HDP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, 24 Haziran’daki milletvekilliği seçimleri için CHP ve İYİ Parti’nin öncülüğünde oluşturulan “Millet İttifakı”nın genişleyerek “Demokrasi İttifakı”na dönüşmesi gerektiğini söyledi. Demirtaş, Cumhuriyet gazetesinin sorularına verdiği cevaplarda, 7 Haziran 2015 seçimleri öncesi sloganlaşan “Seni başkan yaptırmayacağız” sözlerinin ilhamını da açıkladı.
“Türkiye’yi normalleştirecek süreçte muhalefet birlikte hareket etmeli”
Demirtaş, ”Seçime dönük olarak kurulan ittifakların seçimden sonra devam edeceğini düşünüyor musunuz? HDP yine bütün ittifakların dışında mı tutulacak?” sorusuna şöyle cevap verdi:
“Ben şu andaki Millet İttifakı’nın genişleyerek demokrasi ittifakına dönüşmesi gerektiğine inanıyorum. En azından Türkiye’yi normalleştirecek, yeniden demokrasi rotasına sokacak geçiş sürecinde muhalefet mutlaka birlikte hareket etmelidir. Yeni anayasa ile durum normale dönünceye kadar her parti fedakârca davranmalı, tabanını buna hazırlamalı, partizanca çıkarları geri plana iterek toplumun ortak çıkarları için birlikte hareket etmenin erdemini göstermelidir. Türkiye buna hasret kaldı. Artık kamplaşma, gerilim, düşmanlaştırma yerine uzlaşma ile yönetme kültürünü geliştirebilmeliyiz.”
“Konuşarak çözüm bulma yaklaşımı bile değerli”
Demirtaş, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin Kürt meselesinde yeni bir yaklaşım ortaya koyup koymadığına ilişkinse şunları söyledi:
“Yeni şeyler söylenmeye çalışılıyor. Barışmak ve konuşarak çözüm bulmak şeklindeki yaklaşım bile değerlidir. Savaş ve şiddet dışında başka bir yol var, o da siyaset ve demokratik yoldur. Bu noktada uzlaşmak ve çözüm arayışında olmak bile Türkiye’nin ihtiyacı olan uzlaşma kültürüne katkı sunar.”
“Sloganın fikir sahibi, Ankaralı bir taksici”
Demirtaş sorulara verdiği yanıtlarda ilginç bir bilgiyi de paylaştı. 7 Haziran 2015 seçimleri öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “Seni başkan yaptırmayacağız” sözlerine, bir taksicinin ilham verdiğini söyledi. Demirtaş bu konuda şunları söyledi:
“Erdoğan’ın önerdiği modelin bir başkanlık sistemi olmadığını o zamandan beri biliyoruz. AKP’nin Anayasa Komisyonu’na yaptığı öneri ile bunun bir tek adam rejimi olduğu ve Erdoğan’ın ihtiyaçları, talepleri doğrultusunda şekillendiği aşikârdı. Bunun demokratik bir yönetim biçimi olmadığını görüyor ve destek olmayacağımızı açıkça söylüyorduk. Erdoğan ise çözüm sürecinden hareketle HDP’nin bu modele itiraz etmemesini dayatıyordu. Oysa çözüm sürecinin hedefi, yüksek standartlı bir demokrasiydi, Erdoğan’ın tek adamlığı değil. 7 Haziran seçimlerine giderken, toplumun geniş kesimlerinde seçimlerden sonra HDP ile Erdoğan’ın başkanlık konusunda anlaşacağı ve bu nedenle HDP’ye oy verilmemesi gerektiği şeklinde propaganda yapılıyordu. Biz de bu yanlış algıyı kırmak için etkili bir söylem geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorduk. Tam da ertesi gün Meclis’te grup toplantısı yapacağım bir pazartesi günü, bir ticari taksiyle eve giden bir milletvekilimiz, taksicinin kendisine dönerek ‘Seçimden sonra Erdoğan’ı başkan yapmayacağınızdan emin olsam size oy vereceğim’ dediğini bana aktardı. Bunun üzerine uzun bir analiz yaptık ve aslında o taksicinin beklentisinin, genel bir toplumsal beklenti olduğunu tespit ettik. Ertesi gün de, bir cümlelik grup konuşması yaparak toplumdaki bu kaygıları net bir tutumla giderme kararı aldık. Yani sloganın fikir sahibi, Ankaralı bir taksicidir.” (ŞA)