Demokrasi Konferansı, yarın (24 Haziran) saat 09.30-17.00 arasında Fatih Yenikapı'da bulunan Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezinde yapılacak.
Büyük Demokrasi Konferansı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) eski yargıcı Rıza Türmen'in 25 Ocak'ta Demokrasi Konferansı" adlı yazısında yaptığı çağrı üzerine başladı.
Yazının ardından Ahmet Türk, Canan Arın, Celal Fırat, İhsan Eliaçık, Genco Erkal, Melda Onur, Murathan Mungan, Nejla Kurul, Öztürk Türkdoğan, Rıza Türmen, Şebnem Korur Fincancı, Tarık Ziya Ekinci ve Zülfü Livaneli'nin arasında yer aldığı "konferansa çağrı" yapan bir heyet oluştu.
Ocak ayından bugüne 220 bileşen, "Demokratik bir ülke için" ekolojiden kadına 21 alanda çalışmalar yaptı.
Çalışmaların ardından "talepler ve önerilerini birleştiren" bileşenler yarın Demokrasi Konferansında buluşacak.
Konferansın amacını, nasıl bir yol haritası izleyeceğini Demokrasi Konferansı Sekreterya Üyesi V. Metin Bayrak ile konuştuk.
TIKLAYIN-"Sesleri birleştirerek demokrasi mücadelesini öreceğiz"
"Murad ettiğimiz yurt için"
Niçin toplanıyor: “Hiçbir canlı bir günde ölmez. Ölüm, bir süreç. Türkiye, her anlamda ölüyor. Yakıcı sorunlar altındayız; bunların pek azı gündemde kendine yer bulabiliyor.
"Kamuoyunca geniş yankı bulan Marmara Denizi’ndeki, ki Bozcada’nın kıyılarına değin ulaşmış durumda, müsilaj;'organize suç lideri' diye anılan, düne kadar AKP için miting düzenleyip oy isteyen 'kullanışlı' bir zatın 'arkası yarın' modundaki her biri milyonlarca izleyici bulan ifşaatları.
"Bu sahnenin bir yüzü ya da perdesi ama Türkiye, bundan ibaret değil. İçinde bizler de varız yani 'ekmek', 'özgürlük', 'adalet' talep edenler de.
"Depresyon salgına dönüştü"
"Her gün tanık olduğumuz olayları olağanlaştırıyoruz. On yıla yakındır sıcak gündem içinde savrularak her türden enerjimizi ama daha da önemlisi yaşam için olmazsa olmaz öneme sahip umudumuzu kaybettik.
"Depresyon salgına dönüştü. Yaşama tutunmak için ihtiyaç duyduğumuz nedenlerimiz ellerimizden birer birer kayıp gidiyor.
"Belki de bu yüzden sevgili Rıza Türmen’in 'Demokrasi Konferansı' çağrısı bu denli geniş bir tabanda yankı buldu. Yüzlerce bileşenin binlerce insanı canla başla kendi umutlarına can verdiler.
TIKLAYIN-"Ülkenin geleceğinde bizim de sözümüz var"
"Umudu büyütmek için"
"Demokrasi Konferansı, yaşamak için ihtiyaç duyduğumuz ve kaybettiğimiz umuda can suyu vermek, onu büyütmek için toplanıyor.
"Evet, 'Bu ülkenin geleceğinde bizim de sözümüz var!' diyoruz. Bu sözü üretip söylemenin ötesine geçip gerçekleştirmenin olanaklarını da yaratmak, sözlerimizi birbirine katarak murad ettiğimiz yurdu örmek için toplanıyor.”
"Harekete geçmenin başlangıcı"
Konferans neyin başlangıcı olacak: “Konferans bir sonuç aslında. Usanmışlığın bir sonucu. Bu sonda yeşeren yaşamın, umudun başlangıcı.
'Yaşama inanmak gerekir' Yaşamın yok edilemez, bastırılamaz gücüne güvenelim her zaman. Yaşam, canlılık iradesinin toprağı çatlatıp kendine yer açması bir bakıma.
"Belki bu tarif edilemez durumu anlatmamızda bize yardımcı olur diye kimi metaforlara sığınıyorum. 'Olabiliyormuş!'u göstermenin ama daha da önemlisi görmenin başlangıcı.
