İmralı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Öcalan'a uygulanan tecridin, halklar arasında gerginlik yaratma politikasına bağlı olduğu, toplumsal barışa dönük politikaların hayata geçirilmediği belirtildi.
Tarlabaşı'ndaki Beyoğlu İlçe Örgütü önünde 13.00'da toplanan 50'ye yakın DEHAP üyesi, ellerinde Şırnak'ın Gabar Dağı'nda çatışmada öldükten sonra jandarmalar tarafından kulakları kesildiği iddia edilen Meas Reşit Reşo' nun fotoğrafları ile "Tecrit Değil Diyalog" yazılı Türkçe ve Kürtçe dövizler taşıdı.
DEHAP Beyoğlu İlçe Örgütü Başkanı Hüseyin Turan'ın okuduğu basın açıklamasında, çatışma ortamının sona ermesi için hayata geçirilmesi istenen tüm barışcıl demokratik taleplerin, terörize edilerek şiddetle bastırıldığı savunuldu.
"Kürt sorunu yok sayılıyor"
Turan, "Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin gittikçe ağırlaştırıldığı, Öcalan'ın 5 haftadan beri yakınları ve avukatlarıyla görüştürülmediği ve bölgedeki askeri operasyonların gittikçe yoğunlaştığını" söyledi ve kaygılarını şu sözlerle ifade etti: .
* AKP hükümeti tek yanlı ateşkese ve yoğun barışçıl diyalog taleplerine olumlu karşılık vermeyerek, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği'nin (AB) çıkarcı politikalarında da güç alarak, Kürt sorununu yok saymaktadır.
* Yapılan tüm barışçı demokratik talepler, terörize edilerek şiddetle bastırılmaktadır. Bu politikalar, Türkiye'yi yeniden çatışmalı ortama sürükleyerek, uygar ve çağdaş demokratik değerlerden uzaklaştırmaktan başka hiçbir şeye hizmet etmemektedir.
* Öcalan'ın avukatları ve ailesiyle görüşme yapamamasının yetkililer tarafından ulaşım aracının bozuk olmasına bağlanması, gerçekçi bir neden değildir.
* Çünkü AKP hükümeti NATO zirvesinde onlarca gemi ve tekne seferber ederken, ülkenin birlik ve bütünlüğünü, halkların kardeşliğini bu kadar yakından ilgilendiren bu duruma sıradan bahanelerle yaklaştırmaktadır.
DEHAP çözüm istiyor
DEHAP'lılar Kürt sorunun barışçıl çözümü ve hakların kardeşçe yaşaması için, Öcalan'ın üzerindeki tecridin kaldırılması, çift taraflı ateşkesin sağlanması, askeri operasyonlara son verilmesi ve halkın zararlarının karşılanarak köye dönüşlerin sağlanması istedi.
Açıklamada ayrıca "Hükümetin AB sürecinde Kürt sorunun çözümü için göstermelik düzenlemeler yaptığının kanıtı, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası'na (Eğitim-Sen) anadilde öğrenimi savunduğu için kapatma davası açılmasıdır" denildi.
Geçtiğimiz haftasonu ise Diyarbakır, Hakkari, Urfa, Van, İstanbul, Batman, Mardin ve Siirt'ten gelen Barış Anneleri İnisiyatifi üyesi bine yakın kadın, Kürt sorunun demokratik yollarla çözümü ve Kürt halk önderi olarak kabul ettikleri Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na dilekçe verdi.(ÖG/BB)