Avrupalı komünistler, İsveçli Hıristiyan Demokrat parlamenter Göran Lindblad'ın hazırladığı tasarıya karşı, Konsey'in Strasbourg'daki merkezi Avrupa Sarayı'nın önünde protesto gösterisi düzenleyecek.
Türkiye Komünist Partisi (TKP) de, 21 Ocak'taki eylemleriyle tasarıyı protesto etti. Partinin genel başkanı Aydemir Güler, tasarının onaylanması halinde, "toplumsal, siyasal sonuçlarının olmayacağını" bianet'e söyledi.
Avrupa Birliği hazırlık süreci uzmanı ve Bahçeşehir Üniversitesi AB Merkezi Başkanı Dr. Cengiz Aktar da, tasarının onaylanmasının teknik anlamda hiçbir bağlayıcılığının olmadığını vurguladı.
Lindblad'ın tasarı metni, komünizmin, "nerede ve ne zaman uygulanmış olursa olsun, kitlesel terörle, suçlarla ve büyük ölçekli insan hakları ihlalleriyle sonuçlandığını" iddia ediyor, bu "suçların sınıf mücadelesi kuramı ve proletarya diktatörlüğü ilkesi adına işlendiğini, bu ilkelerin yorumunun yeni toplumun kuruluşuna zararlı görülen kişilerin "ortadan kaldırılmasını meşrulaştırdığını" ileri sürerek komünist partileri "bu geçmişten kendilerini ayırma"ya çağırıyor.
Aktar: Tarihi okuma işi siyasilere bırakılmamalı
Dr. Aktar, bianet'in sorularını yanıtlarken, "Bir kez daha görüyoruz ki, tarihi okuma işi, siyasilere bırakılacak bir iş değil. Onların görevi, tarihi okumanın önündeki engelleri kaldırmak olmalı" dedi.
"Asamble gündeminde sadece komünizme değil, Nazizme de atıf var. Avrupa'da, özellikle 1989 sonrasında, komünist zamanların 'acımasızlığı'nı dile getiren pek çok çalışma çıktı. Bu girişimin.Avrupa'nın tarihini tekrar yazma niyeti olduğunu sanmıyorum. Bu konudaki hafıza ve hatıra daha çok taze. Ama herhalde en sağlıklısı, bu okumaların komünizmi yaşayan ülkelerin kendilerinden kaynaklanması."
Güler: Tasarının hedefi gelecek kuşaklar
Güler, tasarının aslında bugünün komünist hareketiyle uğraştığını, dahası gelecek kuşakların bilinçlerini bugünden yönlendirmek üzere yaklaştığını söyledi.
"Bize anlatılan demokrasinin ne olduğunu düşünelim: Siyasi örgütlenme, propaganda özgürlüğü. Yani, siyasi görüşlerin serbest rekabeti. Şu an yapılansa bunun önünü almaya, komünistleri maça yenik başlatma çabası."
Güler, "Demokrasiye yönelik saldırılar her zaman önce komünizme saldırarak başlıyor. Faşizm döneminde de aynı şey olmuştu" dedi; "Avrupa'nın şu an dünyanın en karanlık kıtası olduğunu düşündüğünü" söyledi.
"Hollanda, kamusal alanda Hollanda dili dışındaki dillerin kullanımının yasaklanmasını tartışıyor. İtalya Başbakanı, iki hafta kadar önce, İtalyan faşizmiyle Alman Nazizmini eş tutmamak gerektiğini, ırkçı olanın Nazizm olduğunu söyledi."
Avrupa'da, özellikle Baltık cumhuriyetlerindeki komünist hareketlerin baskı altında olduğunu söyleyen Güler, "Avrupa Konseyi, bu yasaklardan şikayetçi görünmüyor" dedi.
"Romanya'da komünist adıyla parti kurmak yasak; sosyalist parti var. İki Baltık cumhuriyetinde de yasak.
"AB'nin genişlemeden sorumlu bir önceki üyesi, eski sosyalist ülkelerde komünist adının yasaklanmasının makul olacağını söylemişti. Çek Cumhuriyeti'nde Komünist Parti'nin gençlik örgütü biçimsel gerekçelerle yasaklanmaya çalışılıyordu."
"Nazizmle karşılaştırma inanılmaz"
Güler, Nazizmle karşılaştırmanın "inanılmaz" olduğunu söyledi.
"Bizde hâlâ birçoklarına şaşırtıcı gelmeyebilir, ama Avrupa için çok ağırdır bu.
"Faşizmin, Nazizmin suçları biliniyor. Avrupa'da 20. yüzyılın ikinci yarısında, hasbelkader bir demokrasi varsa, komünistler ve Kızıl Ordu sayesindedir. Nazi Almanya'sı böyle yenilmiştir. Komünistlerin direniş örgütlemediği bir Avrupa nasıl olurdu acaba?"
Bugün komünistler, yarın sendikacılar, sonra barış eylemcileri; ya sonra?
Güler'in dikkat çektiği komünist oluşumlara yönelik baskıya, tasarıyı protesto eden Komünist Partiler de değiniyor.
İtalya Komünist Partisi, tasarıyı kınarken, yasadışı ilan edilmeye çalışılan Moravya ve Bohemya Komünist Partileriyle ve antikomünizm yoluyla medeni hakları ihlal edilenlerle dayanışma içinde olduğunu da açıkladı.
Eylemciler, " Antikomünizme hayır " İnternet sitesinde, tasarıya karşı imza da topluyor.
Yunanistan Komünist Partisi (YKP) de, açıklamasında, ülkenin diğer iki partisi PASOK ve ND'nin parlamenterleriyle birlikte, Asamble'de tasarıya ret oyu vereceklerini açıkladı.
YKP, "Nazizmi komünizmle birlikte tanımlamak, yanlış, suç ve tarihi bir yalandır; tarihin tersyüz edilmesidir" dedi.
"Komünist ideolojiyi ve siyasi hareketi suçlaştırmak yanlıştır; çünkü insanlara ve demokrasinin aleyhine olacaktır."
Parti, komünist hareketin güçlü, istikrarlı ve rakibinin baskısına dayanabilir olduğu her yerde, antikomünizmin devletin baskı silahı olarak daha zayıf düştüğünü de belirtti.
Danimarka, Finlandiya ve Norveç Komünist Partileri de, ortak açıklamalarında, Irak'ın işgaline, CIA'in işkence uçaklarına gözünü kapadığını anımsattı ve sordu:
"Bugün komünistler, yarın sendikacılar, öbür gün barış eylemcileri; ya sonra?"
Avustralya Komünist Partisi ve İrlanda Komünist Partisi de protesto metinlerini açıkladı; Avrupa Konseyi'nde gönderdi. (TK/AD)