Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Meclis Grup Başkanvekili Sezai Temelli, gündemdeki gelişmelere ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Meclis’te görüşülen ve vakıflar ile ilgili değişikler öngören kanun teklifine dikkat çeken Temelli, kanunun yasallaşması durumunda belediyelerin elinde bulunan vakıfların belediyelerden alınabileceği uyarısında bulundu.

Meclis’te yoğun hafta başlıyor: Komisyon toplanacak, 5 bakanlığın bütçesi görüşülecek
2026 Yıllı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’ne de işaret eden Temelli, teklifte halkın taleplerinin yer almadığını söyledi. Temelli, "Halkın bütçe hakkını gasp eden bir bütçe anlayışı var" dedi.
2026 yılı bütçesi
Meclis’e yeni bir torba yasanın geleceği bilgisini paylaşan Temelli, şunları söyledi:
"Bir vergi kanunu genel kurula geliyor. Bu vergi kanununa baktığınızda neyi görüyorsunuz? Mevcut vergi adaletsizliğini, toplumdaki vergi adaletsizliğini, vergi mevzuatındaki vergi adaletsizliğini derinleştiren bir anlayış burada da söz konusu. Yani vergideki adaletsizliği ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler bu kanun teklifinin içinde yok. Tam tersine yine tırnak içinde söylüyorum vergiyi tabana yayıyor. Yani halkın üzerine, emekçinin üzerine, yoksulun üzerine yeni yükler getiriyor. Bu düzenleme ile özellikle kira geliri elde edenlere yönelik bazı uygulamalar var."
"Bu program çökmüştür"
Temelli, devamında şöyle konuştu:
"Taşıt alımından harçlar kanununa kadar bütün düzenlemelerinde aynı mantık var. Bu bize neyi gösteriyor? Bu bize denizin bittiğini gösteriyor. Çünkü program tutmadı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ısrarla sürdürdüğü sözde makro ihtiyati tedbirlere dayalı dezenflasyon programı çökmüştür. Çöktüğü için de zaten şimdi yeni finansman kaynakları arıyorlar. Bu finansman kaynakları olarak da adres halktır, emekçidir, işçilerdir, yoksullardır. Onların üzerine yeni yükler getirerek programı kurtarmaya çalışıyorlar. Bu program kurtulamaz. Bu program çökmüştür. Çöktüğünü nereden anlıyoruz? Bunun en makro boyuttaki göstergesi işte bütçedir. Bütçeye baktığınızda bunu bütün ayrıntılarıyla görmeniz mümkün. Zaten vergi mevzuatı olabildiğince karmaşıklaşmış. Vergi mevzuatının içinden çıkmak mümkün değil. Ama hani meşhur şey söz vardır ya aynı deneyi yapıp farklı sonuçlar elde etme çabası. Şimdi tabii ki dilim varmıyor ama aynı deneyi yapıp farklı sonuçlar elde etmeye çalışanlara ne dendiğini siz çok iyi biliyorsunuz. Dolayısıyla ekonomiyi yönetenlerin böyle bir akıl tutulmasına sahip olmaları aslında halkın sırtındaki yükü de krizi de arttırmaya devam ediyor.
"Kürt illeri" tepkisi
Temelli, Türkiye’de bölgesel eşitsizlik olduğunu vurguladı:
"Diyoruz ki Kürt illerinde böyle bir adaletsizlik var. Komisyonun tek ilgilendiği konu nedir biliyor musunuz? Bu adaletsizlik değil. Kürt illeri sözcüğü Kürt illeri sözcüğünü düzeltme çabasında. Anayasaya aykırıymış. Anayasaya aykırı filan değil. O iller Kürt illeri. Neden Kürt illeri diyoruz? Çünkü nüfusun büyük bir çoğunluğu Kürtler ve Kürt halkının iradesinin yansıdığı yerel seçimlerde de görüldüğü gibi yansıdığı kentler. Fakat bir başka özelliği daha var bu illerin. Gerçekten bölgesel eşitsizliğe ve gelir dağılımındaki eşitsizliğe hem kişisel anlamda hem bölgesel anlamda baktığınızda dramatik Bir fark ortaya çıkıyor. Yani bugün Devlet Planlama Teşkilatının zamanında yapmış olduğu sınıflandırmaya göre bakarsanız 1. bölge ile 6. bölge, Kürt illeri 6. bölgedir. 1. bölge Marmara’dır. Aradaki fark devasa bir farktır. Dolayısıyla aynı ülkede mi yaşıyoruz sorusunu bize sorduran bir fark var karşımızda."
