İnsan Hakları Derneği (İHD) ile Devrimci 78'liler Federasyonu, 12 Mart darbesinin yıldönümünde yaptıkları açıklamalarda, “demokrasi, sivil siyaset, insan hakları, hukukun alaşağı edildiğini” ifade ettiler, barış ve demokrasi çağrısı yaptılar.
TIKLAYIN - 12 Mart 1971'de Ne Olmuştu?
İHD: Yüzleşme sağlanmalı, hesap sorulmalı
İnsan Hakları Derneği’nin bugünkü yazılı açıklaması şöyle:
“12 Mart 1971’de sivil siyaset içinde görünen darbeci zihniyete sahip siyasetçilerin de desteğiyle siyasete asker damgası vuruldu. Demokrasi ve halkın talepleri göz ardı edilerek siyaset sivilleşme yolundan çıkartıldı.
“Sıkıyönetim ilanı ile Nisan 1971’den itibaren darbe kendisini daha fazla hissettirmeye başladı. Demokrasi, sivil siyaset, insan hakları, hukuk alaşağı edildi.
“Adil yargılanmadıkları ve suçsuz yere idam edildikleri bugün hükümet tarafından dahi kabul edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan 6 Mayıs 1972’de idam edildi.
“30 Mart 1972’de Mahir Çayan ve arkadaşlarının, 18 Mayıs 1973’te İbrahim Kaypakkaya’nın öldürülmesi, aydın ve yazarların tutuklanmaları ve işkence görmeleri, demokratik kurumların kapatılması da yine 1971 darbesinin icraatlarından sadece birkaçı.
“Darbelerin ve darbecilik mantığının siyasette ve yönetenlerde gördüğü kabul ve toplumun yeterli tepkiyi verememesi, ardından 12 Eylül’ü, 28 Şubat’ı, 15 ve 20 Temmuz’u getirdi. Yönetenler sıkıştıkları her noktada darbelere sığınarak kendilerini koruma altına aldılar, demokrasiyi, insan haklarını, hukuku hiçe saydılar.
“Gerçek bir yüzleşme ve hesaplaşma yaşanmadan ne darbelerin ne de darbecilik mantığının yaşamımızdan çıkması mümkün. 12 Mart darbesinin üzerinden de tam 48 yıl geçti. Halen hiçbir sorumlu hesap vermedi.
“Bir yıl dönümünde daha; sivilleşme, özgürlük, demokrasi ve adalet isteyen herkesi 12 Mart ve devamındaki darbelerin sorumlularından hesap sormaya çağırıyoruz.”
“Darbe ve muhtıraların hesabı sorulmalı”
Devrimci 78'liler Federasyonu da özetle şu açıklamayı yaptı:
“12 Martlardan 12 Eylüllere doğru 48 yıldır devam eden darbe düzeni, olağanüstü hal rejimlerini, yeni darbe girişimlerini, Susurluk, Şemdinli, Botaş’taki ölüm kuyuları ve Ergenekonları, balyoz darbe planlarını, Roboski’leri, Diyarbakır, Suruç, Ankara, İstanbul katliamlarını da bugünlere taşıdı, failleri hala ödüllendiriliyor.
“Darbe düzeninin kurumsal bir güç olarak yeniden ortaya çıkmaması için askeri ve sivil vesayet rejimi tasfiye edilmeli, darbe ve muhtıraların hesabının mutlaka sorulması gerekir.
“Darbeye karşı demokrasiyi savunmak bir insan hakkıdır. Halkın iradesini yok sayan anlayışın karşısında halkın iradesini savunmak, demokratik kurum ve kuruluşları yok sayan, demokratik alanları yok eden anlayışın karşısında demokrasiyi ve demokratik alanları savunmak olmazsa olmazımızdır.” (AS)