"Şimdiye değin kireçlemiş kaslarımızı çalıştırmanın başlangıcı. Her canlı gibi hem kendimize hem de çevremize yani yaşama karşı sorumluluklarımız var. Demokrasi Konferansı, bu sorumluluğu hatırlamakla yetinmeyip harekete geçmenin başlangıcı. ”
"Yıkılmaz denileni çatlatacak"
Sonrasında nasıl bir yol haritası izlenecek: “Şu anda yüzlerce bileşenden geniş bir ağ oluşturduk. Bileşenlerin can verdiği çocuktan, çevreye, kadından ekolojiye, tarımdan KHK’lılara, sağlıktan eğitime, esnaftan emeğe, gençliğe 21 ayrı çalışma alanı ağlarda bir araya geldiler. Bu ağsal yapıların kendisi birer politik, sosyal özne.
"Her alan kendi içinde onlarca toplantı, atölye gerçekleştirdi. Sözlerini ürettiler. Yarın Demokrasi Konferansında paylaşacaklar. Yakıcı sorunları 360 derece serimleyen, çözümleri de sözlerini duruşlarına, mücadelelerine kattılar.
"Bu iklim kader değil"
"Zamanla daha da artacak bu 21 ayaklı yapı akmaya başladı. Her bileşen yan yana gelip debiyi yükselttiler. Demokrasi Konferansı, gittikçe masifleşen, yıkılmaz denilen o yapıyı çatlatacak, o çatlaklardan sızıp yaşamı yani kendini var edecek bir özne artık.
"‘Sonrası?’ Sıkça bu soruluyor. Yaşam bir süreç. Her şey süreç içinde kendi formunu buluyor. Demokrasi Konferansını biricik kılan, onu benzerinden ayırıp eşsizleştiren, replika olmaması.
"Tıpkı Gezi gibi"
"Tıpkı Gezi gibi. Gezi de dünyadan beslendi ama tarihe kendi deneyimini yazdı. Küresel direnişe özgül bir soluk kattı.
"Demokrasi Konferansı, bu iklimde sürekli 'ölümü görüp sıtmaya razı olmak' deyiminin yarattığı ikiliğin kader olmadığını, yaşam diye kocaman bir seçenek olduğunu göstermeyi amaçlıyor.
"2021'de parti kapatmak dehşet verici"
Türkiye'nin yakın gündemi: “Türkiye’nin gündemi uzun zamandır aynı. Sürekli tekrar eden sorunlarımız var. Bugün Türkiye’de yargının tarafsız ve bağımsızlığından söz etmenin olanağı kalmadı.
"Böyle bir atmosferde ve 2021 Türkiye’sinde bırakın bir partinin kapatılmasını, gündeme gelmesi bile dehşet vericidir. Şaşırmıyor çoğumuz. Şaşırma kası, sormanın, anlamanın temel aracı. Eğer şaşırmıyorsanız soramazsınız.
"12 Eylül AKP ile olgunlaştı"
"Devletin kendisinden başka özne istemediği bir siyasal, toplumsal, ekonomik gelenekte yaşıyoruz. 12 Eylül rejimi AKP ile olgunlaştı.
"Yaşama kendi sığ kavrayışsızlığını dayatan, her şeyi paraya tahvil eden, tel tel dökülen zihniyet de aktörleri de ömrünü doldurdu. Bu rejim öldürmeyi bildi ve beslendi ölümlerden.
"Olup bitenlere değil -zaten hepsi önümüzde, tanıklığımızda oluyor- hakikati yani olup bitenlerin neden öyle olduğunu bilmeye ihtiyacımız var.
"Neden çocuklar ölüyor?"
"Neden senelerce çalıştığımız halde hala ertesi günün endişesini yaşıyoruz. Neden 1 Euro 10 TL? Neden çocuklarımız ölüyor?
"Neden 'Çocuklar ölmesin, analar ağlamasın' diyen bir kişi her insanın insan olmak bakımından söylemek sorumluluğu duyacağı bir sözü söylemesi nedeniyle kendini bebeğiyle birlikte hapiste bulabiliyor?
"Hakikate yol açmak için"
"Sorularının yanıtını vermemiz sorumluluğumuz. Hakikat, propagandanın sisi içinde. O sisi dağıtmak, hakikate yer açmak, özgürleşmenin yolun kapısını aralayacalk.
"Demokrasi Konferansı, burayı yurt edinenlerin hakikatle kopan o bağını yaşamla yeniden kurabilmesinin olanağı bir bakıma.
"Demokrasi Konferansı, halkını, şairlerini, çocuklarını, gazetecilerini öldürmeyen, insanlarının haklarını hukuksuzca gasp etmediği, gençlerinin kaçmak istemediği, anaların evlatlarına hasret kalmak pahasına onlara gidip kendilerini kurtarmalarını salık vermediği, kısacası yaşam dışında hiçbir şeyin kutsanmadığın bir yurt muradının ete kemiğe bürünmesi. Bütün toplantıları bitirdiğimiz dileğimizle bitirmek istiyorum: Barışla…” (RT)