Yeni Evrede Mücadele Birliği Yazıişleri Müdürü, 26 yaşındaki Sami Tunca’ya Gezi döneminde katıldığı eylemler gerekçe gösterilerek toplam 49 yıl 3 ay hapis ve 2 bin lira para cezası verildi.
Tunca şu anda Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevinde.
İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 Şubat’ta görülen karar duruşmasında, katıldığı 16 eylemin hepsinden ayrı ceza verilmesine, ayrıca örgüt üyeliğinden de cezalandırılmasına hükmetti.
Delil: Deniz Gezmiş fotoğrafı
Tunca şu suçlamalarla yargılandı: “2911 Sayılı Yasaya Muhalefet, Kamu Malına Zarar Verme, Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma veya El Değiştirme, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Resmi Belgede Sahtecilik, Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Görevi Yaptırmamak İçin Direnme, Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması.”
Tunca’nın “üzerinde Deniz Gezmiş fotoğrafı bulunan kırmızı flama taşıması” da delillerden sayıldı.
“Kopyala-yapıştır ifade, iddianame”
Avukatları Seher Dursun ve Canan Gözcü tarafından “kopyala-yapıştır” diye nitelenen ifadeler ile belgesi veya tutanağı olmayan görüntülerin yanı sıra, Tunca’nın Gezi direnişi boyunca katıldığı 16 ayrı eylem, mahkumiyetine “delil” sayıldı.
İddianamede, Gezi direnişi sırasında katılımcıların “Facebook ve Twitter üzerinden haberleştiği” de özel olarak belirtildi.
Yasal dergiye “yasadışı” suçlaması
Tunca’nın çalıştığı basın organının da iddianamede yasadışı gösterildiğini belirten avukatları, Yeni Evrede Mücadele Birliği’nin yasal bir yayın olduğunu, zaten hakkında kapatma davası da bulunmadığını ifade ettiler.
Yüzü kapalı kişi tespit edilemedi
Polis tarafından mahkemeye sunulan görüntülerde yüzü kapalı olan ve molotof atan bazı kişilerin Tunca olduğu iddia edildi.
Ancak yüzü kapalı kişilerin bulunduğu görüntüler bilirkişi değerlendirmesinden geçmedi, Tunca da o kişilerin kendisi olmadığını söyledi.
Ayrıca dosyada, aynı eylemlerde Tunca’nın yüzü açık şekilde bulunduğuna dair görüntüler de yer aldı.
Avukatı da savunmasında, “Tunca’nın kendini gizlemek gibi bir amacı olsa idi yüzünün kapalı olması gerekirdi. Eyleme yüzü açık şekilde katılmıştır ve onun olduğu görüntülerde suç unsuru yoktur” dedi.
“Yüzü kapalı kişinin Tunca olduğu tespit edilmeden bu eylemden dolayı ceza verilmesi AİHS ile güvence altına alınmış bulunan adil yargılama hakkının ihlalini oluşturur.”
Tunca da mahkemede eylemlere katıldığını kabul etti ancak Molotof atmadığını ve yüzünü gizlemediğini, yüzü kapalı kişilerin kendisi olmadığını söyledi.
“Örgüt üyeliğine delil yok”
Ayrıca iddianamede sadece katıldığı eylemlerin sıralandığını belirten avukatlar, “örgüt üyeliği” suçlaması için hiçbir delil olmadığını da belirtti:
“Üyelik olduğunu iddia eden savcılığın herhangi örgütün hiyerarşik yapısı içinde hangi konumda bulunduğuna dair kesin ve inandırıcı delilleri de yoktur.”
“Katıldığı basın açıklamaları yasal açıklamalar olup kendisi gerek gazeteci kimliği ile gerekse vatandaş kimliği ile bu açıklamalara katılmış ve burada herhangi bir örgütü çağrıştıran hiçbir durum oluşmamıştır.”
Valilik izinli yürüyüş de suç sayıldı
Avukat Gözcü, Tunca’nın katıldığını kabul ettiği İzmir’deki ve İstanbul’daki yürüyüşlerin valilik izinli olduğunu da ekledi:
“Valilik tarafından izinli yürüyüşler savcılık tarafından yasadışı pankartlar açıldığı gerekçesi ile örgüt propagandası ve üyeliğine delil olarak sunulmuştur. Ancak buradaki yasadışı pankartlardan neyi kastettiği anlaşılamamaktadır.”
“Delil gösterilen görüntüler kanunsuz”
Dosyada “kamu malına zarar” suçlamasına delil oluşturacak bir hasar tespit raporu olmadığı da ifade edildi.
Ayrıca dosyadaki kamera görüntülerinin çekilmesiyle ilgili ne polis tutanağı ne de mahkeme emri bulunduğu, bu sebeple zaten yasal delil statüsünde olamayacakları belirtildi.
Ancak savunmalar mahkeme tarafından dikkate alınmadı. Dosya incelenmek üzere Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderildi. (AS)