Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Suriye’yi Destekleme Konferansı” için Londra’ya giderken uçakta gazetecilere çözüm süreci hakkında açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu, Dolmabahçe mutabakatı, çözüm süreci, İmralı görüşmeleri gibi konularda özetle şunları söyledi:
Çözüm süreci
“Çözüm süreci, kamu düzeniyle ilgili devletin yetkilerinin kullanılmaması gibi bir anlama geliyor. Şöyle bir iyi niyetli algı yerleşmişti, ‘Çözüm sürecine zarar vermemek için müdahale etmeyelim.’ Zarar veririz korkusu bürokrasinin tepesinden aşağı doğru inmişti.
İhtiyaçları tespit ettik, kritik ilçeler dediğimiz yerleri tek tek masaya yatırdık. ‘Mart’ta, Nisan’da çözüm sürecinin ne olacağını görürüz. Ama bir gün meseleye neşter atılması gerekiyorsa bütün devlet kurumları hazır olsun’ dedim.
Drone’lar, TOMA’lar, ihtiyaçların hepsini düşündük. Mart’ta sürecin işleyişini takip ettik. HDP’den sürekli ‘kamu düzenine saygı göstereceğiz’ denildi.”
Dolmabahçe mutabakatı
“Dolmabahçe, tek taraflı bir açıklamaydı. Silahsızlanma konferansı yapılarak silahların bırakılacağı sözü verildi. Elimizdeki istihbarat bilgileri silahsızlanmayı bırakın bunların yeni bir şeye hazırlandığını gösteriyordu.
7 Haziran seçimleri sıkıntısız aşıldı. Bunlarda bir vehim oluştu, ‘Nasıl olsa Ak Parti gidiyor’ diye düşünerek kalkışmayı denediler. ‘Temmuz boyunca kalkışın’ gibi Kandil’den çağrılar yapıldı.
PKK’nın Suruç saldırısı, DHKP-C, Ceylanpınar olayı yaşanınca, DAEŞ de sınırda bir askerimizi şehit edince güvenlik birimlerimize “Şimdi vakti geldi, hazırız, ne yapılması gerekiyorsa yapacaksınız” dedim.”
Operasyonlar
“11 Temmuz’da ben Demirtaş’la görüşmeye gidiyorum, Kandil’den ‘silahlanın, ayaklanın’ diye açıklama yapılıyor.
23 Temmuz saat 3’te, ‘Kasım’da verdiğim talimatın gereğini yapıyorsunuz’ dedim. O gece DAEŞ’E, PKK’ya operasyon başladı.”
Sivil kayıplar
“Dün de herkesi tek tek dinlediğinizde yönetme kabiliyetinin ne kadar önemli olduğunu görüyorsunuz. Silopi’ye, Cizre’ye giriyorsunuz daracık sokaklar, güvenlik güçlerimiz yan yana yürüyor. Birbirlerinin dilini anlamaları son derece önemli.
Bu kadar kapsamlı operasyon yürüyor, sivil kayıplar çok az.”
Göç edenler
"Operasyonun bittiği yerlerde hayatın normalleşmesi ve bir başka aşamaya geçiş önemli. Eylem planımızı 300 başlığa ayırdık. Pazartesi bölgenin ticaret, ziraat odası başkanlarını topladık.
4 bin 600 kadar Sur’u terk etmiş aileye 1000’er lira kira yardımı yapıyoruz. Başbakanlık ödeneği olarak veriyoruz. Ayrıldığı evin ücreti 250 TL, biz onlara 1000 lira kira yardımı yapıyoruz.
Diyarbakır’ın bütün otelleri dolu. Parasını biz ödüyoruz, halk kalıyor. Bunlar 90’lı yıllarda köyler boşaltılırken oluşmuş son derece sağlıksız yapılaşmalar. Bu işlere başladığınız zaman bitirmeniz lazım.”
Sokağa çıkma yasağı
“Damlara keskin nişancılar yerleştirilmiş, İHA gönderiyorsunuz, damdan çekiliyor, aşağıda evlerin duvarlarını kırarak teröristler geçiş sağlıyor. Evler o kadar kötü ki derme çatma, asker yaklaştığında başka binaya geçiyor.
Sokağa çıkma yasağı olmasa bu evlerin her birinden 3-5 cenaze çıkar. Sokağa mayın döşüyor, Öğrenciler nasıl okula gidecek. Sivil kayıp istemiyoruz, minimum zayiatla gerçekleştirmek istiyoruz.”
Yeniden yapılanma
“Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı var zaten. Var olan yapılanmayı etkin işletmek önemli. Yapıyı bazen bütünüyle değiştirmek gerekir, onu bir hamlede yapmak lazım.
Bakanlıkları yeniden yapılandırmayı düşündüm. Ama acil reformlar var. 3 aylık dediğimiz vaatlerin yüzde 66’sı gerçekleşti. Mart sonuna kadar tamamı gerçekleşecek.”
İmralı görüşmeleri
“Ben son 10 gün içinde 4 masa kurdum. Masa İmralı’da Öcalan’la 3-5 kişinin oturması değil. Çağırdıklarım Ak Parti teşkilatları değil, çoğu HDP’ye mütemayil insanlar.
Her türlü geçmişten, kesimden STK’lar var. Baro Başkanı merhum Tahir Elçi’nin yaklaşımında arkadaşlar da var.
İşte masa bu, bundan sonra da bu masa devam edecek. Valilere söyledim. Her hafta sivil toplum örgütlerini toplayacaksınız. Sadece memurlarınızla görüşmeyeceksiniz. Her birinizin bir istişare meclisi kurmanızı istiyorum. Her hafta alandan bilgi alacaksınız.
Mart ayı silahsızlanma için Öcalan’dan mesajlar gidiyor, ‘silahsızlanacağız’ diyorlar. Demirtaş, Meclis’te konuşma yaptı, masayı deviren konuşma oydu.
Talimatları İmralı’dan almıyorlarsa, o zaman İmralı ile görüşmelerinin ne anlamı var? İmralı silahları bırakın diyor bunlar başka yerlerden duydukları sözlerle ‘Tam vakti Ak Parti’yi zayıflatın 7 Haziran’a giderken bütün politikanız Ak Partiye dönük olsun’ diye paralel çeteyle birlikte de bir strateji geliştirmişlerse bizimle nereye yol yürüyecekler?
İmralı’ya gitmek onlara meşruiyet kazandırıyor, arkasından o meşruiyeti kullanarak başka türlü bir oyunun içine girdiler.
Ben görüşmeyi yaparken, Kandil sabote etti. ‘Yapmayın o ayaklanma çağrılarıyla bir yere gidemezsiniz, sabrımızı taşırmayın’ dedim. Diyarbakır’da saldırı oldu Demirtaş’ı aradım taziye için telefona çıkmadı. Ülkenin başbakanı olarak açtığım telefona bile çıkmıyorsa kim kimi dışlamış, kim masayı devirmiş?
Belli bir noktadan sonra şu aşamaya geliyorsunuz. Bunları muhatap almak bir sonuç getirmiyor. Neyi görüşeceksiniz?” (AS)
* Haberi hazırlarken Sabah, Posta, Milliyet gazetelerinden faydalandık.
* Fotoğraf: Hakan Göktepe / AA