Ankara Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda düzenlenen Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) 2. Olağan Genel Kongresi'nde Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak Eşbaşkanlığa aday gösterildi.
ntvmsnbc'nin haberine göre, ilk olarak söz alan Selahattin Demirtaş, kongrenin barışın sağlanması ve demokrasinin kurumsallaşması mücadelesinde BDP'den yüksek beklentilerin olduğu bir dönemde toplandığını belirterek, "Temsili demokrasilerin, demokrasi adına büyük sorunlara yol açtığı gerçeğinden hareketle, her yerde en fazla katılımcılığı ve doğrudan demokrasiyi hayata geçirmenin formüllerini üretmek zorundayız. Bu nedenle, Demokratik Özerklik olarak tanımladığımız yönetim ve toplumsal örgütlenme modelini ulaşabildiğimiz her yerde inşa etmeliyiz" dedi.
"Meclis için asgari demokratik siyasi ortam oluşmadı"
BDP milletvekillerinin 1 Ekim'den itibaren yemin ederek meclise gidip gitmeyeceği konusuna da açıklık getiren Demirtaş, kendilerinin meclise gitmeleri için koşulların olgunlaşması gerektiğini, ancak bu koşulların hala olgunlaşmadığını ifade etti.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) yeni bir anayasa yapmak gibi bir niyetinin olmadığını, anayasanın bir, iki maddesinin değişmesinin AKP için yeterli olacağını iddia eden Demirtaş, "Bu nedenle, BDP parlamentodan kopmadan, ama her şeyi parlamenterizme de indirgemeden demokratik siyasetin denge noktasında durmaya devam edecektir. Bu vesileyle bir kez daha altını çizerek belirtiyorum, biz parlamentodan çekilmiş değiliz, ancak genel kurul çalışmalarına katılabilmemiz için asgari demokratik siyaset ortamının oluşturulması gerekir. Bu gün itibariyle bu koşulların olgunlaştığını görmüyoruz. Bu tavrımızın doğru anlaşılması gerekir" dedi.
"AKP taze Ergenekoncu"
AKP Hükümetini yeni bir Ergenekon inşa etmekle suçlayan Demirtaş, "YAŞ toplantılarındaki oturma düzeninden, 27 Nisan bildirisinin kaldırılmasına, Cumhurbaşkanının tebrikleri kabul etmesinden Başbakanın esip gürlemesine, İsrail'e çekilen restlerden Libya'daki muhaliflere bavullar dolusu para aktarılmasına kadar her şey işte bu yeni Ergenekon'un inşası ile ilgilidir" dedi.
AKP'yi taze Ergenekoncu olarak niteleyen Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti:
* Samimi barış arayışımıza rağmen bizi tehditle terbiye etmeye çalışanlara hatırlatıyorum, bugün eğer yeryüzünde halen insani değerlerden söz edilebiliyorsa, işte her toplumda var olan bu direnişçiler sayesindedir.
* Yoksa sizin gibi tazelere kalsa bu gün artık insanlık yeryüzünde bile olmayabilirdi. Bu nedenle zulme karşı direnmeyelim diye peşinen teslim olmamız için son çağrılarını yapanlara açıkça diyoruz ki, biz BDP olarak şiddetin durması için her koşulda çalışmaya devam edeceğiz
* Ancak şiddetin durması için tek seçenek AKP'nin önünde diz çökmektir diyorsanız, onu daha çok beklersiniz.
"Öcalan'la görüşmeler devam etmeli"
* Buradaki maharet bu dakikadan itibaren hiç kimsenin burnu dahi kanamadan sorunu çözme gücünü göstermektedir. Yaşamını yitiren askere de, polise de, gerillaya da, sivile de yazıktır. Hepsi de ana baba evladıdır ve bu sorunda onların paylarına düşen şey maalesef ki bedellerin en ağırıdır.
* Barış konusunda Öcalan ile başlatılan süreç kaldığı yerden devam etmeli ve BDP ile de demokratik anayasa inşa sürecinde açık ve şeffaf bir diyalog süreci başlatılmalıdır.
"Kendimizi demokratik özerklikle yönetmek istiyoruz"
* Kürt halkı için kimseden lütuf ya da sadaka istemiyoruz. Suriye'de desteklediğiniz muhalefetin istediğinden fazlasını değil, Libya'da bavullarla para taşıdığınız muhaliflerin istediğinden fazlasını değil, mazlum Filistin halkının istediğinden fazlasını değil, ya da Kıbrıs halkının istediğinden fazlasını değil, Mübarek rejiminin baskısı altında ezilen Mısır halkının istediğinden fazlasını da değil, bütün ezilen halklar gibi biz de sadece kendimize ait olanı, bizden zorbalıkla çalınanı geri istiyoruz.
* Türkiye sınırları içinde kendi anadilimizle, kültürümüzle yaşamak, kendimizi demokratik özerklikle yönetmek istiyoruz. Kürt sorununu çözeceğim, yeni bir anayasa yapacağım, diyen bir hükümetin bu iradeye zerre kadar saygısının olmadığı bir ortamda kim ki halen BDP'den fedakârlık bekliyorsa insafsızlık yapıyor.
"PKK'nin dağdan inişini sağlayabiliriz"
* PKK'nin ateşkes ilan etmesinin ardından, BDP'nin yaptığı "Operasyonlar dursun" çağrısı tehdit söylemi olarak çarpıtıldı.
* Unutmayın ki, PKK'yi dağa çıkaran BDP değildir, devletin hatalı politikalarıdır. Ama BDP, devletin bu hatalı politikalarını düzeltmesine yardımcı olarak PKK'nin dağdan inişini sağlayabilir. Bu nedenle çağrımızın ilk muhatabı doğal olarak ki hükümettir. Hükümet bu muhataplıktan kaçamaz.
* BDP olarak, oluşturulacak bir "akil insanlar" heyetinde, hakikat komisyonunda ya da anayasa konseyinde yer almaya hazırız.
* Yeter ki ortaya savaş seçeneği dışında ciddi bir çözüm arayışı çıksın. Biz buna destek olacağız. Bunun için meclisin açılmasını beklemeye de, BDP'nin yemin etmesini beklemeye de gerek yoktur. Bu irade ortaya çıktıktan sonra BDP bütün süreçlerin önünü açma konusunda rolünü oynayacaktır. (EKN)