"Terör örgütünün amacının propagandasını yaptığı" iddiasıyla hakkında dava açılan Demirbaş'ın yargılanmasına dün (19 Eylül) Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.
"Güneydoğu'da 220/8. maddeden davalar artıyor"
Davayla ilgili bianet'e değerlendirme yapan Demirbaş'ın avukatı Tahir Elçi, son dönemde Güneydoğu'da aktivist ve yerel yetkililere "Örgütün veya amacının propagandasını yapmak" iddiasıyla ve Ceza Yasası' nın 220/8. maddeden davalar açıldığını belirterek şöyle konuştu: "Maddeyi kötüye kullanıyorlar. Ne yazık ki, bu bana politika gibi geliyor" dedi.
Bu davalardan bir kısmın beraatle sonuçlandığını ifade eden Elçi, Mardin Kızıltepe'de öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz anısına bir anıt yaptıran müvekkili hakkında "belediye kaynaklarının kanuna aykırı şekilde kullanarak görevini kötüye kullanmak" iddiasıyla da dava açıldığını ancak yargılamanın beraatle son bulduğunu hatırlattı.
"PKK'yi öven hiçbir imada bulunulmuyor"
Duruşmaya tutuksuz yargılanan Demirbaş ve Avukat Elçi katıldılar. Elçi, mahkumiyet talep eden savcı Muammer Özcan'ın esas hakkındaki mütalaasına katılmadıklarını belirterek, müvekkilinin örgüt propagandası yapmadığını söyledi.
Müvekkilinin belediye başkanı olduğunu ifade eden Elçi, Demirbaş'ın konuşmasında yasadışı örgüt faaliyetlerini hoş karşılayan veya öven hiçbir imada bulunmadığını savundu.
Elçi, "Resmi dil olan Türkçe'yi kullanamayan, farklı dil ve lehçelerde konuşan insanlara yardımcı olmaya çalışmıştır. İfade özgürlüğü, şiddeti ve ırkçılığı içermediği sürece dile getirilebilir. Konuşma, ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmelidir. Kürt Sorunu ile ilgili ifade özgürlüğünün kısıtlanması sorunu daha bir çıkmaza sokar. Müvekkilimin beraatini istiyorum"
Demirbaş da savunmasında iddianamedeki suçlamayı kabul etmediğini belirtti ve amacının örgüt propagandası yapmak olmadığını savundu. Mahkeme heyeti, Demirbaş'ın konuşmasında suç oluşmadığını belirterek beraatine karar verdi.
Belediye başkanı üç yıl hapisle yargılandı
Demirbaş, daha önce yaptığı savunmada da, "Türkiye'nin çok kimlikli, çok kültürlü, çok dilli olduğunu söylemenin bölücülük olmadığını düşünüyorum. Her şeyi tekleştirmenin Türkiye'yi böleceğini düşünüyorum" demişti.
Savcı mütalaasında, "Demirbaş tarafından ortaya konulan görüşlerin PKK'nin görüşleriyle örtüştüğü ve PKK'nin anadilde eğitim, ulus-devlet ve tek devlet, tek millet, tek dil anlayışlarının terk edilmesi görüşlerini içerir, kampanyalarını destekler mahiyette olduğunu" iddia etmişti.
Savcı, Demirbaş'ın Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 220/8. maddesi uyarınca "Basın yoluyla terör örgütünü veya amacının propagandasını yapmak" suçlamasıyla 3 yıla kadar hapsini ve görevden alınmasını istedi.
Makalede ne yazıldı?
Makalesinde yurttaşların kendi kimlikleri ve kullandıkları diller ile kendilerini etkileyen süreçlere katılmalarının sağlanmasını isteyen Demirbaş, "Türkiyelilik" kimliğinin Anayasa'da bir çatı olarak belirlenmesini talep etti.
Demirbaş, "Belediyelerin yerelde halkın dilek ve şikayetlerini almaları ve bunların ışığında çözümler üretebilmeleri için her şeyden önce karşılıklı olarak tarafların birbirlerini anlamalarına ve kendilerini ifade edebilmeleriyle mümkün olabilir. Bu amaçla belediyeler çok dilliliğe yönelik tüm uygulamalardan önce belirli hazırlık çalışmaları yapmalıdırlar. Öncelikle belediyelerde oda ve masalar, unvan ve görevler çok dilli (Türkçe, Kürtçe, Zazaca, İngilizce vb.) bir biçimde tanımlanmalıdır" diyor. (EÖ/TK)