HDP'nin cumhurbaşkanı adayı ve Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Kani Beko'yu ziyaret etti.
Ziyaret Demirtaş’ın yanı sıra HDP Milletvekilleri İdris Baluken, Erol Dora, Ayhan Bilgen de katıldı.
Demirtaş cumhurbaşkanlığı seçimlerinden İsrail’in Gazze’ye saldırısına, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye'nin bölünmemesi için gerekirse elimize silah alırız" sözlerinden TRT’nin AKP'nin cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan ağırlıklı yayınına kadar pek çok konuya değindi.
Türkiye'de bütün zorlukların en fazla yükünü omuzlamış olan kesimin emekçiler olduğunu belirten Demirtaş, "Bizler belki Ankara'da merkezi yönetimde, hükümette, parlamentoda emekçilerin hak ettiği temsil düzeyine ulaştığı bir ortam yaşamıyoruz. Bunun çok farkındayız” dedi.
Gazze’ye saldırı
"Bu sabah itibarıyla 22'si çocuk, 86 Filistinli İsrail saldırılarında katledilmiş durumda. Elbette kınamak, saldırıların durdurulmasını istemek yetmiyor. İsrail, inatla bu kadar zulm ederken Türkiye gibi bölgesel aktör olduğunu iddia eden, dış politikada düzenleyici olduğunu iddia eden bir ülkenin en küçük bir etkisinin olmaması, İsrail-Filistin meselesine sıfır etkiye sahip olması da hazin bir durumdur. Bugün Türkiye'den yapılan hiçbir açıklamanın, hiçbir etki yaratmadığını, hiçbir inandırıcılığının olmadığını da üzüntüyle izliyoruz. Bu Türkiye'nin dış politikada içine düştüğü, düşürüldüğü vehameti gösteriyor.
"Keşke halk da aday gösterebilseydi"
"Gönül isterdi ki aday gösterme usulleri çok daha geniş olsaydı, Parlamentoda yirmi milletvekilin imzası dışında halktan insanlarla kendi imzalarıyla aday gösterebilseydi, doğru ve demokratik olan budur. Şu anda halkın huzuruna çıkan üç aday olarak üçümüz de Türkiye'nin yüzde yüzünün gönül rahatlığıyla oy verebileceği profili temsil etmiyoruz. Mutlaka, halkın başka kesimleri, kendilerine daha yakın adayları cumhurbaşkanlığı makamında görmek isteyecek, bu da onların haklarıydı. Adaylar arasında kadın aday yok, diğer toplumsal kesimleri temsil edecek aday yok.
TRT’nin taraflı yayını
"TRT Genel Müdürü, RTÜK'e savunma göndermiş, demiş ki 'Cumhurbaşkanı adayları arasında en popüler olan, uluslararası alanda da adaylığı en dikkatle izlenen Recep Tayyip Erdoğan olduğu için biz, onu daha fazla gösterdik'. Özürleri kabahatlerinden büyük. Bu hangi yasada yazıyor. Bu başlı başına TRT Genel Müdürü'nün aslında istifa nedeni ve gerekçesidir. Böyle bir kepazelik, rezalet olabilir mi? Bu rezalete ya son vereceksiniz ya da şahsen genel müdüründen, genel yayın yönetmenine kadar bütün daire başkanları hakkında birebir, şahsen suç duyurusunda bulunacağız. Tazminat davası açacağız ama TRT'ye değil bizzat kendilerine açacağız, cebinden ödeyecekler o tazminatları.
"Mühür, bugün senin elinde"
"Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bütün ezilenler, ötekiler olarak bir fırsat yakaladık. Ezilenlerin ortak hareket etmesi, cumhurbaşkanı seçimi vesilesiyle bu sisteme, bu düzenin sahiplerine bir cevap vermesi lazım. Şimdi mühür bizim elimizde, bu mührü 'Ben, seni ve senin yaptıklarını artık sonlandırmak için kullanıyorum' deme şansınız var. Mühür, bugün senin elinde. O mührü doğru yere basarsan, bu gidişatı değiştirebilirsin.
"En azından bu ülkede hepimiz kardeşçe, eşitçe, adilce bir düzenin adımlarını atmış oluruz. Cumhurbaşkanlığı makamı artık halkın, ötekilerin makamına dönüşürse bu ülkede parlamentonun da hükümetin de yapacağı yanlışların, halkın aleyhine atacağı adımların denetlenebileceği bir önemli mevzimiz olmuş olacak. Mesele budur. Herkesin cumhurbaşkanı seçimine bu şekilde yaklaşmasını özellikle rica ediyoruz."
"Özensizce kullanılmış bir cümle"
Bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye'nin bölünmemesi için gerekirse elimize silah alırız" sözlerinin hatırlatılması üzerine Demirtaş, şunları söyledi:
"Özensizce kullanılmış bir cümle. Herhalde çok düşünmeden, dikkatlice önünü, arkasını düşünmeden kullanılmış bir cümle diye düşünüyorum. Türkiye'de bir defa ciddi bir bölünme tehlikesi, riski varmış izlenimi yaratıyor ki, yanlıştır.
"Bu doğrudan 'Kürtler, bu ülkeyi bölmek istiyor, bölmeye kalkarlarsa da elimize silah alırız' gibi bir dolaylı anlam içerir. Ne Kürtler bu ülkeyi bölmek istiyor, ne de bu ülkenin bölünme tehlikesi riski vardır. Bir siyasetçiye düşen şey de eline silah almayı hatırlatmak değil, ülkenin sorunlarını siyaseten, diyalogla, barış içerisinde çözebilme iradesini göstermek olur.
"Türkiye'de bölünme tehdidi ve tehlikesi yoktur. Umut ediyorumki o anda hesabı, kitabı yapılmadan söylenmiş bir cümle olarak kalır." (EA)
Fotoğraf: Abdülhamid Hoşbaş, AA