Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesine ilişkin davanın 6. duruşması bugün Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Mahkeme, 15 Haziran tarihli duruşmada, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun dinlenmesi talebini kabul etmiş, Davutoğlu’nun 23 Kasım’daki duruşmada dinlenmesine karar vermişti. Ancak 19 Eylül tarihli ara duruşma ile bu kararı geri aldı.
Bugünkü duruşmada da Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenmesi talebi yine reddedildi.
Türkan Elçi: Adaletle aramıza duvar örüldü
MA’nın haberine göre, bugünkü duruşmada ilk olarak konuşan Elçi’nin eşi Türkan Elçi, davanın üzerinden 2 yıl geçtiğini hatırlattı:
“Savaşa karşı çıktığı esnada katledilen bir hukuk insanının, bir baro başkanının katledilmesinin alelade bir dava olmadığını, bu davanın kişisel olmak kadar toplumsal ehemmiyetini, haksızlığa uğrayan her vatandaş gibi adaleti arama derdinde olduğumuzu ifade etmeye çalıştık. Fakat anlaşılamadığımızı, en doğal hakkımız olan adaletle aramıza gün geçtikçe bir duvarın örüldüğünü kısa sürede idrak ettik.
“Dört yılı aşkın bir zaman sonra açılması beklenen bir davadan medet uman mağdurlar olarak sanık muamelesi gördük, dışarıya atılmak istendik. Bu duvarın harcında toplumun genelinde ve bu davanın özelinde adalet bekleyenlerin derdini anlamada kayıtsızlık, devletin yargıcı olma kaygısı, devletin polisini yargılayamama, cezasızlık geleneği, kendine yakın hissetmediklerine önyargı var. Bu duvarın harcında zulüm var. Vatandaş anasının ak sütü kadar helal olan adalete erişemiyorsa, ortada zulüm var demektir.”
Adaletin herkesin hakkı olduğuna vurgu yapan Elçi, “Bize bugün hakkımız olan adaleti teslim etmezseniz bize zulüm etmiş olursunuz” dedi.
Yargılamanın başladığı 2 yılın ardından adalete ve yargının tarafsızlığına olan inancını korumayı çok istediğini dile getiren Elçi, bu inançlarını yitirdiğini söyledi.
Karardan vazgeçirecek ne oldu?
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, önceki celsede avukatların “Tahir Elçi cinayetinin aydınlatılmasında soruşturma makamlarının isteksiz ve etkisiz davrandı, bunu siz de yapıyorsunuz” yönündeki sözlerine mahkeme başkanın “Bizi öyle lanse etmeyin” diyerek tepki gösterdiğini hatırlattı.
Eren, mahkemenin Ahmet Davutoğlu'nun dinlenmesi kararından vazgeçmesinde mahkemeye dair kuşkusunu dile getirerek, "Celse arasında bu karardan vazgeçecek ne oldu?" diye sordu.
Avukat Nahit Eren, dinlenilmeyen tanık Ahmet Davutoğlu’nun “Tahir Elçi’nin siyasi bir cinayete kurban edildi” sözlerinin neden dinlenilmeye değer olmadığını sordu. Mahkemenin yargılamayı adil yürütmekten uzak olduğunu ve ceza yargılama ilkelerini gözetmediğini, yargılamanın konusu Kürtler olunca hukukun işlevini yitirdiğini, hukuki dayanaktan yoksun kararlar verdiğini belirtti.
Eren ayrıca, “birilerinin dosya savcısına talimat verdiğinin anlaşıldığını, mahkeme heyetinin davayı aydınlatmayacaksa çekilmesi gerektiğini” ifade etti.
“Davutoğlu o karanlık dönemde başbakandı”
Bir önceki celseden sonra davanın savcısının bir kez daha değiştiğini vurgulayan Eren, savcının değişmesiyle mahkemeye, Davutoğlu kararından vazgeçilmesi için talepte bulunduğunu ve mahkemenin de aynı gün bu yönde karar verdiğine işaret etti:
“Mahkeme de Davutoğlu'nun dinlenmesinin davaya yeni bir şey katmayacağı gerekçesiyle kararından vazgeçiyor. Dosyaya yeni bir şey katmayacağını nereden biliyorsunuz? Davutoğlu o karanlık dönemde başbakandı. Davutoğlu'nun 'Tahir Elçi cinayeti siyasi suikasttır' sözlerinin hiç mi önemi yok? Bu davayı gerçekten etkisiz ve isteksiz yürütüyorsunuz.”
Eren, Tahir Elçi cinayetinin, alelade bir cinayet olarak ele alınmasına izin vermeyeceklerini sözlerine ekledi.
“Bu kaçıncı reddedişimiz, lütfen artık çekilin”
Tahir Elçi'yi anma etkinliğine katılan baro başkanları ve avukatların fişlediğini de sözlerine ekleyen Eren, mahkemenin de davaya bakış açısının bu olduğunu belirtti:
“Fişleme olayı Tahir Elçi davasına bakış açısıdır. Anmaya gelenleri fişliyorsunuz. Türkan Elçi dahil olmak üzere. Siz bu dosyada etkin baksaydınız birileri o fişlemeyi yapamazdı. Biz sizi reddediyoruz. Bu kaçıncı reddedişimiz. Sizi reddediyoruz. Lütfen siz artık kendiniz çekilin.”
