Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin, yaya geçişleri ve trafik ışıklarının bulunduğu caddelere yazdığı Kürtçe ‘Pêşî Peya’ (Önce Yaya) ve ‘Hêdî’ (Yavaş) uyarı yazıları ikinci kez Diyarbakır Valiliği tarafından silindi.
27 Temmuz Cumartesi günü Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu imzasıyla belediyeye gönderilen yazıda, “Kürtçe yazıların Karayolları Trafik Kanuna ve standartlara uygun olmadığı” gerekçesiyle silinmesi talep edildi.
Valiliğe yanıt veren DBB, cevap beklerken 29 Temmuz gece 03.00 sıralarında Kürtçe yazılar silindi.
Bunun üzerine DDB, 31 Temmuz’da Kürtçe uyarı yazılarını tekrar yazdı ancak Valilik, yazıları bir kez daha sildi.
Diyarbakır'da kimliği belirsiz bir grup Kürtçe uyarıları boyadı
"Kürtçe yasağına karşı uydurulmuş bir kılıf”
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Daimi Encümeni avukat Abdulkadir Güleç, yazıların silinmesini bianet’e değerlendirdi.
Güneş, Valiliğin öne sürdüğü “standart dışı” ifadesinin “Kürtçe yasağına karşı uydurulmuş bir kılıf” olduğunu söyledi:
“Valilik, yazıların ‘standart dışı’ olduğunu ifade ediyor. Kürtçe, açık açık kullanılmıyor ama standart dışılıktan kasıt nedir bu da açıklanmıyor. Mevcut Anayasal düzende bu yazıları silmeyi gerektiren hiçbir durum yok. ‘Kürtçe yazı yazılamaz’ şeklinde bir yasak olmadığı için Karayolları Genel Müdürlüğü yönetmeliği üzerinden punto gibi gerekçeler bahane ediliyor.
"Ayrıca belediye sadece yol- kaldırım yapmaz. Belediye Kanunu’nda sorumluları yer alıyor. Kanunda, ‘Belediye, sınırları içinde yaşayan halkın müşterek ihtiyaçlarını karşılar’ diyor. Bu halkın müşterek bir ihtiyacıdır. Burada bir propaganda yok, siyasi bir söylem yok."
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi: Kürtçe yazılar Valinin talimatıyla silindi
"Kayyımlar döneminde de yazılar vardı"
Söz konusu uyarı yazıların 15 yılı aşkın bir süredir var olduğunu ifade eden Güneş, şimdiye kadar hiçbir müdahalenin olmadığını belirtti:
“Bugün gündem olan bu yazılar geçmişte de vardı ve hatta kayyım döneminde de bu yazılar duruyordu. Kayyımlar tekrar yazmadı ama silmediler de. Şimdi daha önce olmayan bir uygulama gündeme getiriliyor. İlk önce Kürtçe şarkılar eşliğinde çekilen halaylar gündem oldu, tutuklamalar yaşandı ardından Kürtçe trafik işaretleri gündeme getirildi.
“Son zamanlar Kürtçe üzerinde büyük bir baskı var. Diyarbakır’da bir kafe sahibi Kürtçe hizmet vereceğini açıkladığı için bugün ev hapsinde, bir tahammülsüzlük var.
“İngilizce, Arapça, Rusça tabela asmak-konuşmak, bu dillerde hizmet vermek, nasıl normal görülüyorsa; Kürtçe de aynı şekilde normal görülmeli. Türkiye’de 20- 25 milyon bir Kürt nüfus var dilini yok saydığınızda bu nüfusu yok olmayacak."
Diyarbakır'da Valiliğin sildirdiği Kürtçe yazılar yeniden yazıldı
"Eşitlik ilkesine aykırı"
Yazıların silinmesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu vurgulayan Güneş, Anayasa’nın “Eşitlik ilkesi”ni kapsayan 10. maddesine atıf yaptı:
“Yapılan bu hizmetin, uluslararası hukukta, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde, Anayasa’da karşılığı var. Anayasa’nın 10. Maddesi ‘eşitlik ilkesi’nden söz ediyor. Eşitlik ilkesi, hukuk kurallarının genel olmasını ve kişilere eşit davranılmasını ifade ediyor.
"İstanbul Aksaray’da veya Taksim’de Arapça tabelalar var. Niçin? Çünkü bir nüfus var, olması gereken normal olanı da budur. Fakat söz konusu Kürtler olduğu zaman hukuk, eşitlik ortadan kalkıyor.”
(RT)