DEM Parti Basın Bürosu Grup Başkanvekili ve "Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" üyesi Gülüstan Kılıç Koçyiğit’i pazartesi günü kaleme aldığı köşe yazısında "süreci sabote eden kişilerden biri" olarak niteleyen Hürriyet Gazatesi yazarı Abdülkadir Selvi'ye yanıt verdi: "Yerinde uyarılar yapmak süreci sabote etmek değildir!"
Abdulkadir Selvi’ye yanıt: Yerinde uyarılar yapmak süreci sabote etmek değildir!https://t.co/Bj8LD4eEBj pic.twitter.com/vlopZSjnZH
— DEM Parti (@DEMGenelMerkezi) December 8, 2025
Ne olmuştu?
Hürriyet Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, TBMM Komisyonunun İmralı'ya gönderdiği heyetin dönüşü sonrasında eski AKP Milletvekili, gazeteci Şamil Tayyar'ın Öcalanla görüşmeler ve heyet üyelerinin Öcalan'la konuşmalarına ilişkin mesnetsiz açıklamaları sonrasında, kendi tanıklığını kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı hisseden Gülüstan Koçyiğit'i bu bağlamda Mezopotamya Ajansı'na ve T24'ten Cansu Çamlıbel'e verdiği söyleşiler dolayısıyla hedef almıştı.
Selvi, Koçyiğit'in yanısıra süreçteki belirsizliklere dikkat çeken ve karanlık noktalara işaret eden eski KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat'ı da "sabotaj" ile suçlamıştı:
"Terörsüz Türkiye sürecine yönelik iki sabotaj girişimine tanıklık ettik. Biri Kandil’den Bese Hozat’tan geldi. Diğeri ise DEM Parti Grup Başkan Vekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’ten. "

Şamil Tayyar'ın "İmralı Notları"
Gülüstan Kılıç Koçyiğit Mezopotamya Ajansı'na İmralı ziyaretiyle ilgili olarak kendi gözlem ve izlenimlerini aktarmıştı.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT ANLATTI
Öcalan: "Bu sefer başarmak gerekiyor, başarısızlık halinde darbe mekaniği devreye girecektir "
Bu açıklamalar üzerine Şamil Tayyar polemiği sürdürürken iktidar cenahından Koçyiğit'in açıklamalarından hoşlanılmadığı imaları yaygınlaşmış öte yandan görüşme tutanaklarının komisyona aktarılmaması dolayısıyla soru işaretleri de artmaya başlamıştı.
Bu ortamda T24'ten Cansu Çamlıbel'in sorularını yanıtlayan Koçyiğit, görüşmelerde başka konuların yanında AKP ve MHP temsilcilerinin barış ve çözüm müzakerelerinden ve Türkiye'de yürütülecek süreçten çok Suriye'nin kuzeydoğusunda konuşlu Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) bir an önce Suriye Geçiş Yönetimi silahlı kuvvetlerine katılması için Öcalan'ın nüfuzunu kullanmasını istemekle ilgilendiklerini aktarmıştı.

Koçyiğit: Öcalan’ın YPG’nin kendini lağvetmesi yönünde bir açıklaması olmadı
Koçyiğit, görüşmede şeffalık ilkesinin zedelenmesine dikkat çekmiş ve bunun kendilerine rağmen yapıldığını ileri sürmüştü:
"Gerçekten niyeti bilmiyoruz. Neden böyle yapıldığına dair bir fikrimiz yok. Ama yapılanın yanlış olduğunu biliyoruz. Burada çok ciddi bir yöntemsel bir sorun yaşıyoruz. Kamuoyundaki birçok tartışma açısından bugün en şeffaf olunması gereken gün. O görüşmeyi ve tutanağını kamuoyuna ve Komisyon’un bilgisine sunmamayı gerektirecek hiçbir durum yok bizim açımızdan."
Koçyiğit Çamlıbel'in -Şu ana kadar yaşadıklarınız üzerinden bir değerlendirme yapsanız, AKP’nin ‘Terörsüz Türkiye’ projesini bir iktidarda kalma aracı olarak gördüğünü düşünür müsünüz, düşünmez misiniz?- sorusuna da Abdülkadir Selvi'nin ve iktirdarın hoşlanmayacağı bir karşılık vermişti:
Ben iktidarın, iktidarda kalıp kalmamaktan bağımsız olarak bu süreci yürüttüğünü hiç düşünmedim. Hâlâ da düşünmüyorum açıkçası. Mesela bunu MHP için düşünürüm. Oy kaygısı gütmeden süreci yürüttüklerini, sürece samimiyetle sahip çıktıklarını ve çok ciddi bir aldıklarını da görüyorum açıkçası. Ama bunu AKP için söylemek mümkün mü? Hayır. AKP bu süreci, seçim tartışmalarından, oy kaygısından, taban kaygısından azade mi yürütüyor? Hayır. Aynısı CHP için de geçerli.
Selvi pazartesi günü yayımlanan köşe yazısında Koçyiğit'in tespitlerini, KCK Eş Başkanı Bese Hozat'ın sürecin iktidar tarafından yürütülüşüne ilişkin ileri sürdüğü soru işaretleriyle birleştirerek "sürece yönelik" bir komplo imasında bulunmuştu.
DEM Parti: "Selvi DEM Partilileri hedef göstermeye son versin!"
DEM parti açıklamasında Selvi'yi "temelsiz ithamlarıyla sürecin ilerlemesine katkı sunmak yerine ona zarar vermek" ile suçladı.
"Bu nedenle önerimiz Selvi’nin “süreci sabote etmek isteyenleri” DEM Parti sıralarında değil, başka yerlerde aramasıdır. Kamuoyunu doğru bilgilendirmek yerine önyargı üreten, hakikati eğip büken bir dilin ne barışa ne de demokrasiye bir katkısı vardır. Kendisini, gerçekle bağdaşmayan ithamlardan vazgeçmeye davet ediyoruz.
Eleştirel gazetecilik ile temelsiz ithamlarda bulunmak arasında ciddi fark vardır. Sıklıkla DEM Partilileri hedef gösteren Selvi’nin bu tutumu umarız son olur. Zira bu yaklaşım sürecin ilerlemesine katkı sunmak yerine, tam tersine ona zarar vermektedir."
(AEK)

