Demokrasi, Barış ve Alternatif Politikalar Araştırma Derneği (DEMOS), geniş anlamıyla barış çalışmaları etrafında araştırmalar yapan Ankara merkezli bir dernek. Toplumsal cinsiyet perspektifi, özne odaklılık ve tabandan yukarı bakış ilkelerini benimseyen DEMOS, hak özneleri, toplumsal barış mücadelesi veren örgütler, aktivistler ve araştırmacılar için ve onlarla birlikte eleştirel ve erişilebilir bilgi üretiyor.
Farklı toplumsal hareketlerden gelen 13 aktiviste ‘Feminist Barış’a dair beş soru sordukları “Feminist barış senin için ne demek?” başlıklı anketten hareketle hazırladıkları ‘Feminist Barış Yaygınlaştırma Kiti’ni 8 Temmuz’da yayımladı.
Türkçe, Kürtçe, İngilizce ve Arapça olmak üzere dört dilde hazırlanan poster çalışmasıyla, “feminist barış mücadelesini gündemleştirmek ve mücadelenin taşıdığı ilhamı paylaşmak” amaçlanıyor.
“Barış mücadelesinin önüne hukuk dışı ve düşmanlaştırıcı söylemlerle set çekilmesine rağmen bu mücadelenin güçlü anlatısının gelecek hayallerini diri tuttuğunu” söyleyen DEMOS ile ‘Feminist Barış Yaygınlaştırma Kiti’ projesini konuştuk.
“Hayal ettiğimiz dünyayı hatırlamak ve hatırlatmak istedik”
Sizin de projede bahsettiğiniz gibi her bir oluşum kendi çabalarıyla toplumsal barış inşasına katkı sağlasa da bugün ne yazık ki ülkemizde bir ‘barış’ gerçekliğinden söz edemiyoruz. Toplumsal barış inşası ve projenizin bu inşaya katkısı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Barış gerçekliğinden söz edemiyor olmamız bir umutsuzluk ve çaresizlik hali de yaratıyor. Bu da “ne anlamı kaldı ki mücadele etmemizin?” gibi bir teslimiyete neden olabiliyor. Elbette artan baskı ve şiddet de bu çekilme halini yaratıyor. Biz hayal ettiğimiz dünyayı hatırlamak ve hatırlatmak istedik. Sloganları da kolektif hafızamızdan çektik ve birbirimize verdiğimiz sözler gibi düşündük.
Temelinde barış, adalet ve özgürlük mücadelesine devam etmeyi ve barış hayaliyle örgütlenmeyi teşvik etmeyi amaçladık. Barışın mümkün olduğunu ve birlikte inşa edebileceğimizi dile getirdik ki bunu hatırlayalım, umutsuzluğa teslim olmayalım ve birbirimizin yolunu aydınlatalım.
“Anlatının gücünden faydalanıyoruz”
Projeyi incelediğimde kesişimsel mücadeleye vurgu yapıldığını görüyorum. Bu kısmı biraz daha açabilir misiniz?
Nisan ayında yayımladığımız “Toplumsal Cinsiyet Karşıtı Anlatılarla Mücadele: STÖ ve Aktivistlerin Deneyimleri” araştırma raporunda kesişimselliğe birçok kez değinildiğini görüyoruz. Feminist Barış anlatısı üzerine çalışmadan önce hazırladığımız rapor aslında bu çalışmanın zeminin sağlamlaştıran kaynaklardan biri.
Araştırma, sivil toplum örgütleri ve aktivistlerin “kendi kurdukları anlatılar aracılığıyla devlet, devlet kurumları ve aygıtları gibi olumsuz anlatıları kuran ve yaygınlaştıranların ‘öteki’ addettikleri Kürtlere, kadınlara, LGBTİ+’lara, kuirlere, sakatlara, nöroçeşitlilere, HIV’le yaşayanlara; kısacası hiyerarşik güç yapılanmaları tarafından kurulan normun dışında kalanlara yönelik ayrımcılığı ve şiddeti ifşa etme ve yapısöküme uğratmakla alakadar olduklarını” gösteriyor. Burada anlatıların ayrımcılık ve şiddetle mücadelede bir araç olarak kullanıldığını görüyoruz.
“Güvenlik meselesi” olarak addedilen farklı toplumsal grupların benzer yaftalamalara maruz bırakıldığını ve şiddete uğradığı görüyoruz. Dolayısıyla farklı toplumsal hareketleri etkileyen ortak meselelerimizi tespit etmek, dayanışmak ve birlikte mücadele etmek önemli. Bu noktada anlatının gücünden faydalanıyoruz. Anlatı değişikliği yaratmak yıllar alan bir süreç. Dolayısıyla bu uzun bir yol. Kararlılıkla, umutla ve barışa inanarak bütünleşik mücadeleyi inşa ediyor ve sürdürüyoruz.
“Adil ve özgür bir yaşam tahayyül ediyoruz’’
Posterlerin Türkçe, Kürtçe, İngilizce ve Arapça olmak üzere dört dilde hazırlanmasının feminist barış mücadelesine katkı sağladığını düşünüyor musunuz?
Anadili hakkı temel bir haktır ve coğrafyamızdaki barış mücadelesinin önemli taleplerinden biridir. Buradan hareketle Kürtçe posterler hazırladık.
Savaşlar nedeniyle yaşanan göçlerle birlikte Arapça bu topraklarda en çok kullanılan dillerden biri olmuştur. Türkiye’de giderek yükselen göçmen karşıtı sesler endişe verici ve şiddeti körükleyici. Feminist barışı farklılıklarımızı görerek ve onurlandırarak adil ve özgür bir yaşam olarak tahayyül ediyoruz. Dolayısıyla posterlerin çok dilli bir çalışma olması bunu mümkün kılmak için bir adım.
Posterleri İngilizce olarak hazırlayarak ise barış mesajlarımızı sadece yerel ve bölgesel değil, küresel olarak da yankılandırmak istedik.
(ADÇ/VC)