Demokrasi İçin Birlik (DİB), ABD’de polisin Afro Amerikaı George Floyd’u öldürmesinin ardından bütün dünyada protestoların sürdüğünü hatırlatarak, kapitalizmin kalesi ABD’de salgının dayanılmaz hale getirdiği ekonomik krizin, gelir adaletsizliğinin, işsizlik ve yoksullaşmanın, ırkçılığın derin izleri olduğunu belirtti.
TIKLAYIN - ABD'de Gözaltına Aldıkları Siyah Vatandaşı Öldüren Polislere Tepki
"Siyahlar ve beyazlar arasında gelir eşitsizliği var"
DİB’in “Yoksulların Adalet Ve Eşitlik Çığlığı Zorla Susturulamaz” başlıklı açıklaması şöyle:
“ Amerikan Merkez Bankası, ABD Nüfus Sayım İdaresi, ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu gibi resmi kurumların verileri ve korona virus kaynaklı ölümlere ilişkin veriler, siyahlarla beyazlar arasındaki gelir ve servet dağılımı, sağlık ve sağlıklı beslenmeye erişim alanındaki büyük eşitsizlikleri ortaya koyuyor. Meksika’da ise, polisin bir inşaat işçisini işkenceyle öldürmesinin ardından, halk sokağa döküldü. İsyanlar yayılıyor.
‘Otoriteleşme eğilimleri artıyor’
“2019 yılı sonları Hongkong’dan, iran’a, Gine’den, Şili’ye neoliberal politikalara karşı küresel isyanlara sahne olmuştu. Korona virüs salgını, neoliberalizmin yoksulların daha da yoksullaşmasına, sürekli artan güvencesiz istihdam kaybına, doğanın ve emeğin sınırsız sömürüsüne dayanan yüzünü gözler önüne serdi. Bütün dünyada itiraz ve isyan büyüdükçe dijital teknolojiler ve güvenlik politikalarıyla toplumu denetim altına alma ve otoriterleşme eğilimleri de artıyor.
‘Bekçiler parti bekası için kullanılacak’
“Türkiye de salgına ağır ekonomik kriz şartlarında yakalandı. Halk desteği zayıflayan ve işsizlik ve yoksulluk karşısında üretecek çözümü olmayan tek adam rejimi, Meclisin açıldığı ilk gün Genel Kurula, artacak toplumsal muhalefeti boğmakta kullanılacak yeni bekçi yasasını getirdi.
“Anayasaya aykırı bekçi yasası, bekçilere, devletin ahlak polisliği yapması ve bireylerin yaşam tarzına müdahale etmesine yol açacak geniş ve keyfiliğe açık yetkiler veriyor.
“Çarşı ve mahalle bekçilerine, “Kamu düzenini bozacak mahiyetteki gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların önlenmesi amacıyla önleyici tedbir alma”, göz altı ve kimlik sorma yetkisi tanınıyor. Bunun yanı sıra, bekçiler, Polis Vazife ve Salâhiyeti Kanunu’nun tartışmalı 16’ıncı maddesinde belirtilen, zor ve silah kullanma yetkisine sahip olacak. Yasanın bu maddesi iktidarın cezasızlık politikasıyla birlikte hesabı sorulamayan sayısız yaşam hakkı ihlaline neden oldu. Bu yeni kolluk gücüyle birlikte, İçişleri Bakanlığına bağlı, ülke kaynaklarını sınırsızca yutacak, sayısı beş yüz bini bulan bir iç güvenlik ordusu, iktidarın bekası için kullanılacak.
Çözüm: Demokrasi güçleri ortak mücadele hattı
“Tek adam rejimi tarafından etkisizleştirilen ve virüs salgını boyunca kapalı tutulan Meclis açılır açılmaz bir CHP’li iki HDP’li milletvekilinin milletvekilliği düşürüldü. HDP milletvekilleri Leyla Güven ve Musa Farisoğlu tutuklandı. Kamu yararını gözettikleri, hukuksuzluğa, doğa ve kent kıyımına karşı çıktıkları için iktidarın hedefe koyduğu meslek odalarının etkisizleştirilmesi, iktidarın seçimi kazanmasını garantileyecek seçim yasası değişikliği ve çocuk tecavüzünü meşrulaştıracak yasalar kapıda. Bütün bu gelişmeler, yalnızca Meclis içinde ve seçim ittifaklarına dayanın bir mücadele tarzı ile demokratik hak ve özgürlüklere yöneltilen anayasa ve hukuk dışı saldırıların göğüslenemeyeceğini ortaya koyuyor.
“Meclisteki ve Meclis dışındaki demokrasi güçlerinin, artan işsizlik ve yoksulluğa karşı halkçı bir seçenek etrafında ortak bir mücadele hattı oluşturması acil önem taşıyor. Hayatın başka türlü de sürebileceği konusunda farklı olasılıkların görünür hale geldiği bu tarihi eşikte, neo liberalizme karşı küresel isyanlardan ilham alan, yoksulların ve emekçilerin sesi olacak bu mücadele hattı, halkın susturulamayan, susturulamayacak itirazının akacağı o büyük mecrayı yaratacak."
Demokrasi İçin Birlik hakkında Geniş katılımlı, herhangi bir siyasi görüşün ya da partinin şemsiyesi altıda olmayan, bağımsız bir demokrasi platformu. DİB bileşenleri, ilk olarak, 28 Haziran 2016'da, eski büyükelçi, milletvekili ve AİHM yargıcı Rıza Türmen'in çağrıcısı olduğu toplantıda bir araya geldi. 100'ü aşkın örgüt, platform, inisiyatif, kurum ve ayrıca demokrasiden yana bireyler bir Başlangıç Bildirgesi üzerinde uzlaşarak yola çıktı. 23 Ekim 2016'da bine yakın kişinin katıldığı Demokrasi Kurultayı ile de ilk çalışmalar başladı. Bu kurultayda, OHAL ve KHK'lar, Başkanlık Sistemi, İnanç Özgürlüğü ve Barış başlıkları altında dört temel mücadele alanı belirlendi. Olağanüstü Hal'in uzatılmasına karşı gerçekleştirilen "Uzatma" kampanyasının ardından, Anayasa Referandumu'nun gündeme gelmesiyle birlikte, DİB bütün bileşenleriyle, her türlü platformda, kapsamlı bir "#Hayır Biz Varız" kampanyasına başladı. Birçok ilde, ilçede ve semtlerde kurulan "Hayır Meclisleri"yle sahada yoğun çalışmalar sürerken hukuk ve siyaset alanında da bilgilendirme amacıyla toplantılar, forumlar gerçekleştiriliyor. |
(EMK)