Kürt meselesinin çözümsüzlüğünden doğan çatışmanın çözümüne giden yolun a.ılmsı maksadıyla kurulan TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 6. Toplantısında Baroların sunumları ardından DEM Partililer söz alarak ana dili konusu üzerinde durdular.
Koçyiğit: "Görevimiz konuklara laf yetiştirmek değil"
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, komisyon üyesi milletvekillerinin Komisyon'da görüş açıklayan Sivil Toplum Örgütleri temsilcileryile tartışmaya girişmelerinin yersizliğine dikkat çekti.
Koçyiğit, "Buraya gelen misafire cevap yetiştirmek hiçbir milletvekili arkadaşımızın görevi değildir. Zaten beyanlar bağlantılı bir şekide anlatılmıştır. Yoksa mesele oradan niye çıkarıldıkları meselesi değildir” diye konuştu.
Celal Fırat: "Cemevleri Alevilerin ibadethanesi olarak görülmeli"
DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat da “Adalet çok şey kazandırır. Ben hem Kürt hem Aleviyim her iki tarafta da sıkıntı yaşıyoruz. Kendi kimliğimizi, dilimizi, inancımızı yaşayamıyoruz. İkide bir bütün katılımcılar konuşmacılar kardeşlikten bahsediyor." dedi.
Allah rızası için sormak lazım. Bu nasıl bir kardeşlik? Birbirini algılamamak, birbirinin kimliğine, diline, inancına, farklı bir gözle bakmak, onu kabul görmemek… Devlet bu konuları güvence altına almalı, Cemevlerini Alevilerin ibadethanesi olarak görmelidir. Biz Kürtler bu ülkede anadilimizde kendimizi ifade etmek istiyoruz."
Mezopotamya Ajansının haberine göre, Alevi kelamlarından örnek veren Fırat, "Sorunlarımızı konuşarak çözmemiz gerekiyor. Bu ülkede yine en can yakıcı meselelerden birisi Cemevi meselesidir. Cemevlileri hâlen ibadethane olarak kabul görmüyor. Birçok yerde Cemevlilerinin arsaları ya belediyelere bağlı ve belediye başkanlarının dudaklarının arasına tıkıştırılmış vaziyette. Bu konuların demokrasi çerçevesinde ele alınması gerekirken birilerinin vicdanlarına havale edilmesi doğru bir yaklaşım değildir” dedi.
Beştaş: "Bir annenin ana dilinde duygularını ifade etmesinin önünde engel yoktur"
Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş da barışın dilinin ana dili olduğunu belirtti. Önceki toplantıda yaşanan ana dil engellemelerine dikkat çeken Beştaş, Kürtçe konuşma isteklerinin bastırılması konusunda: "Doğrusu milyonlarca yurttaş, Kürt yurttaş parçalandı, kırıldı, güveni sarsıldı." dedi.
Beştaş, şunları söyledi:
"Kamusal alanda ana dilinin kullanımının önünde engeller var mı yok mu? Onu Genel Kurul’da tartışacağız. Ancak ben bir şey söyleyeceğim; Anayasa 3’e göre kamusal alanda ana dili kullanımının önünde bir engel yok. Sadece resmi devlet dili var. ‘Devletin dili Türkçedir’ diyor ve burası bir Meclis Genel Kurulu değil, bir iktisat komisyonu değildir. Bir yasal zemini de yok. Yani Meclis başkanının çağrısı gibi oldu bu komisyon. Yani burada barışı konuşurken bir annenin kendi ana dilinde duygularını ifade etmesinin önünde hiçbir engel yoktur ve olmamalıdır. Yani dil toplumun binlerce yıldır anlaşabilmesinin anahtarıdır. Tam da barışa açılan bir kapı varsa o kapıyı açacak olan anahtar da dilin kendisidir.”
Çiçek: İnsanlar en rahat ifade ettiği dilde kendisini ifade etmeli
DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek ise toplumun ferasetine ve kardeşlik duygusuna her komisyon üyesinin inanması gerektiğini vurguladı.
“Bunun enginliği ile bunun özgüveni ile sadece Kürtçe için söylemiyorum bunu insanların kendisini en rahat ifade ettiği dilde kendisini ifade etmesi gerekir. Zaten o toplumsal üretim başta olmak üzere hepimizin görevi olduğu için yüzleşeceğimiz, gönüllü bir şekilde ortaklaşacağımız bir zemin olmalı. Şimdi burada kimi hatipleri dinlerken aslında ilk konuşmamızda da söylemiştik. Açık haklarımız var. Bu belki bir bütün olarak kapanmayacak. Bunun farkında olarak hareket etmek gerekiyor. Gerçekten anlamamız gerekiyor birbirimizi” dedi.
(AEK)

