduk. Babam "Biz de üzülüyoruz. Ben evladımın ziyan olmasını istemem" dedi. Bunun üzerine sivillerden biri "Acaba yurtdışına gitse, Avrupa'ya, mesela İsviçre'ye gitse. Orada masraflarını devlet karşılasa..." diye ağız yokladı. Babam anladı teklifi. "Tabii yurtdışında tahsil görmesini çok isterim. Burada canından olmasındansa dışarıda okumasını en başta ben arzularım. Ama kabul eder mi etmez mi, bilemem. Zor görünüyor" dedi. Yine de teklifimi abime ileteceğine söz verdi. Adamlar sevinir gibi oldu. "Başbakanımız önümüzdeki günlerde İstanbul'a gelecek. Bir olumlu cevap alırsak kendisine iletiriz. Gerekli işlemlere başlanır" dediler. | |
Denizlerin avukatı Halit Çelenk'in mezarı başında anma. Hamdi Gezmiş sağda, Şubat ayında hayatını kaybeden Halit Çelenk'in eşi Şekibe Çelenk'in elini tutuyor.
1952 yılında Erzurum'da dünyaya gelen Hamdi Gezmiş, 1973 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İktisat Maliye bölümünü bitirdi. 1974-1977 yılları arasında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde doktora programına devam etti.
1978-1983 yılları arasında İ.E.T.T. İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nde müfettiş olarak görev yaptı. 1983- 1999 yılları arası serbest muhasebeci mali müşavir olarak çalışan Gezmiş, Deniz Gezmiş Vakfı'nın kurucusu ve başkan yardımcısıydı. (AÖ/NÖ)