Fotoğraf: Yeşil Sol ve HDP Eş Başkanları TBMM açılışında/MA
İsmail Saymaz, Sözcü Gazetesinde "HDP'li üst düzey bir yönetici"nin HDP önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Cumhurbaşkanı adaylığı" talebinin karşılıksız bırakıldığı açıklamasına ilişkin sorusunu "Selahattin'in 'aday olmak istiyorum' talebi asla olmadı, parti kurullarına ulaşmadı" diye yanıtladığını yazdı.
Demirtaş'ın yankılanan
"adaylık" açıklaması
Selahattin Demirtaş, artı gerçek'ten İrfan Aktan'a seçimlerin hemen ardından cezaevinden verdiği söyleşide kendisinin "Cumhurbaşkanlığı adaylığına hazır" olduğunu ilettiğini ancak bu önerisinin "herhangi bir gerekçe sunulmadan reddedildi[ğini]" dile getirmiş ve bu açıklaması geniş yankılara yol açmıştı. HDP seçmenleri arasından gelen sert eleştirilerin yanısıra Cüneyt Özdemir gibi haberciler de HDP'nin Kılıçdaroğlu'nun adaylığını desteklemesinin Demirtaş'a rağmen gerçekleştiğine ilişkin yorumlarda bulunmuşlardı.
Bugün şunu öğrendik ki Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itiraz eden sadece Meral Akşener değilmiş. Selahattin Demirtaş da kendisi aday olmak istemiş. Oysa Sırrı Süreyya Önder açıktan Kılıçdaroğlu’nu destekliyordu… Kürt kamuoyunu ‘seçtirecek aday’ masalına ikna eden de oydu!…
— cüneyt özdemir (@cuneytozdemir) June 1, 2023
Demirtaş İrfan Aktan'a bu konuya ilişkin olarak şöyle demişti
"Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmaları başlamadan önce ben Genel Merkezimize, Cumhurbaşkanı adayı olmaya hazır olduğumu ve seçimi ikinci tura bırakıp o aşamada demokratik hamlelerle daha fazla katkı sunabileceğimizi belirttim. Ayrıca, benim adaylığım partimizin de oy oranını artırabilir dedim. Aslında siyasi yasağım yoktu ama ola ki Yüksek Seçim Kurulu adaylığımı reddetse bile sonrasında çıkaracağımız adayın tabanımızın sahiplenmesinin daha kolay olacağını belirttim. Fakat bu önerim, herhangi bir gerekçe sunulmadan reddedildi. Gerekçesini halen bilmiyorum. Bu tartışmalar sürerken deprem oldu ve sonrasında aday çıkarmamaya doğru evrildi süreç. Bu karar da Genel Merkez ve ittifak bileşenlerince ortak alındı. Bana da öncesinde bilgi verildi, elbette bu kararın arkasında durduk."
İsmail Saymaz, Sözcü'de "HDP'den Demirtaş'a yanıt: Bize başvurmadı" başlığıyla yayımlanan yazısında Demirtaş'ın "adaylık" ve "politikadan çekilme" açıklamalarını sorduğunu söylediği "HDP'li üst düzey bir yöneticinin" yanıtlarını aktardı.
Saymaz'ın haberine göre "Demirtaş'ın aktif politikadan çekilme çağrısı ne anlama geliyor?" sorusuna HDP'li yönetici "Kendisi cezaevinde. Resmi bir görevi yok. Değerlendirmelerle katkısı oluyor, kamuoyuna mesaj veriyordu. Bu mesajlarının bir süre azalacağını kastediyor. HDP'den istifası söz konusu değil" diye yanıt verdi.
"'Aday olmak istiyorum'
talebi asla olmadı"
Saymaz HDP'li yöneticinin, Demirtaş'ın adaylık başvurusu olmadığı için bu talebinin reddedilmesinin de söz konusu olamayacağını söylediğini aktardı:
"'Aday olmak istiyorum' talebi asla olmadı, genel merkezimize ulaşmadı. Tam tersine basına mülakatlar vererek, 'Hukuki durumum sebebiyle seçeneklerden biri değilim' dedi. Hatta partimiz aday havuzu oluştururken Selahattin başkanı başa koymuştu. Hukuki durumunu avukatları da kendisi de biliyor. Denklemde yer almadığına, kadın cumhurbaşkanı adayının etkili olacağına dair bizlere aday notu ulaştı ve partide bu notu mevcut."
Saymaz'ın aktardığı söyleşi şöyle akıyor:
-Aday olayım' diye bir notu yok yani?
Hayır, asla. Ulaşmışsa da parti kurullarına ulaşmamıştır. Çünkü onunla iletişim kuran mekanizmaya gelen bilgileri esas almışız.
"Demirtaş HDP listesinin başındaydı"
-Ama siz onu aday havuzuna aday koydunuz.
Listenin başında geliyordu. Kendisi kadın aday önerdi. Gültan (Kışanak) hanımın olabileceğini ima etti. Bunu kendisi de iletişimde olan mekanizma da çok iyi biliyor.
-Niye bugün böyle diyor?
Kendi değerlendirmesi midir, yorum mudur, yanlış anlama mıdır, bilmiyoruz. Cezaevidir, gidip gelen bol, ama parti mekanizmalarına böyle bir talebi ulaşmadı.
-Kışanak'ı aday olarak düşünüyordunuz. Niye vazgeçtiniz?
İlk turda Erdoğan'ın psikolojik üstünlük kazanıp yarışı bitireceği, bundan HDP'nin sorumlu tutulacağı kaygısı taşındı. Bir riskti aday çıkarmak. Ama çıkarmamak da riskliydi. Riskler analiz edildi. Daha az riskli seçenek tercih edildi.
Kılıçdaroğlu'na destek vermesek
Erdoğan ilk turda bitirebilirdi
-Sonuca bakarak soruyorum: Doğru bir karar mı aldınız?
Sonuca baktığımızda, aday çıkarmak daha doğru olabilirdi. Ama faturayı Emek ve Özgürlük İttifakı'na çıkarmak, karşılayabileceğimiz bir risk değildi. Demokrasi ve değişim isteyen güçlerle aramıza mesafe girebilirdi.
-Erdoğan, desteğinizi Kılıçdaroğlu aleyhine kullandı.
Aslında destek vermeseydik, belki Erdoğan ilk turda bitirirdi. Psikolojik üstünlük Erdoğan'a geçerdi. Oylar bölünürdü. Erdoğan'ın işi daha kolay olurdu.
-Siz nasıl etkilendiniz?
Bizden olmayan aktöre destek verdik. Tabanımızdan bir kesimin Kılıçdaroğlu'na oy verdiğinde "Partisine de vereyim" yaklaşımı oldu. Zorlanmalar yaşadık.
-Oy ve vekil kaybettiniz mi?
Birkaç yerde oy kaybına neden oldu. Kılıçdaroğlu'na desteği CHP'ye mühür vurmak olarak algılayan onbinlerce seçmenimiz var.
-Özdağ'la ittifakın etkisi ne oldu?
Tabanımızı etkiledi. Kılıçdaroğlu'na destek vermenin doğru mu, yanlış mı olduğu sorgulaması arttı ve zorlayıcı oldu.
(AEK)