Pandemi koşulları nedeniyle iki yıldır gerçekleştirilemeyen Davos Zirvesi'ne iklim krizi tartışmaları damgasını vurdu.
Liderlerin ve iş insanlarının ülkelerin iklim taahhütlerini ve politikalarını tartışacağı oturumlarda temel bir soru ve sorun ortaya çıkıyor: Düşük karbonlu yakıtlara geçiş ne kadar mümkün? Fosil yakıt şirketleri bu hedefin ne kadar parçası olabilir?
Farklı bir Davos
WEF Başkanı Børge Brende, bir açıklamasında "Davos bu yıl farklı olacak. Ancak karlı dağların eksikliğinden dolayı değil, en acil sorunları çözmek için küresel iş birliği eksikliğinden dolayı," diyor.
Zirvede, Güneydoğu Asya'daki son sıcak hava dalgaları ve Güney Amerika'nın bazı bölgelerindeki su baskınları da dahil olmak üzere, iklim değişikliğinin akut olarak hissedilen etkilerinin çoğaldığına dair pek çok örnek tartışılıyor.
TIKLAYIN - SIPRI: Dünya yeni bir risk çağına giriyor
Ancak bu tartışmalardan çıkacak sonuçlara ve verilen sözlere ne denli sadık kalınacağı merak konusu. Son olarak 2022 Kasım ayındaki Birleşmiş Milletler (BM) iklim müzakerelerinde liderler iklim ve doğa konusunda daha fazla eylem sözü vermelerine rağmen, sera gazı emisyonları konusunda hiçbir adım atmamışlardı.
Adil, güvenli bir dünya
Oturumlarda konuşacak olan World Wide Fund for Nature (WWF) Genel Müdürü Marco Lambertini, 21 Mayıs'ta konuşmasına dair ipuçları veren sert bir açıklama yapmıştı. Lambertini, önlenmesi gereken çevresel felaketler için iş insanlarına uyarıda bulunmuştu.
Lambertini, WWF adına yaptığı açıklamada şu ifadelere yer vermişti:
"İklim ve doğa krizlerini ele almak için acil ve benzeri görülmemiş bir eylemde bulunmadıkça dünya çevresel felaket yolunda ilerlemeye devam ediyor. Büyüyen siyasi ve ekonomik istikrarsızlık karşısında, Davos'ta bir araya gelen liderler, kısa vadeli yanıtları, dayanıklılığı artırmak ve gelecek nesiller için yaşanabilir bir gezegeni güvence altına almak için gereken eylemlerle ilgili planlarını düzenlemelidirler.
TIKLAYIN - Pandemide gelir eşitsizliği: Her 30 saatte bir yeni milyarder
"İklim hedeflerine ulaşma hızını artırmak, sürdürülebilir gıda sistemlerine geçmek ve mümkün olanı geri getirirken ekosistemleri ve gezegende kalan biyolojik çeşitliliği koruma çabalarını hızlandırmak anlamına geliyor. Dünya liderleri bu yıl, artan doğa krizimiz ile mücadele etmek ve daha adil, gıda açısından güvenli bir dünyayı gerçeğe dönüştürmek üzere 'Paris tarzı' bir anlaşmayı benimsemek için kaçırılmayacak bir şansa sahipler."
* Bu haber wwf.panda.org ve yesilgazete.org'dan derlenmiştir.
(TY)