Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukatları, Anayasa Mahkemesine 31 Aralık 2018’de başvuru yaptı.
Başvuruyla ilgili yılın ilk günü açıklama yapan avukatlar, mahkemenin, “Demirtaş’a yönelik pervasız yürütme - yargı saldırısına karşı hukukun üstünlüğünü koruyan bir karar vermesi gerektiğini” ifade etti.
4 Kasım 2016’dan bu yana Edirne F Tipi Cezaevinde bulunan Demirtaş’ın 17 Mart 2013 tarihinde yaptığı Newroz konuşması gerekçe gösterilerek yargılandığı İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince 7 Eylül 2018’de verilen 4 yıl 8 aylık hapis cezası, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince onanmıştı.
Demirtaş’ın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davayla ilgili ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tahliye edilmesi gerektiğine hükmetmiş ancak bu karar mahkemece uygulanmamıştı.
AİHM kararı hatırlatıldı
Anayasa Mahkemesine yapılan başvurunun konusu, Demirtaş’ın istinaf mahkemesince onanan cezası.
Bu dosyayla ilgili yapılan başvuruda, şu gerekçeler öne sürüldü:
* Anayasa’nın 36. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’in 6. maddesinde düzenlenen Adil Yargılanma Hakkının ve Masumiyet Karinesi İlkesinin;
* Anayasa’nın 26. maddesi ile AİHS’in 10. maddesinde düzenlenen İfade Özgürlüğünün;
* Anayasanın 67. Maddesi ile AİHS’in Ek 1 Numaralı Protokol’ünün 3. maddesinde düzenlenen Serbest Seçim Hakkının;
* Anayasanın 26. ve 36. maddeleriyle bağlantılı olarak Anayasanın 13. ve 14. maddelerinin ve AİHS’in 6. ve 10. maddeleriyle bağlantılı olarak AİHS’in 18. maddesinin ihlal edildiği.
Avukatların başvuruya dair açıklamasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 20 Kasım 2018 tarihli kararı da hatırlatıldı:
“AİHM kararında, Türkiye’deki genel siyasi durum da dikkate alınarak, Demirtaş’ın tutuklanmasının ardında yatan nedenin ve Demirtaş hakkındaki hak sınırlandırmalarının birincil amacının çoğulculuğu boğmak ve siyasi tartışma özgürlüğünü kısıtlamak olduğu ifade edilmişti.
“Kararda tehdit altında olanın, yalnızca Demirtaş’ın bireysel hak ve özgürlükleri değil, tüm demokratik sistem olduğu sonucuna ulaşılmış, AİHS’in 18. ve 46. maddeleri uyarınca, hakkında yeni bir delil olmadığı sürece, Demirtaş’ın özgürlüğünden alıkonulmasının tespit edilen ihlallerin devamı anlamına geleceği belirtilmiş ve derhal serbest bırakılmasına vurgu yapılmıştı.”
“Başvuru ivedi olarak karara bağlanmalı”
Bu kararın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizi bağlamaz. Karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz” yorumunu yapmıştı.
Demirtaş’ın vekilleri, AİHM’in ihlal ve tahliye kararının yayımlandığı gün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ankara Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştüğünü de ekledi.
Açıklama şöyle devam etti:
“Erdoğan’ın açıklamasındaki ‘karşı hamle’nin, Demirtaş’ın İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nce örgüt propagandası suçunu işlediği iddiasıyla verilen 4 yıl 8 aylık hapis cezasıyla ilgili istinaf başvurusunun esastan reddedilerek verilen hükmün kesinleştirilmesi ve bu suretle AİHM’in kararının boşa çıkartılması olduğu anlaşıldı.
“Hükümetin yargı üzerindeki aleni baskısı nedeniyle Anayasa Mahkemesi ve AİHM’in vereceği her ihlal kararının yeni bir ceza hükmü ile boşa çıkarılma ihtimali vardır. Bu nedenle Demirtaş, sistematik bir ceza tehdidi ile karşı karşıya.
“Sözleşmeden doğan hakların ve kısıtlamaların hükümet ve yerel mahkemeler tarafından bariz bir şekilde kötüye kullanıldığı somut verilerle ortada ve tartışmasızken Anayasa Mahkemesi yapmış olduğumuz başvuruyu ivedi olarak ele almalı ve karara bağlamalı.” (AS)