Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmenin detaylarını Özgür Gündem gazetesine anlattı.
Demirtaş, 10. İmralı görüşmesiyle ilgili özetle şunları söyledi:
“(Öcalan’ın) yaptığı değerlendirmelerle, analizlerle, ortaya koyduğu çözüm önerileriyle aslında çözüm yollarının tıkanmaması için, kalıcı barışa giden yolların açık kalabilmesi için olağanüstü bir çabasının olduğunu gözlemledik. Geçen görüşmemizden bu yana kendisinin iki defa devlet heyetiyle kapsamlı tartışmalar yaptığını belirtti.”
“Üç başlık şeklinde ifade ediyor kendisi: ‘Birincisi, devlet ve toplum içinde her türlü şiddetin tasfiye edilmesinde rol oynayacak her kişiye ve kuruma kolaylık sağlanmalı ve bu bir yasal düzenleme - örneğin Terörle Mücadele Kanunu’yla olabilir - olabilmelidir. Şiddetin tasfiyesinde rol oynayacak kişilere, sivil toplum kuruluşlarıyla, medyayla, akademisyenlerle görüşme, başka siyasi heyetlerle temas kurma imkanlarının sunulması gerekiyor.”
“Öcalan da şiddetin tasfiyesi konusunda rol oynayacaksa -ki kendisi bu konuda samimidir- o halde elinde yeterince olanak ve araç olmalıdır.”
"Demokratik siyaset için adım"
“İkinci konu ise; demokratik siyaset ayağıdır. Bu konuda Sayın Öcalan, ‘Madem ki şiddeti tasfiye edeceğiz, şiddeti bir yöntem olmaktan çıkaracağız, o halde demokratik siyaset kanallarına ulaşma imkanım olmalıdır ve demokratik siyasete etki edecek araçların yaratılması gerekir. Bir yandan şiddeti tasfiye edip, geri çekilmeyi başlatıp hatta dağdan inişleri konuşacaksak pratik siyaset imkanlarının da ne olacağını, nasıl olacağını konuşmak gerekir ve bu konularda pratik adımlar atmak gerekecek’ dedi.”
“Bunun için daha önce 8 alt komisyon önermişti kendisi. Bu 8 alt komisyon da 8 alt başlık olarak çalışma yapabilir ve anayasadan yasalara, güvenlik meselesinden çevre konularına, kadın haklarından toplumsal-sosyal konulara kadar nelerin yapılabileceğine dair tartışmaların yürütülmesi gerekiyor.”
“Üçüncü mesele ise; hakikatleri araştırma ve izleme komisyonu. Burada da müzakere yürüten taraflar arasında bir hakem rolü oynayabilecek, gerektiğinde ortaya çıkacak sorunlara müdahale edebilecek, yine taraflarla görüşüp öneri sunabilecek, hem denetim hem de sürece katkı anlamında rol oynayabilecek bir komisyona ihtiyaç var.”
“Sayın Öcalan bu üç önerisini sözlü ve yazılı olarak hükümete iletmiş durumda. Bunlar bundan sonra müzakere aşamasına geçilebilmesi için kendisinin yaptığı önerilerdir. Hükümetin buna cevabı ne olacak kendisi de bunu izliyor, biz de takip edeceğiz.”
“Tek taraflı paket müzakerenin ruhuna aykırı”
“Öyle tek taraflı yaklaşımlarla, tek taraflı paketlerle müzakere anlayışı olmaz. Özellikle bazı hükümet sözcülerinin, bazı iktidar milletvekillerinin ‘Apo bir araçtır, bir enstrümandır, Apo’yu çözüm için kullanıyoruz’ şeklindeki yaklaşımları kendisinde büyük bir tepkiye ve öfkeye yol açmış durumda.”
“Sürece katkı sunulacaksa belirttiği çerçevede bir müzakereci anlayışla kendisine yaklaşılması gerektiğini belirtiyor. Bu konularda esaslı bir değişim olursa sürecin çok hızlı bir şekilde ilerleyeceğini ifade ediyor.”
“Müzakereci bir yaklaşımla, yani karşısındaki muhatabı dikkate alan, onunla konu başlıklarını tartışan, birlikte bir çözüme giden bir anlayışla bu tür çalışmaların yapılması lazım. Bir yandan müzakere var diyecek hükümet, bir yandan da muhatap aldıklarıyla sorunun esasına dair hiçbir görüş alışverişinde bulunmayacak, hiçbir öneriyi dikkate almayacak. Kendi bildiğini yapacak! Bu kabul edilebilecek bir yaklaşım değil. Müzakerenin ruhuna aykırı.”
“Paket ne getirir ne götürür bunu daha sonra değerlendiririz ama kalıcı çözüme gidebilmek için Sayın Öcalan’ın belirttiği çerçevede bir müzakere sürecine girilmesi lazım ve sürecin yeni bir anayasada ifadesini bulacağı bir çözümle sonuçlanması lazım.”
“Çekilmeyi değil, dönüşü konuşmalıyız”
“Bu aşamadan sonra artık geri çekilmenin değil, geri dönüşlerin tartışılması lazım. Yani bu insanlar nasıl geri dönecekler? Demokratik siyasete, sosyal yaşama katılımın konuşulması lazım. Yoksa bu saatten sonra artık geri çekildi-çekilmedi tartışması geri bir tartışma olur.”
“Bu süreç öyle sınırsız zamanlara, belirsiz zamanlara yayılacak bir süreç de değildir. Ortadoğu ateş topuna dönmüş durumda, Türkiye’nin içi kaynıyor. Türkiye’nin önünde seçim gündemi var. Bütün bu gelişmeleri dikkate alan bir hızda hareket etmek gerekiyor.”
“Hükümet bütün bu fırsatları, zamanı doğru değerlendirir mi, bu artık hükümetin niyetine, cesaretine kalmış bir şey.” (AS)
* Söyleşinin tamamını buradan okuyabilirsiniz.