"Sakarya Pamukova'da Uzanlar'a ait çiftlikte bulunan Uzi marka tam otomatik tabancayı Hakan Uzan'a dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in hediye ettiği" yolundaki haberleri yazar Gökdemir, "devlet içindeki büyük bir hesaplaşmanın görünen yüzü" olarak nitelendirdi.
Cinmen: Uzi marka silah Demirel'in eline nasıl geçti?
Cinmen, Susurluk kazasından sonra Türkiye'ye hangi yollarla girdiği ve nasıl ortadan kaybolduğu tartışılan Uzi marka silahlardan birisinin dokuzuncu Cumhurbaşkanı'nın eline nasıl geçtiğinin araştırılmasını istedi:
"Susurluk sürecinin en karanlık noktalarından birisi, kayıp silahlardı. Türkiye'de uzi marka silahların bulunduğu biliniyor; ancak bu silahların hangi yollarla alındığı ve nerede olduğu öğrenilemiyordu. Kayıp silahlara ilişkin dava, zaman aşımından düştü. Yıllar sonra, dönemin Cumhurbaşkanı Demirel'in bir işadamına bu silahlardan hediye ettiğini öğrenmek, düşündürücü. Konu, hukuken araştırılmaya muhtaçtır."
"Uzi" marka silahların tam ve yarı otomatik yakın dövüş silahı olarak adlandırıldığını; Türkiye'de hep suikastlerle ve derin devletle birlikte anıldığını vurgulayan Cinmen, Cumhurbaşkanı Demirel'in Susurluk davası sürecinde tam yetkili olduğuna dikkat çekti.
Dindar: Siyasetçi ve işadamlarının karanlık ilişkileri
"Bir cumhurbaşkanının suikast silahı namlı bir silahı, çiçek verirmişçesine bir işadamına hediye etmesi, anlaşılamaz" diyen Dindar ise, Uzanların yasalar çerçevesinde "uzi" marka bir silaha ruhsat almasının "güçlüğüne" dikkat çekti.
Dindar'a göre, "Uzanlar böylece hiçbir külfete girmeden bir otomatik silaha ruhsat almış oldular".
"Bu olay, adı pek çok yolsuzluk, soruşturma ve şaibeyle anılan işadamlarını arkasına alıp aile fotoğrafı çektiren Demirel'in bir başka atraksiyonu" diyen Dindar, dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel'in geçmişteki ilişkilerinin yeniden sorgulanması gerektiğini belirtti.
Gökdemir: Bir dumanlı haberleşme yöntemi
"Bir cumhurbaşkanı, çok para kazanmış olmaktan başka vasfı olmayan bir insana, bu silahlardan neden hediye eder?" diye soran Gökdemir ise, bu hediyeyi Demirel ve Uzanlar arasındaki "farklı ilişkilerin" işareti olarak değerlendirdi.
"Gelişmeler ve olaya Demirel'in isminin karıştırılması, devlet içindeki daha büyük bir hesaplaşmanın görünen yüzü olabilir" diyen Gökdemir'e göre, bütün ilişkilerin mafyalaştığı bir ülkede, iktidar da bu ilişkilerin dışında kalamıyor.
Gökdemir, "Uzan operasyonu"nun "karanlık ilişkilerin açığa çıkması" ya da "siyasetin temizlenmesi" anlamına gelmeyeceğini savundu.
Türkiye'de benzer çatışmaların her hükümet değişiminden sonra yaşandığını, bir süre tartışıldıktan sonra da unutulduğunu belirten Gökdemir, "Birileri bir yerlerden düğmelere basıyor ve birileri yok ediliyor. Amaç, düşürülenlerin yerine aynı ilişkileri sürdürecek yeni isimlerin yerleştirilmesi" diye konuştu. (BB)