Ardından avukat Neşet Girasun söz alarak, 5 celsedir dile getirdikleri 30 talebin 20'sinin reddedildiğini, kabul edilen taleplerin ise dosyanın esasına etki etmeyen talepler olduğunu dile getirdi.
Girasun, Tahir Elçi'nin sıradan biri olmadığını, devletin 1990'da işlediği faili meçhul cinayetleri ve 38 kişinin uçaklarla bombalanarak öldüğün olayı aydınlattığını hatırlatarak “Biz Tahir Elçi'nin takipçileriyiz, bu davanın peşini bırakmayacağız” dedi.
“Adli Tıp kayıp 13 saniyeyi araştırsın”
Avukat Mahsuni Karamanda Elçi cinayetinin delillerinin karartıldığını söylediklerini belirterek, bu işin senkronize olduğunu, ortaya çıkan belge ve bilgiden anladıklarını dile getirdi.
Polis kamerasındaki 13 saniyelik kesintiyi hatırlatan Karaman, bu kayıp zamanla ilgili çekimi yapan polisin “Ayağım kaydı, düştüm, kayıttan çıktım” yönündeki ifadesine rağmen Adli Tıp Kurumu'nun çekimin devam ettiği, kadrajın kaydığı yönünde rapor düzenlediğine işaret ederek, kayıp 13 saniyelik görüntü için Adli Tıp Kurumu'na yeniden inceleme için müzekkere yazılmasını istedi.
Karaman, Davutoğlu'nun dinlenilmesinden vazgeçildiği ara karardan vazgeçilerek Davutoğlu'nun dinlenmesini, İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin dinledikleri tanıklarla ilgili ses ve görüntü varsa bunların istenmesine karar verilmesini istedi.
Adli Tıp incelemesine mahkemeden ret
Mahkeme, Adli Tıp Kurumu'nun 13 kayıp saniyeye ilişkin yeniden rapor düzenlenmesi, baroların katılım ve Davutoğlu'nun dinlenmesi taleplerini reddederek, İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı raporda görüntü ve ses kayıtlarının olup olmadığının sorulmasına ve varsa mahkeme gönderilmesi talebinin kabul edilmesine karar verdi.
Bir sonraki duruşma 5 Temmuz 2023’te görülecek.
13 saniyelik kayıt "kayıp"
TIKLAYIN - “Tahir Elçi O 13 Saniyede Vuruldu”
Avukat Mahsuni Karaman polis kamerasının görüntü kayıtlarında 13 saniyenin kayıp olduğunu, Elçi’nin o 13 saniyede vurulduğunu açıklamıştı:
“Görüntülerde iki PKK militanının, Dört Ayaklı Minareye koşuşuna odaklanmış durumda. Ve kayıtların tamamı kesintisiz sürüyor, tüm süreç görünüyor. Görüntü kayıtlarında kesiklik olan tek kayıt, Fotofilm Şube’nin kaydı. Görüntü Elçi’nin sesi duyup irkilmesiyle donuyor, aynı kayıt, iki militanın sokaktan girişiyle başlıyor. görüntü kayıtlarını karşılaştırdık, o kayıtta 13 saniyelik bir boşluk, kesinti var. İşte Tahir Elçi o 13 saniyede vuruluyor.”
TIKLAYIN - Forensic Architecture Tahir Elçi Cinayetiyle İlgili Raporunu Açıkladı
Londra Üniversitesi’ne bağlı çalışan araştırma ajansı Forensic Architecture’ın cinayetle ilgili adli araştırmasında, olay yerindeki polis memurları kuvvetli suç şüphelisi olarak tanımlanmıştı.
İddianamede ne var?
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Tahir Elçi’nin 28 Kasım 2015’te öldürülmesiyle ilgili iddianameyi 26 Mart 2020’de hazırladı, 10. Ağır Ceza Mahkemesi 3 Nisan 2020’de kabul etti.
İddianamede üçü polis dört sanık şüpheli olarak yer alıyor.
Sanık polisler M.S., F.T. ile S.T.'nin "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten" 2 yıldan 6 yıla kadar hapsi isteniyor.
Diğer şüpheli Uğur Yakışır ise “kasten öldürme, olası kast ile öldürme, 6136 sayılı yasaya muhalefet, devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma, mala zarar verme” ile suçlanıyor ve hakkında ağırlaştırılmış müebbete varan hapis cezası isteniyor.
Yakışır, Elçi’nin yanı sıra aynı gün öldürülen polisler Cengiz Erdur ve Ahmet Çiftaslan’ın cinayetiyle ilgili de suçlanıyor.
TIKLAYIN - Tahir Elçi Cinayetinde Üçü Polis Dört Kişi Hakkında İddianame
Ne olmuştu?
Tahir Elçi, 15 Ekim 2015 tarihinde CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu "Tarafsız Bölge" programında "PKK terör örgütü değildir" dedi. Bunun üstüne kanala 700 bin lira para cezası kesilirken, Tahir Elçi 20 Kasım 2015 günü Diyarbakır'da, barodaki odasında gözaltına alınarak İstanbul'a getirildi.
Elçi, savcılığın tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk etmesine karşın Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Elçi hakkında, "terör örgütü propagandası" suçundan 7.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015'te Diyarbakır, Sur'daki Dört Ayaklı Minare önünde yaptığı basın açıklaması sırasında öldürüldü. (AS)