"Demirtaş hala neden tahliye edilmedi?"
"Diğer taraftan tabii her şeyden önce biliyorsunuz Türkiye’deki yargı sistemi siyasallaştığı kadar aslında hukuk devleti ve evrensel hukuk normlarından giderek uzaklaşıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Demirtaş kararı sonrasında sevgili Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi beklendi ve hala bekliyoruz. Neden tahliye edilmediğine dair hiçbir açıklama yok. Siyasallaşmış yargı hala kulağının üstüne yatmaya devam ediyor. Oysa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı kesindir, nettir. Ve Selahattin Demirtaş ve bu davadan yargılanan bütün arkadaşlarımız hemen bırakılması gerekiyor.
"Mahkeme suç işliyor"
"Şu anda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını uygulamayarak İstinaf Mahkemesi açık söyleyelim suç işliyor. Ama yargı öyle bir hale gelmiş ki Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı kararlarda gayet rahat bir şekilde suç işleyebiliyor. Aynı şeyi nerede görüyoruz? Tayfun Karaman hakkındaki kararda da görüyoruz.
"Anayasa Mahkemesi’nin kararı nettir. Anayasada da yazıyor. Fakat uygulamamakta ısrar eden bir mahkeme var. Daha önce Can Atalay’da da bunu gördük. Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayan, keyfi davranan, Anayasa Mahkemesi efendim bir üst mahkeme değilmiş. Anayasa Mahkemesi anayasayı gözeten, kollayan, yaşatan bir mahkeme.
"Süreçte adımlar tek yanlı atıldı"
"Şimdi şunu çok iyi biliyoruz ki özellikle 26 Ekim’e kadar gelen süreçte 27 Şubat’ta başlayan Sayın Öcalan’ın açıklamalarından 26 Ekim’de geri çekilmeye kadar gelen süreçte önemli adımlar atıldı ama tek yanlı atıldı. Şimdi diğer adım atacağı en önemli mevzu gelip bu özel yasa meselesine odaklanıyor. Bununla başlanacak öyle gözüküyor.
"Bu özel yasanın nasıl olması gerektiğine dair de Meclis komisyonu bu görüşmeleri tamamladıktan sonra raporunu yazacak. Bu rapor çerçevesinde de çeşitli görüşler alınacak. Tabii ki bu da bir görüştür. Bu da alınacaktır. Buna benzer görüşlerle beraber bir kanun teklifi doğru yol alacağız. Umarım çok gecikmeyiz. Bir an önce daha önce 31 Aralık bir hedef olarak gösteriliyordu. Kanun teklifinin yasallaşması konusunda. Umarım çok gecikmeden bir an önce bu kanun teklifi genel kurula gelir, yasallaşır. Özel yasa dediğimiz şeyle başlarız ve bu da toplumun beklentilerinin önemli bir kısmını karşılarsa sağlıklı bir şekilde yol kat edebiliriz."
Komisyonun İmralı ziyareti
Temelli gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Yarın toplanacak Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmeyi gündemine alıp almayacağını yanıtlayan Temelli, böylesi bir beklenti içinde olduklarını ifade etti. Temelli, "Biz bunu çok daha önce de istedik. Öncelikle olması gereken meselenin bu olması gerektiğinin altını ısrarla çizdik. Yarın komisyon toplandığında umarım bunu gündemine alır. Hatta umarım kararını da alır ve gecikmeksizin de adaya gidilir" dedi.
(AB)

